Tarihe Ne kadar Güvenebiliriz? (2)
Seçme Problemi
Tarihçiler tek bir belge ile değil, aynı konuda çok sayıda belgeyi incelerler ama bunların sadece az bir kısmını kullanmaya değer bulurlar. Kaç kişinin “Tokat İlinin 1400- 1730 yılları arasındaki mühimme defterlerini” okumaya vakti ve ihtiyacı var?
...belirli bir zamanda en önemli olanın ne olduğuna dair bir karar verilmelidir: ... aynı anda her şeyebirden odaklanamayız, bu yüzden belirli bir zamanda özel olarak neye odaklanacağımızı seçeriz.[i]
Tıpkı gündelik algıda olduğu gibi, tarihsel çalışmada da, verilerin potansiyel olarak kaotik çokluğuyla karşı karşıya kalırız ve tespit edilebilir parçaları ayrıştırarak, sınırlandırıp sınıflandırarak ve ilişki kurarak, bu verileri anlamlandırmaya ihtiyaç duyarız. Başka bir deyişle, diğer türlü sadece düzensiz bir karmaşa gibi gözükecek şeyin üzerine yapılandırılmış bir sistem dayatmaya ihtiyaç duyarız.[ii]
Tarih, daima geçmiş hakkında bildiklerimizin sadece bir seçkisini sunar, çünkü gerçeğe ulaşmayı amaçlıyor olmasının dışında ikinci bir temel niteliğe sahiptir; tarihin amacı sadece geçmişi yeniden kurmak ve temsil etmek değil, aynı zamanda onu anlamak ve yorumlamaktır. Tarihi, yılların hikâyesini anlatan, olayların sadece kendisini anlatıp aralarında bir ilişki kurmaya ya da oluş sebeplerini açıklamaya çalışmayan vakayinameden farklı kılan da budur.[iii]
Nakledilmeğe değer olanlar hangileridir? Tarihçi’nin neyi değerli bulduğu büyük ölçüde bakış açısına bağlıdır.
Cevap öyle görünüyor ki bizim seçimlerimizi kim olduğumuza göre yaptığımızla ilgilidir. Bizim kişisel özelliklerimiz bu tercih, seçim ve anlamları belirlemektedir.[iv]
Hiçbir tarihçi çalışma için seçtiği saha içinde yer alsa bile, geçmişte vuku bulan her şeyi aktaramaz: hepsi, özel vurgu için bazı vakıaları seçmek, diğerlerini göz ardı etmek durumundadır. Fakat tarihte neyin önemli olduğu fikri iki açıdan izafîdir. Neyin önemli olduğu konusundaki düşünce: a) birinin şu anki düşüncesinden bağımsız olarak vuku bulan şeyle; b) önem değerlendirmesinde bulunan kişi ile alakalıdır. Her tarihçinin, çalışmalarında işin içine neyi önemli gördüğü hususunda bir etkiye sahip olacak bir menfaatler, inançlar ve değerler kümesini basbayağı kattığı yönündeki mülâhazalardan anlaşılacağı gibi, tarihte neyin önemli olduğuna dair düşünce meselesi üzerinde dururken zikredilen faktörü reddedemeyiz.[v]
…tarih, Burchardt'ın deyişiyle, şuna dönüşür: "bir çağın diğer çağda neyi önem vermeye değer bulduğunun belgelendirilmesi",ya da aslında bireysel tarihçilerin neyi kayda değer bulduklarının bir vesikası. İstediğimiz kadar deneyelim, hiçbir zaman söylenilen ve tarihçilerin bazen erişmek için can attıkları (ve tarihçiler tarafından, kendisine hala ulaşmayı arzuladıklarına dair yaygın bir inanış olan) "nesnelliğe" erişemeyiz.[vi]
Tarafsızlığa doğru bir kopma ideali olarak bu kulağa güzel geliyor; fakat bizim insan psikolojimiz, bütün bu kişisel algı, seçim ve tercih problemlenyle birlikte bizi temin ediyor kı, buna ulaşmak pratikte imkânsızdır.[vii]
Bu yüzden Batılı tarihçilerin, dünya tarihi yazarken bile, anlatılmaya değer buldukları konuların ortalama 2/3’ünün batı tarihi içinden seçmeleri anlaşılabilir bir durum olsa gerek.
Dipnotlar
[i]Tarih: Ne ve Neden. Beverley Southgate.Phoenix: 2012
[ii]Tarih: Ne ve Neden. Beverley Southgate.Phoenix: 2012
[iii]Tarihin Büyük Soruları. Harriet Swain. Güncel Yayıncılık: 2005
[iv]Tarih: Ne ve Neden. Beverley Southgate.Phoenix: 2012
[v]Tarih Felsefesine Giriş. William Henry Walsh. Hece Yayınları: 2006
[vi]Tarih: Ne ve Neden. Beverley Southgate.Phoenix: 2012
[vii]Tarih: Ne ve Neden. Beverley Southgate.Phoenix: 2012