Sosyalleşme
Bildiklerimizi Nasıl Öğreniriz?
İnsan doğduğu andan itibaren bir toplumun içinde yaşamaya başlar. "Kişisel deneyim", bir bilgi edinme yöntemi olsa da aslında sahip olduğumuz bilgilerin çoğunu içinde yaşadığımız toplumdan "hazır" olarak alırız.
1940'lı yıllarda karşılaşılan bir örnekte, Anna, gayrimeşru bir çocuktu ve annesi bu nedenle doğduğu günden beri onu tavan arasında saklamıştı. Diğer insanlarla nadiren karşılaşmış ve çok düşük düzeyde bakım görmüştü. Alt yaşında bulunduğunda konuşamıyor, yürüyemiyor ve kendi kendine yemek yiyemiyordu. Kendisine yönelik konuşmalara cevap, davranışlara tepki vermiyordu, bu nedenle başlangıçta sağır ve kör olduğu zannedilmişti. Dört yıllık eğitimden sonra Anna zar zor yürüyebilir, birkaç kelime konuşabilir ve oyuncak bebeğine ilgi gösterir hale ancak gelebildi.[i]
Zihniyeti eğitim şekillendirir. Toplumsal yaşamda edinilmiş bütün deneyler, kendi yargı ve davranış alışkanlıklan olan değişik gruplara katılır, zihniyeti biçimlendirir. Bizim karmaşık toplumlarımızda, alınan eğitim, toplumsal yaşarnda edinilmiş deneyler, kültürel gruplar... çoksayıda ve çeşitlidir, değişik zihniyetler aşılar. [ii]
Sosyalleşme Nedir?
Kişilerin yaşadıkları toplumun kültürünü elde etmelerini ve yeni kuşaklara aktarılmasını sağlayan öğrenme sürecine sosyalleşme denir.[iii]
Sosyalleşme sonucunda insan belirli bir kültürün geleneklerine uygun biçimde düşünmeye ve davranmaya başlar.[iv]
Sosyalleşme, bireylerin üyesi oldukları topluma ait değerleri, tutumları, bilgi ve becerileri, kısaca o toplumun kültürünü öğrendikleri etkileşim sürecidir. Herkes sosyalleşme sürecinden geçer. Çocukluğundan başlayarak, sosyal olarak kabul edilebilir davranış kalıplarına kendini uyarlamayı ve kabul edilmeyenlerin hangileri olduğunu tanımayı öğrenir. Kişiler, sosyal rollerini oynaması konusunda yetiştirilir[v].
Toplumsallaşma, "bizlerin gerek toplumun norm ve değerlerini içselleştirerek, gerekse işçi, arkadaş, yurttaş vb. toplumsal rollerimizi öğrenerek toplumun üyeleri haline gelmeyi öğrenme sürecimizdir" şeklinde tanımlanmaktadır.[vi]
Bireyin içinde yaşadığı toplumun değerlerini öğrenmesi ve içselleştirmesi belirli bir etkileşim sürecinde gerçekleşir. Bu aktif bir süreçtir. Bireyin gerçekleştirdiği öğrenmeler bazen toplumsal yapının talep ettiği davranışları ortaya çıkartırken, bazen aktör olan birey beklenenlerin aksine de davranışta bulunabilir. [vii]
Toplumsallaşma yeni doğan bireyin hayatımn başlangıcından başlayarak yaşamının sonuna kadar sürdüreceği bir öğrenme sürecini ifade etmektedir. Bu süreçte ödül ve cezalar karşımıza çıkmaktadır. Toplum hayatında bu maksatla kullanılan ödüller mutlaka maddi, elle tutulan şeyler değildir. Bazen bir gülümseme kuvvetli bir ödülün yerini alabilir.[viii]
Toplumsallaşma farklı kuşakları birbirine bağlar. Kültürel öğrenme çocukluk döneminde çok yoğun olsa da öğrenme ve uyumlanma tüm yaşam boyunca devam eden bir süreçtir. Birey içinde doğduğu toplumda hazır bulunan kültürel unsurları alır ve bu unsurlar vasıtasıyla toplumsal hayatını düzenler. Bu kültürel unsurlar onun çocuklarına aktaracağı, onların hazır bulacağı yapı taşlarıdır. [ix]
Sosyalleşmenin iki fonksiyonu vardır:[x]
-
Benliğin gelişmesini sağlamak… Benlik kendimize, kimliğimize ve niteliklerimize ilişkin algı ve düşüncelerimizin bütünüdür.
-
Kültürün bir nesilden diğer nesle aktarılmasını sağlamak… Sosyalleşme aracılığıyla her toplum, her yeni neslin o toplumun değerlerini ve normlarını öğrenerek büyümesini, böylece toplumun kendisinden beklediği davranışları yerine getirmesini sağlar.
