Müslümanların Tarihi
Hz.Osman Döneminde Emevi-Haşimi İlişkileri
Prof.Dr.İbrahim Sarıçam'ın Emevî - Hâşimî İlişkileri (Türkiye Diyanet Vakfı: 2015)
kitabından kısaltılarak alınmıştır.
Hz. Osman'ın Hilafetinin İlk Yıllarında Durum
Hz. Osman'ın halife seçilmesiyle Beni Ümeyye iktidara gelmiş oluyordu. Onun hilafete geçmesine bilhassa Beni Ümeyye'nin Süfyani kolunun lideri durumunda bulunan Ebû Süfyan son derece sevindi. Hz. Osman'ın halife seçildiğinin ilk günlerinde, huzurunda Beni Ümeyye'nin de bulunduğu bir sırada Ebû Süfyan halifenin yanına girdi. İki gözü de görmediğinden, içeride yabancı bulunup bulunmadığını sordu. Kendisine Beni Ümeyye’den başka kimse bulunmadığını söylediler. Bunun üzerine Ebû Süfyan şunları söyledi:
"Ey Ümeyye oğulları! Hilafeti top oynarcasına birbirinize devrediniz. Andolsun ki ben onu sizin için daima arzu ediyor ve çocuklarınıza miras olarak bırakmanızı istiyordum."
Ebû Süfyan'ın bu sözlerinden hoşlanmayan Hz. Osman, onu huzurundan kovdu ve hiçbir zaman hilafeti oğullarına miras bırakmayı düşünmedi. Ancak bilhassa önemli eyaletlerin valilerini Beni Ümeyye'den seçti. Muaviye b. Ebi Süfyan, Said b. As, Velid b. Ukbe, Abdullah b. Sa'd ve Abdullah b. Amir onun başlıca valileri arasında yer aldılar. Mervan b. Hakem'i de kendisine kâtip olarak seçti.
Öte yandan Haşim oğulları, başta Hz. Ali olmak üzere ilk iki halifeye karşı sürdürdükleri yumuşak tutumlarını hilafetinin ilk altı yılında Hz. Osman'a karşı da devam ettirdiler. Ona itaat ettiler, destek ve yardımcı oldular. Gerektiğinde nasihatte bulundular. Bu dönemde gerçekleştirilen fetih hareketlerine bizzat katıldılar. Hicretin 30. yılında Ümeyyeli Said b. As'ın Taberistan'a yaptığı sefere Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile Abdullah b. Abbas da iştirak etti.
Hz. Osman'ın Hilafetinin İkinci 6 yılında Durum
Hz. Osman'ın hilafetinin ikinci altı yılında takip ettiği siyaset, valiliklere akrabalarım tayin etmesi, onlara aşırı düşkünlüğü ve ortaya çıkan huzursuzluklar, Hz. Ali'nin halifeye ve Beni Ümeyye'ye karşı muarız bir tavır takınmasına yol açtı. Şu kadar var ki bu dönemde de Beni Haşim'in muarazası, zaman zaman sert tartışmalar şeklinde tezahür etmekle birlikte, genellikle nasihat, yol gösterme, ikaz etme ve Allah'ın azabından korkutmadan öteye geçmedi.
Hz. Osman, diğer Ümeyyelilerin aksine ilk Müslümanlar arasında yer almıştı, ve Haşim oğullarıyla uzun yıllar süren bir beraberliği vardı. Ancak Beni Ümeyye'nin diğer kolları, başta Hz. Ali olmak üzere Haşim oğullarına sıcak gözle bakmıyorlardı. Hz. Osman'ın kâtibi Mervan, Hz. Peygamber tarafından sürgün edilen babası Hakem'in Hz. Osman tarafından Medine'ye getirilmesine Hz. Ali'nin karşı çıkmasını unutmamıştı. Velid b. Ukbe ile Said b. As da babalarının Bedir'de Hz. Ali tarafından öldürülmesini asla unutmamışlardı. Bütün bunlara, Ümeyyeli valilerin hatalarının Hz. Osman'a Hz. Ali tarafından iletilmesi eklenince gittikçe aralan açılmaya başladı.
Hz. Ali, Hz. Osman'a bizzat kendisinin ve valilerinin hatalı icraatlarını söylemekten çekinmiyordu. Hz. Osman valiliklere akrabalarını tayin edince Hz. Ali, Talha ve Zübeyr kendisine gelip "Ömer sana Ümeyye oğullarını insanlara musallat etmemeni tenbih etmemiş miydi!?” demişler, Hz. Osman da buna cevap vermeyip susmuştur.
Hz. Ali, bizzat karşı çıktığı hususların yanısıra halifenin icraatından memnun olmayan Medinelilerin şikayetlerini de ona iletiyordu. Hicri yılda bir grup Medineli Hz. Ali'ye gelerek halifeyle görüşmesini istediler. Hz. Ali de gidip halkın hoşnud olmadığı hususları dile getirdi. Devlet başkanının adil olması gerektiğini ve adaletli davranmadığı takdirde uğrayacağı uhrevi cezaları hatırlattı.
Hz. Osman ise Beni Haşim'den ziyade Beni Ümeyye'ye güveniyor; onların sözüne itibar ediyor ve yeri geldiğinde bu kabileye karşı onları destekliyordu. Hicretin 35. yılında Muaviye'ııin Medine’de bulunduğu sırada Hz. Osman, Hz. Ali'yi, Talha ve Zübeyr'i huzuruna çağırttı. Muaviye onlara, halifeye karşı tavırları konusunda tehdit dolu sözler sarf etti. Bunun üzerine Hz. Ali ile Muaviye arasında meydana gelen sert tartışmada Hz. Osman Muaviye'yi destekledi.
Hz. Ali, Hz. Osman'ın genellikle Beni Ümeyye'nin tesiriyle ashabdan bazılarına reva gördüğü uygulamalara ve bilhassa sürgün hadiselerine karşı çıkıyordu.
Hz. Osman'ın Şehid Edilmesinden Sonra Durum
Hz. Ali halifenin öldürüldüğünü duyunca derhal gelerek oğullarına vurmuş ve "siz kapıda bulunduğunuz halde müminlerin emiri nasıl öldürülür" diyerek onları ve beraberlerinde bulunan ashabın gençlerini azarlamıştır.
Hz. Osman'ın öldürüldüğü gün hiç kimse Hz. Ali'yi onun katili olarak suçlamıyordu. Ancak ne var ki Hz. Ali, maktul halifenin yerine hilafet makamına geçer geçmez onu öldürmekle suçlanacaktır. Hz. Ali'nin hilafet makamına geçmesi gerek katiller ve gerekse komplocular arasında bulunmamasına rağmen, Hz. Osman'ı öldürmekle suçlanmasına yol açmıştır.
Hz. Osman’ın öldürülmesi ve yerine Hz. Ali'nin halife seçilmesiyle birlikte Emevi-Haşimi mücadelesinde yeni bir safha başlayacaktır. Şam valisi Muaviye, öldürülen halifenin akrabası olması hasebiyle onun kanını Hz. Ali'den talep edecek ve mücadeleye girişecek; "Osman'ı Ali öldürdü" diye propagandaya başlayacak ve yeni halifeye biat etmeyip isyan edecektir. Hz. Ali de hilafete geçer geçmez Hz. Osman'ın valilerini azledip kendi valilerini tayin edecektir. Hz. Ali'nin hilafete geçişinden itibaren Muaviye'nin hilafeti Beni Haşim'den andlaşma yoluyla devralıp Emevi Devletini kurmasına kadar devam eden kanlı mücadeleler başlayacaktır.