Müslümanların Tarihi
Çöküşe Doğru Saray Kavgaları
Prof. Dr. Adem Apak'ın Ana Hatlarıyla İslam Tarihi-3 (Ensar:2016)
kitabından kısaltılarak alınmıştır.
Fâsık Velid’in Saltanat Dönemi (743-744)
Hişam'ın vefatından sonra Emevi saltanatına Velid b. Yezid (II. Velid) geçti.
Kişiliği
O da babası II. Yezid gibi çok kısa süren halifelik dönemini (743-744) yıkılmaya yüz tutmuş devletin problemleriyle ilgilenmek yerine av partileri saray eğlenceleriyle geçirmiştir. En yakın dost ve şair ve şarkıcılardı. Üstelik Velid, halkın sempatisini kazanmak için maaşları artırıp hesapsız harcamalar yapmak suretiyle selefi Hişam'ın sağlamaya çalıştığı mali dengeleri altüst etti. Sonuçta ülke ekonomik istikrarsızlığa sürüklendi.
Kabile Mücadeleleri
Emevi yönetiminde Kaysiler ve Yemeniler arasında denge kurmaya çalışan Hişam'dan sonra devlet başkanı olan Velid selefinin siyasi alandaki tüm olumlu girişimlerini boşa çıkartarak kabilecilik politikası takip etti. Esasında Velid, kendisini veliahdlıktan azletme girişiminde bulunan, fakat bunu gerçekleştiremeyen Hişam'a karşı da şahsi kin besliyordu. Belki de bu sebeple onun ilk icraatı Hişam'ın tayin etmiş olduğu ve onun kendi istikbaliyle oynamasına destek veren bürokratları görevlerinden uzaklaştırmak, ardından da cezalandırmak oldu.
Halife Velid kısa süren idaresi boyunca fanatik Kaysi politika takip etmiştir. Onun Kaysi politika takip etmesinde annesinin, Haccac'ın kardeşi Muhammed b. Yusuf'un kızı olmasının önemli derecede tesiri vardır. Bu akrabalık bağı sebebiyle Hicaz valiliğine dayısı Yusuf b. Muhammed es-Sekafi'yi tayin etti.
Kaysilik politikası, Velid zamanında açıkça Yemenli düşmanlığına dönüşmüştür.
Şii İsyanı: Yahya bin Zeyd
Velid’in halifeliği döneminde Ehli Beyt'ten Yahya b. Zeyd b. Ali'nin önce isyana zorlanıp ardından da öldürülmesi, Ehli Beyt taraftarlarının da yönetime düşmanlığını celbetmişti. Diğer taraftan Velid b. Yezid tarafından kendilerine karşı açıkça düşmanlık yapılması ve Yemenli kabul ettikleri Halid b. Abdullah’ın önce tahkir edilip, ardından da işkence altında öldürülmesi özellikle Şam'da bulunan Güney Araplarının da infialine sebep olmuştu. Bu davranışı Halid'in şahsında kendileri için büyük bir hakaret telakki ettikleri için, Yemen kabileleri hanedan içindeki muhalefete açık destek verdiler.
Prof. Dr. Adem Apak'ın Ana Hatlarıyla İslam Tarihi-3 (Ensar: 2016)
kitabından kısaltılarak alınmıştır.
Yezid’in Saray Darbesi
Gelişmelerin devletin varlık ve bütünlüğünü, aynı zamanda hanedanın geleceğini tehdit etmeye başladığını gören Emevi ileri gelenleri Velid'i görevden uzaklaştırarak yerine Yezid b. Velid b. Abdülmelik'in (III. Yezid) devlet başkanlığına getirilmesine karar verdiler. Zira onun başta selefi Hişam'ın çocukları olmak üzere hanedan ailesi fertlerine karşı sert davranması, hatta bir kısmına kırbaç cezası uygulaması, bazılarını da sürgüne göndermesi hanedan içinden de pek çok düşman kazanmasına sebep olmuştu. Üstelik daha reşid olmayan iki oğlu Hakem ve Osman'ı veliahd tayin etmek istemesi de hanedanın yönetime müdahalesini zorunlu hale getirdi. Neticede Hişam'ın oğulları ile diğer Mervaniler topyekün halifeye cephe aldılar. Bu şekilde Emevi ailesi ilk defa kendi içinde parçalanmış oldu.