Toplum, Kurallarını Nasıl Dayatır: Toplumsal Kontrol
Birey, diğer bireylerle etkileşiminde onların tutumlarını ve beklentilerini dikkate almak durumundadır. Çünkü bireyin davranışları etkileşim içinde olduğu bireylerin tutumlarına ve onlardan gelmesi muhtemel tepkilere göre şekillenir.[xi]
Toplumlar, insanları normlara uymaya, belirli davranış kalıplarının dışına çıkmamaya, aykırı davranışlardan uzak durmaya yönelten bazı mekanizmalara sahiptir. Bu mekanizmalar aracılığıyla insanlar ve gruplar üzerinde sağlanan denetim, toplumsal kontroldür.[xii]
İnsan, hayatının çeşitli aşamalarında tecrübelerle sürekli yeniden sosyalleşmektedir. Başarılı bir sosyalleşme faaliyetinin yürütülmesinde yerine göre ödüllendirme ve cezalandırma başta gelen araçtır. Bu ödüller ve cezalar mutlaka maddi, elle tutulan şeyler değildir. Bazen bir gülümsemem ya da kaş çatma ödül ya da ceza olabilir.[xiii]
İnsanlar, toplum içinde sosyalleşirken belirli normlara, değerlere ve davranış kalıplarına sahip olurlar. Yine belirli davranış, değer ve kalıpların yanlış olduğuna ilişkin anlam kodlarını alırlar. Bu sayede toplumun geneline uyum sağlamaları kolaylaşır. Dolayısıyla, aile, arkadaş çevresi, okul, komşuluk ve akrabalık ilişkileri ve iş çevresi gibi çeşitli sosyal etkileşimler içerisinde devam eden sosyalizasyon süreci, toplumsal kontrolü de beraberinde getirir.[xiv]
Aile, akrabalık, komşuluk, mahalle ve cemaat ilişkileri gibi yüz yüze ilişkilerin yaygın olduğu geleneksel toplumlarda enformel toplumsal kontrol önemli bir rol oynamaktadır. Köy ve kasaba gibi insanların birbirini tanıdığı toplumlarda bu tür kişilerarası ilişkiler gündelik yaşamın her anında mahalle baskısı olarak da ele alınan bir denetim mekanizması olarak işler ve toplumsal kontrolün temelini oluşturur. Akrabalık, komşuluk, mahalle, cemaat gibi yüz yüze ve doğuştan getirilen sosyal ilişkilere dayalı ilişkiler modern toplumlarda insanlar üzerinde bir denetim mekanizması oluşturma gücünü kaybetmektedir. Modern toplumlarda denetimin ana kaynağı, geleneksel ilişkilerden resmi, yazılı ve dışsal kuralların geçerliliğine duyulan inanca ve bu kurallara uyma zorunluluğuna kaymaktadır.[xv]
Gündelik yaşam, modern dünyada informel kurallardan çok formel kurallarla düzenlenmiştir. Kanunların yanı sıra okul disiplin kuralları, işyeri kuralları, konutlarda belirli bir saatten sonra gürültü yapılmaması ya da çöplerin bırakdacağı yer gibi konularda belirlenmiş olan kurallar, bisiklet yolunun yayalarca işgal edilmemesi gibi açık alanlara ilişkin kurallar gibi yazılı ve resmi düzenlemeler, insanların davranışlarını düzenlemekte ve sınırlamaktadır[xvi].
Toplumsallaşma Kimler Tarafından Sağlanır?
Sosyologlar genellikle toplumsallaşmanın, değişik toplumsallaşma eyleyenlerini içeren iki genel aşamada gerçekleştiğinden sözederler. [xvii]
Birincil toplumsallaşma, bebeklik ve çocukluğun ilk döneminde gerçekleşir ve kültürel öğrenmenin en yoğun dönemidir. Bu dönem, çocukların daha sonraki öğrenmeleri için temel oluşturacak olan dil ile temel davranış kalıplarını öğrendikleri dönemdir. Aile, bu aşamadaki esas toplumsallaşma eyleyenidir. [xviii]
İkincil toplumsallaşma, çocukluğun sonraki dönemi ile olgunluk döneminde gerçekleşir. Bu aşamada, toplumsallaşmanın öteki eyleyenleri, sorumluluğun bir bölümünü aileden devralır. Okullar, akran grupları, örgütler, medya ve giderek işyeri, bireyler için toplumsallaşma güçleri haline gelir. Bu bağlamlardaki toplumsal etkileşimler insanlara, kendi kültürlerinin kalıplarını oluşturan değerler, normlar ve inançları öğrenmede yardımcı olur.[xix]
-
Aile, Akrabalık Grupları: Büyük anne/Büyük baba Baba/Anne Erkek kardeş/Kız kardeş Hala/Dayı/Amca
-
Akran Grupları: Arkadaşlar Gençlik önderleri Mahalle Komşular Gençlik Organizasyonları
-
Eğitim Sistemi: Okul Öğretmenler Dönem Arkadaşları
-
Dini Kuruluşlar, Cami, Kilise, Kur'an Kursu vs.: Papazlar, imamlar, vaizler, camiler, kiliseler, Hutbeler, vaazler
-
Askerlik, Kışla: Komutanlar, tertipler
-
Kitle İletişim Araçları
-
İş veya Meslek İlişkileri
-
Politik Sistemler
Sosyalleşme Ne Zaman Tamamlanır?
