Toplumsal Rol ve Sosyal Statü
Toplumsal Rol
Toplumun yapısına göre yerine getirilmesi gereken faaliyetler vardır. Bu faaliyetler, toplumun fertleri arasında paylaşılır ve iş bölümü oluşturulur. Bazıları toprağı işlerken, bazıları maden çıkarır, bazıları madenleri işleyerek alet yapar, bazıları gelecekteki rolleri için çocukları eğitir, bazıları da tüm bu faaliyetlerin aksamadan yürümesi için idari faaliyetlerde bulunur. Bu yüzden profesör, esnaf, öğretmen, anne gibi farklı görevler tanımlanmıştır. Görevlerin sadece genel çerçevesi belirlenmemiş, aynı zamanda görevler yerine getirilirken ne şekilde davranılacağı üzerinde de ortak bir anlayış oluşmuştur. Toplumun üyeleri arasında ortaklaşa kabul görmüş bu görevlere “rol” adı verilir. Kişiler, birden fazla rol üstlenebilirler. Örneğin, bir kişi hem erkek, hem baba, hem öğretmen, hem evlat olabilir.
Kültür, roller üzerinden toplumsal sistem içinde kurumsallaşır.
Roller toplumsal yapının önemli bir bileşenini oluştururlar. İşlevselci yaklaşıma göre, roller sayesinde toplum üyeleri birbirlerinin davranışlarını tahmin edip kendi eylemlerini bu beklenti ve öngörüler ışığında şekillendirebilir; böylelikle, roller toplumsal düzen ve dengeye katkıda bulunurlar. [i]
Birbiriyle ilişkili bir dizi davranış örüntüsü bir toplumsal işlev çevresinde kümelendiğinde ortaya çıkan bileşim, toplumsal rolü oluşturur. Örneğin bir ailenin her üyesinin yerine getirmesi gereken bir takım eylem ve tutumlar, görev ve ayrıcalıklar gibi belirli, yinelenen davranış örüntüleri vardır. Söz konusu davranış örüntüleri, aile bireyleri tarafından aile rolünün oynanması sırasında sergilenir. Toplumsal rol, yöneldiği sosyal gereksinim ve içinde oynandığı toplumsal grubun tüm üyeleri tarafından bilinir ve anlamlandırılır. Birey her şeyden önce toplumsal bir aktör ve toplumun temel gruplarının bir üyesidir. O, toplumsallaşma sürecinde kendisinden beklenen tüm temel toplumsal rolleri kendiliğinden öğrenmiştir. Böylece ondan, yaşamı boyunca toplumun bir üyesi olarak "kendi rolünü oynaması" beklenir.[ii]
Statü
Rolü yerine getirme sorumluluğunu üzerine alan bireyler, bu sorumluluklarından dolayı toplum içinde bir kısım haklara sahip olurlar ve toplum içinde “Statü” adı verilen bir yer edinirler.
Weber statü kavramını toplumda şan, şeref, unvan gibi prestij faktörlerine göre yapılan ayrışmaya karşılık tanımlanmıştır. Toplumlarda var olan kültürel kodlara göre bazı sosyal konumlara verilen değer diğer konumlardan üstündür[iii].
Kişiler erkek olmak, Türk olmak gibi bir kısım statüleri doğuştan; öğretmen olmak, baba olmak gibi bir kısım statüleri de sonradan elde ederler. Her statü bir kısım sorumluluklar yükler ve bir kısım haklar sağlar.
Meşruiyet, bir toplumda mevcut sosyal düzenin temel normlarına dair bir karşılıklı sözleşme ve uzlaşma var olması demektir. Bu uzlaşma alışkanlık, gelenek, rasyonel uzlaşma ve mütalaalar (anayasa, kanun, yönetmelikler), ideoloji veya dine dayalı olarak ortaya çıkabilir. Uzlaşma toplumun bütününü kapsamak zorunda değildir. Tabii olan da budur. Her toplumda belli bir derecede karşı gelmeler ve sapmalar olabilir[iv].