Gerek hanedanın gerekse Yemenilerin desteğini alan Yezid, 744 yılında gerçekleştirdiği ihtilal hareketi sonucunda çok ciddi bir mukavemetle karşılaşmadan halife Velid'i öldürerek Emevilerin yeni devlet başkanı oldu. Bu ihtilal Emeviler tarihinde yeni bir sayfa açmış, iktidara gelmek için darbe yapılabileceği düşüncesi meşruiyet kazanmış, bu gelişme başka karşı ihtilaller ve saray kavgalarının da önünü açmıştır.
Noksan Yezid’ın Saltanat Dönemi (744)
İhtilali başarılı bir şekilde neticelendirdikten sonra halktan biat alan Yezid b. Velid kendisine Ömer b. Abdülaziz'i örnek aldığını, adil bir yönetim sergileyeceğini, halkın üzerindeki ağır vergileri kaldıracağını, bir bölgeden elde edilen gelirin yine oraya harcanacağını, gayrımüslimlere karşı müsamahalı davranacağını vaat etti. Ayrıca selefi tarafından bozulan ekonomik dengeleri düzeltmek amacıyla artırılmış olan maaşlarda kesintiye giderek Hişam dönemindeki seviyeye indirmiştir. Gelirlerinin azalmasından rahatsız olan halk bu sebeple onu Zeyd en-Nakıs olarak isimlendirmiştir.
Kuzeyli-Güneyli Kabile Çekişmeleri ve İsyanlar
Yezid b. Velid'in biat alması esnasında dile getirdiği vaatleri yerine getirebileceği bir siyasi ve sosyal ortam halifeliği döneminde mevcut değildi. Her şeyden önce devlet başkanlığı makamını Yemenli kabilelerin desteğiyle ele geçirdiği için onun Mudari-Yemeni Arap rekabetinde tarafsız kalması mümkün değildi. Nitekim devlet başkanı olmasından itibaren tercihlerini Güneyli Arapların beklentileri doğrultusunda kullanmaya başladı. Yeni siyasetin gereği olarak selefinin tayin ettiği Kaysi valileri azlederek yerlerine Yemen asıllı idareciler getirdi.
Yezid yönetimde Yemeni politika takip etmeye başlaması, bu defa da Kaysilerin ayaklanmalarına sebep oldu. Nitekim Filistin, Şam ve Irak'ta Mudari menşeli kabileler maktul halifenin kanını savundukları gerekçesiyle isyan çıkardılar. Yönetime karşı çıkan gruplar da kanlı müdahalelerle bastırılabildi. Bu faaliyetler devlet ve isyancılar arasındaki savaştan ziyade Kaysi ve Yemeniler arasındaki kabile savaşlarından başka bir şey değildi.
Yönetim karşıtlığı daha sonra bürokratlara da sirayet etti; Kaysi olarak tanınan Horasan valisi ile Azerbaycan valisi Yezid'in halifeliğini tanımadıklarını ilan ettiler. Horasan'da meydana gelen yönetim krizi tam bir kabile çekişmesi görünümüne büründü. Sonuçta bu bölgede yaşayan Yemeniler ile Nizariler arasında şiddetli çatışmalar baş gösterdi.
