Müslümanların Tarihi
Çöküş: Mervan (744-750)
Prof. Dr. Adem Apak'ın Ana Hatlarıyla İslam Tarihi-3 (Ensar:2016)
kitabından kısaltılarak alınmıştır.
Mervan'ın Kişiliği ve Yönetimi
İslam tarihi kaynaklarında Mervan b. Muhammed'in kabiliyetli, zeki ve güçlü bir devlet adamı olduğu kaydedilir. Ne var ki, onun yönetimi devletin çöküşü dönemine tesadüf etmiştir. Zira onun zamanında Emeviler arasında hanedan birliği bozulmuş aynı aileden gelen iktidar talipleri fırsat buldukça isyan teşebbüsünde bulunmuşlardır. Bu nedenle, onun yaklaşık beş yıl süren devlet başkanlığı tamamen dahili karışıklıkları kontrol altına alma çabalarıyla geçmiştir. Bir taraftan kabile çekişmeleri, diğer taraftan iç huzursuzluklardan nemalanan Harici isyanları, ayrıca Hz. Ali taraftarlarının yönetime karşı faaliyetleri halifeyi meşgul etmiştir. Mervan bütün bu olumsuzluklar yüzünden aldığı tüm tedbirlere rağmen ülkedeki birliği sağlayamadığı gibi devletin çöküşüne de engel olamamıştır.
Başkent'in Şam'dan Harran'a Taşınması
Mervan b. Muhammed, Dımaşk'ta halifelik biatini aldıktan sonra eyaletlere yeni valiler gönderdi. Bunun ardından da 80 yıldan fazla bir süre Emevilere başkentlik yapmış olan Dımaşk'i terk ederek, Kaysilerin hakimiyetinde olan Cezire eyaletinin merkezi Harran'ı yeni başkent ilan etti. Bu kararda halifenin Yemenlilerin çoğunlukta bulunduğu Dımaşk şehrinde kendisini güvende hissetmemiş olmasının etkisi vardır.
İsyanlar
Mervan b. Muhammed'e gönülsüz olarak biat eden, üstelik yönetim merkezinin değişmesinden ve başkent olma imkanlarım kaybetmekten oldukça rahatsız olan Dımaşk halkı Şam beldelerindeki diğer Yemen asıllı Arapları da harekete geçirerek büyük bir isyan başlattı. Bu gelişme, o döneme kadar Emevi saltanatının devamında en büyük rolü üstlenen Suriyelilerin devlete olan desteklerini tamamen çektiklerinin de işareti oldu.
Olayı bastırmak amacıyla Harran'dan harekete geçen halife isyanları etkisiz hale getirmeyi başardı. Daha sonra bölgeden topladığı muhalif Yemenlileri de ordusuna dahil ederek Irak'a doğru harekete geçti. Fakat iktidarın Kaysilere gitmesini bir türlü hazmedemeyen Yemenli Araplar, orduyu terk ederek Rusafe'ye gidip burada bulunan Süleyman b. Hişam b. Abdülmelik'i halife ilan ettiler. Ardından da Kınnesrin şehrinin kontrolünü ellerine geçirdiler.
Mervan b. Muhammed bu gelişme üzerine Irak seferini iptal ederek asiler üzerine yürüme kararı aldı. Kınnesrin yakınlarında isyancıları mağlup etti. Kendisine karşı iktidar mücadelesi başlatan Süleyman'dan tekrar biat aldı.
Prof. Dr. Adnan Demircan'ın Emeviler (Beyan: 2017)
kitabından kısaltılarak alınmıştır.
Haricî İsyanları
Emevîler dönemi boyunca devam eden Haricî isyanları, özellikle Mervân döneminde ortaya çıkan iki önemli isyanla devleti ciddi anlamda meşgul etti. Bunlardan biri el-Cezîre bölgesinde ortaya çıkıp Kûfe bölgesine kadar yayılan Dahhâk b. Kays eş-Şeybâııî isyanıdır. Bu isyan, halk arasında da ciddi destek bulmuş; hatta hanedandan bazı kimseler de Dahhâk b. Kays’a biat etmişlerdi. O, Haricîlerin Sufriyye koluna mensuptur. Dahhâk, büyük destek bulmasına rağmen Mervan’ın ordusu ile aralarında meydana gelen savaşta mağlup olup öldürüldü. (746)
Haricîlerin ikinci önemli isyanı Yemen bölgesinde Abdullah b. Yahya tarafından gerçekleştirildi. Abdullah b. Yahya Haricîlerin İbâdiyye koluna mensuptu. O, önce Yemen bölgesine, sonra Mekke ve Medine’ye de hâkim oldu. Ancak Emevî ordusuna karşı direnemeyerek öldürüldü.
Prof. Dr. Adem Apak'ın Ana Hatlarıyla İslam Tarihi-3 (Ensar: 2016)
kitabından kısaltılarak alınmıştır.
