top of page

Hamdânîler (905-1004)


Bölge: Suriye
Etnik Yapı: Arap
İnanç: Sünni

 

Bir Komisyon tarafından hazırlanan İslam Tarihi ve Medeniyeti (Anadolu Ünv.:2013) 

adlı kitaptan kısaltılarak alınmıştır.

Arapların büyük kabilelerinden Rebia’ya mensup Hamdân b. Hamdûn tarafından kuruldu. Haricîlerle yaptığı savaşlarda gösterdiği başarılarla adını duyuran Hamdân, 885’te Mardin’i ele geçirmiş, ancak şehri geri alan halife tarafından hapse atılmış ve yerine oğlu Hüseyin geçirilmişti. 

Halife, Haricî ayaklanmalarının bastırılması ve Tolunoğulları’nın ortadan kaldırılmasında büyük yardımlarını gördüğü Hüseyin’i Mısır valisi yaptı ise de o yönetilmesi son derece zor olan bu bölgeyi istemedi. Bu arada Suriye’deki Karmatîler ile de mücadele eden Hüseyin, 909’da Mutez’i halife yapmak için düzenlenen tertibe katılınca, yeni halife Muktefi tarafından öldürüldü.

Halife Muktefi, Hüseyin’i öldürmekle birlikte, kendisine sadık olan kardeşlerine dokunmamış; bu üç kardeşten Ebu’l Heyca’ya Musul valiliğini vermişti. Oldukça güçlü bir şahsiyet olan Ebu’l Heyca dönemin siyasi tarihinde etkin bir rol oynadı. Abbasî Devleti’nin iç işlerine karışarak 929 yılında halife Muktedir’i hal’edip yerine KahirBillah’ı geçirdi. Yeni halife bu yardımından dolayı kendisine Hulvan, Dînever, Hemedân ve Kirmanşah şehirlerinin yönetimini verdi. Ancak bu sırada hilafet merkezinde yeni bir karışıklık ortaya çıkmış ve Muktedir yeniden halife ilan edilmişti. Derhal bu duruma müdahale etmek amacıyla harekete geçen Ebu’lHeyca bu karışıklık sırasında öldürüldü. Ebu’lHeyca’nın öldürülmesi Hamdânîler’in Musul ve Halep olmak üzere iki kola ayrılmalarına neden oldu. 

Musul Kolu

Musul kolunu kuran Hasan 942’de halifeye karşı ayaklanan İbn Raik’i öldürünce halife tarafından Nasırüddevle unvanıyla ödüllendirildi. Halife aynı zamanda Hasan’ı emirü’l ümera tayin etmişti. Bağdat’taki bu görevi bir yıl kadar sürdüren Hasan ertesi yıl yerini Türk asıllı Tüzün’e bıraktı. Fakat bir süre sonra halife ile Tüzün’ün arası bozuldu, hayatından endişe etmeye başlayan Halife Müttaki, 943’te Hamdânîler’e sığındı. Olayın ardından Musul’a yürüyen Tüzün, yapılan mücadelede Hamdânîler’i mağlup etti.

Tüzün’ün Hamdanîler’i mağlup edip halifeyi değiştirmesinden iki yıl sonra bölgede Büveyhî tehlikesi baş gösterdi. 945’te Bağdat’ı ele geçiren Büveyhîler, yıllık vergi ödemeleri koşuluyla Hamdânîler ile anlaşma yaptılar. Bu şekilde siyasi varlığını biraz daha devam ettirmeyi başaran Musul Hamdânîleri 964 yılında başlarında bulunan Gazanfer’in Büveyhîler tarafından öldürülmesi neticesinde tarihten silindiler.

Halep Kolu

Hamdânîler’in Halep kolu ise Ebu’l Heyca’nın diğer oğlu Seyfüddevle Ali tarafından kurulmuştu. Halep’i ele geçiren Ali, İhşidîler ile mücadeleye girişmiş, Kuzey Suriye’nin tamamını hâkimiyeti altına almıştı. Ardından Bizans şehirlerine akınlar düzenlemeye başlayan Ali bilhassa 953 yılından sonraki dönemde bölgedeki Bizans güçlerine karşı bariz bir üstünlük kurdu. Seyfüddevle’nin bu başarıları bölgeye yapılan Bizans akınlarını kesmesi bakımından son derece önemlidir. 

967 yılı başlarında hastalanan Seyfüddevle’nin ölümünden sonra, yaklaşık yirmi yıl boyunca iç isyanlar ve Bizans saldırıları ile uğraşacak olan oğlu Sadüddevle, onun ölümünden sonra ise Ebu’lFezail Hamdânî emiri oldular. Ebu’lFezail devrinde bölgedeki Bizans ve Fâtımî baskısı iyice artmış, Fâtımîler Halep’i kuşatmışlardı. O, Bizans İmparatoru II. Basileus’un yardımıyla bu saldırıyı savuşturmayı başardıysa da 1002 yılında zehirlenerek öldürülünce devlet iyice zayıfladı ve Hamdânî Devleti iki yıl sonra Fâtımîler tarafından ortadan kaldırıldı. 

İlim ve kültür sahasında önemli gelişmelere sahne olan Hamdânî topraklarından çok sayıda âlim yetişmişti. Meşhur Farabî, Ebü’l Ferec el-İsfahanî, Şeyh Müfid ve ünlü mutasavvıf Hallacı Mansur, Hamdânî hükümdarlarının iltifatına mazhar olmuş şahsiyetlerden bazılarıydı.
 

bottom of page