top of page

Hz. Peygamber Döneminde Hadis

 

Prof. Dr. Musa Bağcı'nın'ın Hadis Tarihi-İlk Üç Asır (Ankara Okulu: 2009) 

kitabından kısaltılarak alınmıştır.

Hadis Yazımının Yasaklanması ve Nedenleri

İlk devirde Hz. Pevgamber’den işitilip muhafaza edilen hadislerin tedvin edilmediği yani bir kitap hâlinde toplanıp yazılmadığı bir gerçektir.

Kaynaklar, Hz. Peygamber hayattayken başlayan hadis kitabetini iki devre içinde mütalaa ederler:

  • Birincisi, hadis yazmak için kendisine müracaat eden sahabîlere Hz. Peygamber'in izin vermediği devredir.

  • İkinci devrede ise bu yasak ruhsata dönüşmüş ve hadis yazmak isteyen sahabîler bazı sayfalar yazmaya başlamışlardır.

 

Ebu Saîd el-Hudri’den gelen rivayete göre bir sahabî "Hadis yazmak için Hz. Peygamberden izin istemiş, fakat o bu izni vermekten çekinmiştir." 

 

Bu anlamda bir başka haber de Ebu Hureyre’den nakledilmiştir: “Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve yazdığınız şey nedir? dedi. Biz de “Senden işittiğimiz hadisler (sözler)” dedik. Hz. Peygamber: “Allah'ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah'ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için dalalete düştüler.” dedi.” 

 

Bu rivayetler, kitabetin durumu ve buna dair tarihî veriler göz önünde bulundurulduğunda, Hz. Peygamber'in hadislerin yazımım yasaklamasının altında yatan bazı nedenlerin olduğu görülecektir. Şimdi bu nedenleri kabaca iki ana madde hâlinde incelemek yerinde olacaktır.

 

1.Kitabetin Azlığı ve Yazının Gelişmemiş Olması

Miladî VI. asırda Arabistan yarımadasında yayılmaya başlayan yazının, M. VII. asrın başlarında, İslâmiyetin gelişine kadar tam manasıyla inkişaf ettiği ileri sürülemez.

Rasulullah’ın ashabı içinde kitabeti iyi olan küçük bir grup dışında kimse yoktu. Büyük bir çoğunluğu okuma yazma bilmiyordu. el-Belazuri İslam geldiği zaman Kureyşlilerden onyedi kişinin yazı bildiğini söyler ve bunların isimlerini verir.

Sahabenin okuma yazma oranının düşük olması ve yazı malzemelerinin kısıtlı olması o dönemde kitabetin az olmasına yol açan amiller olarak görünmektedir.

Rivayetlerin çoğu, hafızaya ve ezbere dayanıyordu. Onların nazarında hafıza gücü mümeyyiz bir vasıf idi. Şu konuda şüphe yoktur: Onların nesebi, şiirleri ve diğer bir takım şeyleri hıfzetmeleri meşhurdur. 

2. Kur’an ile Karışma Tehlikesi

Hadis kitabetinin yasaklanmasında en büyük sebep, hadis sahifeleriyle Kur’an sahifelerinin karışması tehlikesidir. Hatip el-Bağdâdi bu konudaki düşüncelerini şöyle ifade etmektedir:

İslâm’ın ilk devirlerinde Kur’an'da başka şeylerin Kur’an’a benzetilmemesi ve Kur’an bırakılıp da başka şeylerle uğraşılmaması için yazıyı hoş görmüyorlardı. Kadim kitaplardaki doğru ve yanlış taraflarla hak ile batılın ayrımı kolay olmadığından bunlarla ilgilenmek yasaklanmıştı. Kur’an zaten onlardan müstağni kılıyordu. İslâm'ın ilk devirlerinde hadislerin yazılması yasaktı, zira hadis ve sünnetin inceliğine vakıf ulema ile Kur’an metnini diğer lafızlardan ayırabilecek seviyede kimseler azdı. Arapların çoğu fakih değildi ve fukaha meclislerinde devamlı olarak bulunamıyorlardı. karşılarına çıkan alelade yazılan Kur’an’a sokup Allah'ın sözü zannetmek tehlikesinden uzak değillerdi.

