19. yy (1) - Pozitivist Tarih Kuramı
19. yy. bilimin gelişmesiyle birlikte, bilime ve bilimsel yönteme ve buna bağlı olarak da ilerlemeye duyulan inancın arttığı bir dönedir. Teknolojik ilerlemeyi sağlayan doğa bilimlerinin kuralları tüm sosyal bilimlere uygulanmaya çalışıldı ve tarih de bundan nasibini aldı.
Bilimsel bilgi ve yöntemlerin büyük saygınlık kazandığı bu yüzyılda, tarihçiler de tarih yazıcılığını bilimsel ilke, kural ve yöntemlere oturtarak, bilimsel nesnelliğe sahip bir tarihsel bilgi üretmenin arayışına girdiler.[i]
Pozitivizm doğabiliminin yönteminin iki aşamalı bir süreç olduğunu düşünüyordu. İlki olguları belirleme, diğeri ise yasaları formüle etme. Bu anlayış yeni bir tarih yazımına, pozitivist tarih yazımı denilen bir tarih yazımına götürdü.[ii]
Tarihçiler pozitivist yöntem bilgisinin ilk aşamasının etkisinde 19. yüzyılda olguları belirlemek için çalışmalar yapmaya başladılar. Pozitivist bilim anlayışı sadece olguları derlemekten oluşmuyordu, aynı zamanda olgular arasındaki yasa bağıntılarını da keşfetmeyi içeriyordu. Önemli olan olguları açıklamaktı.[iii]
Doğa bilimindeki nesnelliği tarih bilimlerine de aktarmak amacı güden pozitivistler, olguları toplamaya bu yüzden önem vermişlerdir. Olguları toplamak anlayışı ise basitçe şu varsayımdan hareket eder: Olgular nesneldir ve tarihçiler de tıpkı doğa bilimcileri gibi her türlü önyargıdan bağımsız olarak öncelikle olguları toplamaya, sonra da bunlar arasındaki ilişkileri kurmaya yönelmelidir.[iv]
Saint-Simon (1760-1825, Fransa)
Saint-Simon’a göre bilimin gelişmesi ile insan aklının gelişmesi dolayısıyla insanlığın ilerlemesi arasında doğrudan bir ilişki vardır… O hem bilimlerin birliği ülküsünü savunmaktadır hem de bilimlerin pozitif dönem adı verilen döneme geçerek veya bilimlerin teolojik ve metafizik dönemlerinden kurtularak insanlığın gelişmesine yön vereceği düşüncesine inanmaktadır. [v]
Auguste Comte (1798-1857, Fransa)
Comte 1822'de, 24 yaşında genç bir adam iken, kendine göre çağ açan bir keşif yaptı: insan zihni, olgular üzerindeki düşünüşü bakımından tabii olarak üç temel safha geçirir. Birinci ya da "teolojik" safhada insan zihni, olaylara, onları kontrol edici ruhların ya da tek bir kontrol edici ruhun faaliyetine atfederek açıklama getirir. İkinci safha olan metafizik safhada bu ruhların yerine yerçekimi gibi soyut güçleri koyar ve Tanrının yerine gayrişahsî mahiyetli Tabiatı kaim kılar. Üçüncü safha pozitif ya da bilimsel safha olup, bu safhada, zikredilen kurgular ilga edilmiştir ve insanoğlu olguları olduğu şekliyle kaydetme ve olguların bağlamına ilişkin yasaları ifade etme arzusundadır.[vi]
Tarihin gerçeklerinin anlamlandırmak için yola çıktığında, Comte'un başvurduğu, kendinin ifade ettiği şekliyle, bu Üç Hâl Yasası idi. Comte tarihin anlaşılabilir olduğuna inanıyordu, çünkü tarihte Üç Hâl Yasasını ayan beyan görüyorduk.[vii]