Toplumsal Eşitsizlik ve Tabakalaşma
Toplumlarda gereksinimlerin sağlanabilmesi, işleyişin düzenli olabilmesi için her türlü bilgi, beceri, vasıf ve yeteneğe gereksinim vardır. Tüm parçalar bütünü tamamlamak için gereklidir. Ancak toplumdaki bazı işlevler diğerlerinden daha önemlidir. Önemi yüksek olan bu işlevler ya toplumun sürdürülebilmesi için büyük önem taşırlar ya da gereksinim duydukları bilgi, beceri, vasıf düzeyleri yüksektir ve bu bilgi becerilere sahip olabilen kişi sayısı azdır. Dolayısıyla tüm bilgi ve beceriler toplumun işlevsel önceliklerine göre bir sıralamaya tabi tutulur. Böylece ortaya en üstten en alta kadar toplumdaki işlevleri ve karşılığında beklenen becerileri sıralayan bir sistem çıkar[v].
Tabakalaşma kavramı toplumda bireyler veya gruplar arasında var olan eşitsizlikleri tanımlamak için kullanılır. Genellikle bu eşitsizliklerin kaynağı olarak ekonomik gelir ve mülkiyet farklılıkları düşünülürse de toplumsal cinsiyet, yaş, farklı etnik köken ve inançlarda toplumsal eşitsizliklere neden olabilir. En basit örgütlenmiş olandan en gelişmiş örgütlülüğe sahip toplumlara kadar tüm toplumlarda toplumsal eşitsizliğin farklı derece ve türlerine rastlamak mümkündür[vi].
Ödüllendirme sistemi üzerinde toplumun değerler sisteminde oluşmuş bir uzlaşma vardır ve bu durum eşitsizlik olarak değil farklılık veya işlevsel bir tabakalaşma olarak algılanır. Bu durum bireylerde konumlarına yönelik bir çelişki, memnuniyetsizlik duygusu değil tam tersine bir bütünün parçası olma, topluma yararlı olma, toplumun devamını ve bütünlüğünü sağlama gibi duygular yaratır. Toplumsal tabakalaşma, toplumların devamı ve yeni konumların gereklerini yerine getirecek ama toplumlarda az bulunan yetenekli kişilerin bu görevleri kabul edebilmesi için gerekli ve kaçınılmazdır. Eğer toplumlarda kilit konumunda olan ve büyük sorumluluk isteyen görevleri dolduracak doğru insanları özendirecek bir ödül mekanizması yoksa o toplumlarda istikrar ve sağlıklı bir toplumsal düzen sürdürülmesi olanaklı değildir.[vii]
İşlevselci okula göre toplum aynen jeolojide olduğu gibi farklı katmanlara ayrılmıştır. Toplumun gereksinimlerine göre toplumdaki işlevler belirlenir. Toplumsal tabakalaşma, “toplumun gereksinimleri ile belirlenen işlevler arasındaki uyum ve bireylerin belirlenen işlevler arasında kendi yetenekleri ve eğitimlerine uygun olarak dağıtılması” sürecinde oluşur. Toplumsal tabaklaşma toplumda eşitsizlik değil “doğal” ve “kaçınılmaz” olarak ele alınması gerekli bir farklılaşma ortaya çıkarır. Bu farklılık toplum için olumlu ve gereklidir. Bu farklılaşma sayesinde toplumda gerekli işlevler liyakata dayalı bir biçimde yerine getirilir ve toplumda istikrar ile düzen sağlanır[viii].
Dipnotlar
[i] Sosyolojiye Giriş. Hayati Beşirli…Grafiker:2013
[ii] Sosyolojiye Giriş. Hayati Beşirli…Grafiker:2013
[iii] Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar, Anadolu Üniversitesi
[iv] Sosyoloji, Zeki Arslantürk
[v] Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar, Anadolu Üniversitesi
[vi] Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar, Anadolu Üniversitesi
[vii] Sosyal bilimlerde Temel Kavramlar, Anadolu Üniversitesi
[viii] Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar, Anadolu Üniversitesi