Hadislerin Yazılmasına İzin Veren Hadislerin Değerlendirilmesi

Hadislerin yazılmasına izin veren rivayetleri şu şekilde zikredebiliriz: Hz. Peygamber Mekke fethi sırasında daha önce öldürülen bir Huzâlıya karşılık Huzaalıların Ben-i Leys kabilesinden birini öldürmeleri üzerine bir hutbe irad etmiştir. Yemenli Ebu Şah hutbenin kendisine yazılmasını Hz. Peygamberden istemiş, bunun üzerine Hz. Peygamber de "Ebu Şah için hutbeyi yazınız." demiştir.

Ebu Hureyre’den gelen bir habere göre ismi açıklanmayan bir şahıs, Hz. Peygamberden hafızasından şikayette bulunmuş Hz. Peygamber ise “Elinden yardım iste." yani “yaz” demiştir.

Rafi’ b. Hadic de hadis yazmak için Hz. Peygamber’den izin istemiş ve “Ya Rasulallah senden birçok şey işitiyoruz, onları yazalım mı?” demiş, Hz. Peygamber de “Yazınız, bir beis yoktur.” cevabını vermiştir.

Abdullah b. Amr şöyle demiştir: Hz. Peygamber’den işittiğim her şeyi yazıyordum, gayem bunlan hıfzetmek idi. Kureyşliler beni bu işten menettiler ve “Sen Hz. Peygamber’den işittiğin her şeyi yazıyorsun, hâlbuki o bir beşerdir ve rıza hâlinde olduğu gibi gazap hâlinde iken de konuşabilir." dediler. Bunun üzerine yazma işini durdurdum. Sonradan Kureyşlilerin bu sözünü Hz. Peygamber’e zikrettim. Bana: "Yaz, nefsim yedi kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki benden yalnız doğru olan sadır olur." dedi.

Alimlerin büyük çoğunluğuna göre hadisleri yazma yasağı ilk günlerde vuku bulmuştu. Çünkü bütün dikkatlerin Kuran üzerine ve onun muhafazasına teksif edilmesi lazımdı. Bilahare Kur an’ın muhafazası bu hassas durumu atlatınca, evvelki emir kaldırılmış ve hadislerin yazılmasına müsaade edilmiştir.

Sahabeye Ait Hadis Sahifeleri

Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer’in Denemeleri

Kaymaklar hadislerin yazılması meselesinde Hz. Ebu Bekir’in tereddüt gösterdiğini söylemektedir. Hz. Aişe nakleder: Buna göre Hz. Ebu Bekir'in Hz. Peygamberin hadislerinden bir kısmını bir kitapta topladığı bu hadislerin sayısının 500 kadar olduğu, fakat bir müddet düşündükten sonra, toplayanın hafızasının yanılmasından dolayı, Peygambere yanlış bir kelime veya ifade atfetmiş olmamak için yazdığı bu hadisleri imha ettiği rivayet edilir.

Beyhakî, Urve b. Zubeyr'in şöyle dediğini nakleder: “Hz. Ömer hadisleri yazdırıp bir kitapta toplamayı düşündü. Durumu Hz. Peygamberim ashabıyla istişare etti. Onlar da hadislerin yazılması fikrinde olduğunu söylediler. Ömer bütün bir ay boyunca istihare etti. Nihayet Cenab-ı Hakk’ın kararını verdirdiği bir sabah kalktı ve şöyle dedi: “Hadisleri yazdırman düşünüyordum. Fakat sonra sizden evvel yaşamış olan kavimleri gözlerimin önüne getirdim. Onlar da böyle kitaplar yazmışlar ve o kitaplara öylesine kapanmışlardı ki, sonunda Allah’ın kitabını ihmal ve terkettiler. Allah hakkı için ben kendi hesabıma Allah'ın kitabına bir şey ilave ettirmeyeceğim."