Çocukluk sona erdiğinde sosyalizasyon da sona ermez. Daha net bir ifadeyle sosyalizasyon, hayatımız boyunca devam eden bir süreçtir. Bireyler, içine girdiği her yeni ortamın ve aldığı her yeni rolün normlarına, değerlerine ve beklentilerine yönelik olarak yeniden sosyalleşir. Mesela evlendiğimizde bir eş olarak nasıl düşüneceğimizi ve davranacağımızı öğreniriz. Yine aynı şekilde çocuğumuz olduğunda bir ebeveyn olarak, boşandığımızda dul bir birey olarak yeni durumumuza uygun tutum ve davranışları öğreniriz. İçine girdiğimiz her yeni grup ve organizasyonda ya da edindiğimiz yeni arkadaşlıklarda, hayatımızı değiştiren her yeni tecrübede, yeni kimliklere ihtiyaç duvar ve değerler-normlar ediniriz.[xx]
Yeniden sosyalleşme gönüllülük esasına dayalı olabileceği gibi bazen baskı ve zorlamayla da olabilir. Goffman'a göre baskı ve zorlamaya dayalı yeniden sosyalleşme, daha ziyade toplam kurumlar¬da gerçekleşir. Toplam kurumlar, bireylerin ya da grupların, toplumdan izole edildiği, formel olarak bireylerin yönlendirilmiş ve kapalı bir hayat sürdürmeye zorlandığı fiziki yapılanmalardır. Bunlara askerî eğitim kampları, manastırlar, akıl hastaneleri ve hapishaneler örnek olarak verilebilir. Buralarda, bireylerin daha önceki sosyalizasyon tecrübeleri sistematik bir şekilde yok edilip içinde bulundukları grubun ilgi ve beklentilerine yönelik olarak yenileri ile donatılması sağlanır… Bu geçişe yardımcı olabilmek için de askerler, eski sivil kimliklerine dair her türliı işaretlerden (kişisel eşyalar, elbiseler, saç tipi) arındırılıp; eskilerini geçersiz kılacak yenileriyle (üniformalar, kimlik numaraları, aynı saç tipi gibi) değiştirilir. Ast-üst konumları da açık bir şekilde belirlenir. Yeni gelenler sürekli kontrol ve incelemeye tabi tutulurlar. Uygunluk zorunludur. Herhangi bir yanlış adım ceza veya aşağılama ile karşılanır. Sonunda birey kendini, toplam kurumun ideolojisi ile tanımlamayı öğrenir.[xxi]
Dipnotlar
[i]Sosyolojiye Giriş, Anadolu Üniversitesi
[ii] Zihniyetler. Alex Mucchielli. İletişim: 1991
[iii] Toplumbilim. Sulhi Dönmezer. Beta
[iv] Toplumbilim. Sulhi Dönmezer. Beta
[v] Sosyoloji, İsmail Doğan
[vi] Sosyolojiye Giriş. Hayati Beşirli…Grafiker:2013
[vii] Sosyolojiye Giriş. Hayati Beşirli…Grafiker:2013
[viii] Sosyolojiye Giriş. Hayati Beşirli…Grafiker:2013
[ix] Sosyolojiye Giriş. Hayati Beşirli…Grafiker:2013
[x] Sosyoloji, İsmail Doğan
[xi] Sosyolojiye Giriş. Hayati Beşirli…Grafiker:2013
[xii] Sosyolojiye Giriş. Hayati Beşirli…Grafiker:2013
[xiii] Toplumbilim. Sulhi Dönmezer. Beta
[xiv] Sosyolojiye Giriş. Hayati Beşirli…Grafiker:2013
[xv] Sosyolojiye Giriş. Hayati Beşirli…Grafiker:2013
[xvi] Sosyolojiye Giriş. Hayati Beşirli…Grafiker:2013
[xvii] Sosyoloji. Anthony Giddens. Kırmızı Yayınları: 2012
[xviii] Sosyoloji. Anthony Giddens. Kırmızı Yayınları: 2012
[xix] Sosyoloji. Anthony Giddens. Kırmızı Yayınları: 2012
[xx] Sosyoloji. David M.Newman. Nobel: 2013
[xxi] Sosyoloji. David M.Newman. Nobel: 2013