Buna göre Comte'un insanlık tarihini (ya da daha ziyade Avrupa tarihini), içinde üç safhanın açık biçimde takip edilebileceği bir ilerleme olarak ortaya koyduğunu görürüz. İlk önce, ilkel kölelik de dahilGrek, Roma ve orta çağlara ait uygarlıkları kapsayan, fetişizmden tedricî şekilde çoktanrıcılık ve oradan tektanrıcılığa geçişle tefrik edilen uzun bir teolojik dönem gelir. Ardından Rönesans, bilimin yükselişi ve sanayinin doğuşu ile metafizik safha geldi: bu dönem eski müesseselerin çöküşü ile karakterize edilen ve Fransız Devrimi ile sonuçlanan bir eleştiri dönemidir. Son olarak, ancak kısmen gerçekleşmiş olan, ortaçağ Hıristiyanlığının birçok özelliğini ihtiva edecek, ama hurafeye değil bilime dayanması ve baş ruhanisi Papa değil Auguste Comte olması gibi önemli faklılıkları olan pozitivist döneme geçeriz.[viii]
Pozitivizm'in Tarih Üzerinde Etkisi
Pozitivist hareket, pek kurucusunun himayesinde olmayan bir istikamette olsa da, halihazırda işaret ettiğimiz gibi, yüzyıl boyunca tarihsel çalışmaların gelişmesi üzerinde esaslı bir etkiye sahip oldu. Bu etki, Pozitivist hareketin tarihî kayıtların tetkikine ve 19. yüzyıl tarih yazıcılığının belirleyici özelliği olan tarihe ilişkin veri birikimine verdiği hız şeklinde kendini gösterdi. Tarihi bilimsel kılma şeklindeki Pozitivist idealden etkilenmiş tarihçiler, heyecanla bu bilimselliğe ulaşmada ilk adım olarak düşünülen şeye, yani tam olarak vuku bulanı tesbit etmeye giriştiler. Bu da zengin kaynak malzemelerin (mesela Latin ve Grek kitabeleri koleksiyonu), eleştirel ilavelerle derlenmiş orijinal metinler ve sonraki kuşaklar için fevkalade değerli diğer temel verilere ait koleksiyonların birikimini getirdi.[ix]
Pozitivist tarih düşüncesi tarihçiler arasında yandaşlar bulduysa da pek yaygınlaşamamıştır. 19. yüzyıl tarihçilerinin çoğunluğu doğa bilim yöntemleri kullanarak tarihin değişmez kanunlarının keşfedilebileceği fikrini kabul etmemiştir. Çünkü bu yönde bir kabul tarihsel olguların doğasına aykırıydı. Bilindiği üzere tarihsel olgular münferittir; yani her olgu kendine özgüdür. Belki, benzer olguların karşılaştırılmasından bazı genel yorumlar oluşturulabilir. Fakat tarihte, doğa bilimlerinde olduğu gibi, her durumda geçerli ve tekrarlanabilir bilimsel genellemelere ulaşmak imkânsızdır.[x]
…tarihçi farklı dönem ve ülkelerde gerçekleşen devrimlerin sebeplerini inceleyerek, bunlar arasındaki ortak noktaları ortaya koyabilir. Ama "devrimlerin sebepleri şunlardır; bunlar olursa devrim olur" gibi bir genellemeye ulaşamayacaktır.[xi]
Dipnotlar
[i]Tarih Nasıl Yazılır? Komisyon. Tarihçi Kitabevi. 2015
[ii]Tarih Felsefesi – 2: Cengiz İskender Özkan. Anadolu Ünv.: 2013
[iii]Tarih Felsefesi – 2: Cengiz İskender Özkan. Anadolu Ünv.: 2013
[iv]Tarih Felsefesi – 2: Cengiz İskender Özkan. Anadolu Ünv.: 2013
[v]Tarih Felsefesi – 2: Cengiz İskender Özkan. Anadolu Ünv.: 2013
[vi]Tarih Felsefesine Giriş. William Henry Walsh. Hece Yayınları: 2006
[vii]Tarih Felsefesine Giriş. William Henry Walsh. Hece Yayınları: 2006
[viii]Tarih Felsefesine Giriş. William Henry Walsh. Hece Yayınları: 2006
[ix]Tarih Felsefesine Giriş. William Henry Walsh. Hece Yayınları: 2006
[x]Tarih Nasıl Yazılır? Komisyon. Tarihçi Kitabevi. 2015
[xi]Tarih Nasıl Yazılır? Komisyon. Tarihçi Kitabevi. 2015