Abdullah b. Anır İbni’l-As’ın Sahifesi

Abdullah b. Amr'ın Hz. Peygamberim izniyle pek çok hadis yazdığını gösteren haberler vardır. İbn Sa’d’ın naklettiği habere göre Abdullah bir sahifeden bahsederek “Rasululah’tan işittiğim hadisleri yazmak için izin istedim. Bana izin verdi ve ben de bu sahifeyi yazdım.” der. 

Abdullah b. Amr’ın hadis yazdığım gösteren bir rivayet de el- Buhâri tarafından nakledilen Ebu Hureyre hadisidir. Buna göre Ebu Hureyre en fazla hadis bilen kimsenin Abdullah hariç, kendisi olduğunu, zira Abdullah’ın yazdığını, kendisinin ise yazmadığını söylemiştir. 

Abdullah’ın yazdığı sahifenin ihtiva ettiği hadis miktarı hakkında kesin bir bilgiye sahip değiliz.

Ali B. Ebî Talib’in Sahifesi

Ali b. Ebî Talib’in elinde sadakat (sadakalar) ve diyet hükümlerini ihtiva eden bir sahifenin bulunduğu muhtelif kaynakların verdiği bilgilerden anlaşılmaktadır. Hz. Ali şöyle demektedir: “Hz. Peygamber’den, Kur'an’dan ve şu sahifedekilerden başka bir şey yazmadık.”  Hz. Ali, bu sahifeslni bir tomar hâlinde sarar ve kılıcının kabzasına bağlı olarak yanında taşırdı. Kaynaklarda bununla ilgili bir hayli rivayet yer almaktadır. 

Semura b. Cundeb’in Sahifesi

Semura b. Cundeb’in de bir hadis sahifesi olduğunu Muhammed b. Şirinin "Semure’nin oğullan için yazdığı risalede pek çok ilim vardı” sözünden anlıyoruz. 

İbn Hacer, Semura b. Cundeb'in risalesini Hasan el-Basrî'nin de rivayet ettiğini söylemektedir.

Ebû Hureyre’nin Sahifesi

Ebû Hureyre’nin 138 hadis ihtiva eden ve talebesi Hemmam b. Münebbih tarafından yazılan bir risalesi önemli bir yer işgal eder. Onun bu risalesi es-Sahifetu's-Sahiha diye meşhur olmuştur. Ahmed b. Hanbel de bir tek isnad zinciri altında bu "sahife”nin ihtiva ettiği hadisleri el-Musned adlı eserine almıştır.  İhtiva ettiği hadisler daha ziyade ahlaki tavır ve hareketlerle ilgilidir.  

Abdullah b. Abbas’ın Sahifesi

Hz. Peygamberin ashabı içinde rivayetinin çokluğu ve tefsir alanındaki ilminin genişliği ile şöhret kazananlardan biri de Abdullah b. Abbas (ö. 68)'tır. İbn Abbas'ın Hz. Peygamberden ve ashabından topladığı hadisleri yanında bulundurduğu levhalara yazdırdığını belirten haberler vardır. Bu haberlerden birisi Hz. Peygamberin hizmetçisi Selma’dan gelir: Abdullah b. Abbas'ı (odundan yapılmış) levhalarla (kocam) Ebu Rafi'e gelip ondan Hz. Peygamber’in sünneti hakkında bazı şeyler yazarken görürdüm.” 

Abdullah b. Ömer İbnu’l-Hattab’ın Sahifesi

Abdullah b. Ömer'in hadis yazıp yazmadığını kesin olarak bilinen bir husus değildir. Ancak elinde yazılı hadis vesikalarının bulunduğuna ve kölesi Nâfi’in ondan bir sahife rivayet ettiğine dair gelen haberler onun da diğerleri gibi hadis yazdığına delalet etmektedir. 
 

bottom of page