Abbasi İhtilali ve Emevi Hilafetinin Sonu
Yönetimin Haricilerle meşgul olduğu esnada Şiiler de kıpırdanmaya başladı. Nitekim bu hareketin esas merkezi olan Kufe'deki Ehli Beyt taraftarları, Hz. Ali'nin kardeşi Cafer'in soyundan gelen Abdullah b. Muaviye'yi imam tayin ederek yönetime karşı ayaklanma başlattılar. Mervan bunun üzerine 747 yılında bir orduyu Irak'a gönderdi. Bölgede toplanmış Şiiler halifenin gönderdiği ordular marifetiyle dağıtıldılar.
Mervan, iktidara gelmesinden itibaren dört yıl süren mücadelesi sonucunda Cezire, Şam ve Irak bölgelerinde kontrolü sağlamayı başardı. Ancak ülkenin tamamında aynı durum geçerli değildi. Zira onun Şam ve Irak'ta birliği teminle meşgul olması, Kaysi-Yemeni, Arap-Mevali çekişmeleriyle kaynayan Horasan'la gereği gibi ilgilenmesine mani oldu. Böyle bir imkân bulunmuş olsaydı da uzun yıllardır Emevi devletine karşı düşmanca hisler besleyen toplulukların itaat altına alınmaları artık kolay değildi. Zira Ebu Müslim liderliğinde 747 yılında alenileşen Abbasi ihtilali Horasan'da Emevilerin otoritesini büyük oranda ortadan kaldırmış durumdaydı. Bilhassa yönetim muhaliflerinin yoğunlukta olduğu bazı yerleşim birimlerinde hutbeler Abbasiler adına okunmaya başlandı.
Abbasi orduları batıya doğru ilerlemeye başladılar. Nitekim Abbasi komutanları Cürcan'ı itaat altına aldıktan sonra sırasıyla Rey, Isfahan, Nihavend ve Şehrezur gibi önemli merkezleri kısa sürede ele geçirdi. İhtilalciler karşısında tutunamayan Emevi birlikleri Horasan'ı tamamen terk ederek Irak'a çekildiler. (749). Ancak onları takip eden Abbasi orduları hızla Irak'a girerek kendilerini engellemeye çalışan Irak valisini mağlup ettiler. Sonunda Kûfe isyancıların eline geçti. İhtilalin başlangıcından itibaren halkı Hz. Peygamber'in (sav) sülalesinin etrafında toplanmaya çağıran ve yönetimin Elhi Beyt'e teslim edilmesi gerektiğini savunagelen Abbasiler, Kufe'nin ele geçirilmesinin hemen ardından Ebu'l Abbas adına biat alarak Abbasi devletinin kuruluşunu resmileştirdiler.
Abbasi orduları Emevi birliklerini Irak'ta da etkisiz hale getirdikten sonra Suriye'ye doğru ilerlemeye başladılar. Emevi ordusu ile Abdullah b. Ali'nin komutasındaki Abbasi birlikleri 16 Ocak 750’de Büyük Zap Suyu kıyısında karşı karşıya geldiler. Bir haftadan fazla süren çarpışmalar sonucunda Emeviler ağır bir yenilgiye uğrayarak geri çekilmek zorunda kaldılar.
Askeri kabiliyetine ve düşmanından daha büyük bir orduya sahip olmasına rağmen Mervan'ın mağlubiyeti, emri altında savaşan Mudari ve Yemeni kabileler arasındaki rekabete ve özellikle de Suriyeli askerlerin kendisini isteksiz desteklemelerine bağlanmıştır. Gerçekten de bu dönemde yoğun kabile çekişmeleri sebebiyle Emevi devletini ayakta tutan iki destekten biri olan Yemeni unsur dışlanmış ve geri çekilmeye zorlanmış, dolayısıyla ülkenin toplumsal dengesi bozulmuştu. Üstelik gerek ülkenin doğusundaki Horasan-Irak hattında gerekse Şam topraklarında Yemeniler Emevi devletini savunmak bir yana, Abbasi ihtilalcileriyle işbirliği içine girmişlerdir.
Emevî Devletinin Yıkılışı
Abbasiler karşısında mağlup olmasından sonra Harran'a geri dönen halife burada yaklaşık 20 gün kaldıktan sonra düşman birliklerinin başkente doğru gelmekte olduğu haberini alınca güney istikametine harekete geçti. Onun ayrılmasından kısa süre sonra Harran'a ulaşan Abbasi komutanı Emevilerin başkentini teslim aldı. Bu şekilde Şam Emevileri devleti resmen tarih sahnesinden silinmiş oldu.
Mervan az sayıdaki sadık adamıyla birlikte güneye doğru ilerleyerek Ürdün'e ulaştı. Abbasi ordusunda öncü birlikleri de Mervan'ı izliyordu. Israrlı takip Mısır sınırlarını aşarak Ariş şehrine kadar sürdü. Abbasi birlikleri Nil kıyısında Mervan'a ulaşarak onu yanındakilerle birlikte öldürdüler.
Son devlet başkanını da kaybetmekle birlikte yaklaşık 90 yıl geniş bir coğrafyayı yöneten Emeviler devleti tarihteki yerini Abbasilere devretmiş oldu.