Cezire valisi Mervan b. Muhammed yeni halifeyi tanımadığı gibi, öldürülen halife Velid b. Yezid'in oğulları adına isyan başlattı. Tıpkı Muaviye'nin maktul halife Hz. Osman'ın kanını dava ederek Hz. Ali'ye karşı siyaset mücadelesi başlattığı gibi, o da Velid'in kanını talep maksadıyla harekete geçti. İhtilal merkezi olarak da kendisinden önce babasının uzun yıllar valilik yaptığı Cezire bölgesini seçti. Yemeni politika takip ettiği iddiasıyla yeni halifeye kin besleyen ve bölge halkının çoğunluğunu teşkil eden Kaysiler Mervan'a büyük destek verdiler. Fakat Mervan'ın Kafkasya'da yerine emir olarak bıraktığı Sabit b. Nuaym ve onunla birlikte hareket eden Suriyeli Kelbilerin III. Yezid'den başkasına biat etmeyeceklerini açıklamaları üzerine iktidar mücadelesinden bir süre vazgeçmek durumunda kaldı. Aynı anda yeni halife tarafından Cezire, Ermenistan ve Azerbaycan idaresinin kendisine bırakılacağının vaat edilmesi kerhen de olsa onun da Yezid'e biatini temin etti.
Ölümü
Yezid, göreve gelmesinden 6 ay sonra vefat etti. (744).
İbrahim’in Saltanatı (744)
Yezid’in ölümünden sonra kardeşi İbrahim devlet başkanı oldu. Ancak o da ağabeyi Yezid gibi meşruiyet kriziyle karşı karşıya kaldı. Zira Şam eyaleti dışında hiçbir bölge halkı özellikle de Mudari kabileler kendisini halife olarak tanımadılar. Sadece Yemen asıllı Kelb kabilesinin desteğiyle yönetimini sürdürmesi mümkün değildi. Üstelik Yezid'in devlet başkanlığını gönülsüz kabul eden Mervan b. Muhammed, onun ölümünden sonra yerine geçen İbrahim b. Velid'i tanımadığım ilan etmiş, öldürülen II. Velid'in çocuklarının halifelik hakkını savunma iddiasıyla tekrar ordusuyla güneye doğru harekete geçmişti.
Mervan, Cezire eyaletinde Mudari kabilelerinin desteğiyle sırasıyla Rakka ve Kinnesrin şehirlerini kontrol altına aldı, Suriye topraklarına yürüdü. İbrahim b. Velid'in kendisini karşılamak üzere gönderdiği Süleyman b. Hişam'ın Yemenli kabilelerden müteşekkil ordusunu Hıms şehri yakınlarında mağlup ederek başkent Dımaşk'e girdi. Kısa sürede şehrin hakimiyetini ele geçirdikten sonra halktan biat alarak kendini halife ilan etti. (7 Aralık 744)
Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma'nın Emevîler Dönemi. (Beyan: 2010) kitabından kısaltılarak alınmıştır.
Fasık Velid'in Kişiliği
Velid, Islâm tarihinde Fâsık Velid” olarak meşhurdur. Allah'ın yasakladığı her münkeri yapan; ahkâmla alay eden, gece gündüz şarap içen böylesi bir kâfiri, İslâm Devletinin başına bırakan amcası Halife Hişâm hiç mi mesuliyet duymadı?
İslâm’ın medarı iftiharı olan ulemadan ez-Zührü defalarca Velid’in bu işe layık olmadığını ve onu veliahtlıktan halletmesi gerektiğini Hişâm b. Abdülmelik’e söylemiş, fakat Hişam korkusundan bunu yapmamıştır.
Hafız Zehebi gibi allâme bir tarihçinin bile “Velid’e kâfir ya da zındık demek doğru değil; o ancak şarap içmekle ve eşcinsellikle meşhurdur” şeklinde konuşması, ya da konuşabilmesi, bazı ulemânın bu konulardaki gafletlerini gösterir.
Zevk u safâya düşkün olan Velid, Şam’daki müzisyenlerle, şarap ehliyle yetinmeyip; büyük paralar sarf ederek dışarıdan ses sanatkarları, şarap ustaları ve âlemlerine ortak olacak şairler getirtiyordu.