Arayan İnsan
İslam'a Giriş
Allah’ı Vahiy ile Tanımak
Hamza Kılıç’ın Allah’ı Tanımanın Yolu (İnsan: 2015) adlı kitabından kısaltılarak alınmıştır.
Onlar Allah’ı hakkıyla tanıyıp bilemediler..." (Zümer, 39/67)
Allah’ı nasıl tanırsınız?
“Ben, Allah’a inanıyorum ve O’na itaat ediyorum” diyebilirsiniz; ama bu Allah’ı tanımak deÄŸildir.
​
Allah’ın mantıklı bir tanımı yoktur. Unutulmamalıdır ki, akıl ve mantıkla Allah varlığının derinliÄŸine ulaÅŸmak isteyenler hep yollarda kaldılar. Çünkü akıl, akla uygun ÅŸeyleri kabul eder ve mantıklı akıl yürütme, kiÅŸiyi asla ârif kılmaz.
​
İbn Arabî Fusûsu'l-Hikem adlı kitabında Allah’ın mertebesini ÅŸöyle açıklar:
Allah'ı tanımada aklına güvenen ve bundan dolayı da hem Allah'ı, hem de âlemleri kendi düÅŸünce gücüyle tanımaya çalışanlar, bu konuda en alt mertebede bulunurlar.
Taklidi olarak tanıyanlar, yani okudukları, duydukları ve dinledikleriyle Allah’ı tanımaya çalışanlar ortada.
Allah hakikâtini keÅŸfen ve zevken tanıyanlar en üst mertebededirler.”
Bu sıralamada “akıl” en alt mertebede ve iÅŸe yaramayan bir yetenek gibi görünse de, aklın olmayacağı bir yerde ne ikinci mertebeye, ne de birinci mertebeye yükselme olasılığı yoktur.
​
O’nu hakkıyla tanımak, tam anlamıyla imkânsızdır. Çünkü yüce Allah, biz kulların kullandığı dille ifade edilecek her çeÅŸit tanımların çok ötesinde ve üstündedir. Zira kalbimizde uyanan ve düÅŸünebileceÄŸimiz hiçbir ÅŸey, O’nun aynı deÄŸildir ve hiçbir ÅŸey O’nun misli olamaz. Hâl böyle olunca Allah’ı tanımak, oldukça zordur.
​
Ancak O’nu, yine O’nunla ve O’nun izni nisbetinde “aÅŸk ve imanla yoÄŸrulmuÅŸ” bir gönülle tanıyabilirsiniz.
​
Peki, Allah’ı nasıl tanımalıyız?
​
Allah’ı tanımanın yolu Kur’ân-ı Kerîm’den geçer. Kur’ân’ın binlerce ayeti Allah’ın özellik ve niteliklerini bizlere açıklar.
​
HaÅŸr Sûresi’nin üç ayetinin Kısa Açıklaması
O Allah ki, “O'ndan baÅŸka ilâh yoktur". Bu uyarısıyla kâinatı yaratan ve idare eden tek bir ilâh olduÄŸunu vurgular.
“Gayb’ın sahibidir;'' görüneni ve özellikle görünmeyen her ÅŸeyi, bütün gizlilikleri bilir.
​
“O, Rahmân’dır”; esirgeyendir. Rahmet ve merhamet bahÅŸeden, bütün yaratıklarına ayırım gözetmeden ihsân ve ikramda bulunur.
​
“Rahim’dir”; bağışlayandır. Yine bütün yaratıklarına ÅŸefkati merhameti sınırsız, kendisine inananlara özel haklar tanır.
​
“O öyle bir Allah ki, O’ndan baÅŸka hiçbir ilâh yoktur. Melik’tir”; mülkün sahibidir. Bütün kâinatın mutlak hükümdarıdır.
​
“Kuddûs’tür; temiz ve arıdır. Hatadan, gafletten ve her türlü noksanlıktan ve eksiklikten arınmıştır.
“Selâm dır; selâmet verir. Her türlü kusur, ayıp, arıza ve hadiselerden salim kalan, etkilenmeyen, halka huzur ve selâmet verendir.
​
“Mümindir"; rahat ve güven verir. Göklerde ve yerde iman ışığı uyandıran, kendisine sığınanları kabul eden, azaptan kurtaran, rahat ve güven verendir.
​
“Müheymin’dir”; gözetip koruyandır. Kâinattaki her zerreyi, her yarattığını bilen, gözeten ve koruyan.
“Azîz’dir”; mutlak galip. DilediÄŸini yapan, maÄŸlup edilmesi asla mümkün olmayan. Hüküm ve kararlarında mutlak galip olan.
​
“Cebbâr’dır”; zorla yaptırır. Emirlerine kesinlikle karşı konulmayan, dilediÄŸi iÅŸ ve eylemi zorla yaptırandır.
​
“Mütekebbir’dir”; eksiklik ve ihtiyaçlardan arınmış; büyüklükte eÅŸi olmayan; her ÅŸeyde, her hadisede, her zerrede büyüklüÄŸünü gösteren, büyüklüÄŸü ile görünendir.
​
“Allah, müÅŸriklerin ortak/ÅŸirk koÅŸtukları ÅŸeylerden münezzehtir”; çok temiz, arınmış ve yücedir.
​
“O Allah ki, Halik’tır”; yaratandır. Kâinatta her ÅŸeyi yoktan var edendir.
​
“Bâri’dir”; uygunlaÅŸtıran. Her ÅŸeyi en iyi ve en uygun biçimde düzenleyip planlayan, en güzel bir ÅŸekilde yaratıp onu, yeni iÅŸler yapmaya olanak saÄŸlayandır.
​
“Musavvir’dir”; düzenleyen. Åžekil ve sûret verip dizayn edendir.
​
“En güzel isimler O ‘nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O’nu tesbih etmektedir. O, Aziz”; mutlak güç sahibi. “Ve Hakîm” dir; hikmet sahibi, eÅŸyayı olduÄŸu gibi bilen ve iÅŸleri yerli yerinde, layık olduÄŸu ÅŸekilde yürütendir. (HaÅŸr, 59/22-24)
​
DiÄŸer Ayetleden Örnekler
Allah’ın varlığı, bir baÅŸka varlık vasıtasıyla olmayıp, İlâhî vücûdu, zâtının gereÄŸidir. Bu nedenle O’na “Vâcibu’l-Vücûd” denmiÅŸtir.
“...Åžüphesiz Allah, bütün âlemlerden müstaÄŸnidir. (O’nun hiç bir ÅŸeye ihtiyacı yoktur.)” (Ankebût: 28/6)
​
BaÅŸlangıcı olmayan ve sonu da olmayandır. O daima vardır. O, ilktir/evveldir ve sondur. Varlığı kendinden olduÄŸu için O, hem kadîm ve ezelî, hem de bâkî ve ebedîdir.
“O ilktir ve sondur...” (Hadîd, 57/3)
“...O’nun zâtından baÅŸka her ÅŸey yok olacaktır...” (Kasas, 28/88)
“Yeryüzünde bulunan her canlı yok olacak. Ancak azamet ve ikrâm sahibi Rabbinin zâtı bâkî kalacaktır.” (Rahman, 55/26-27)
​
Sonradan yaratılan varlıklara benzemez. Allah zâtı ile sonradan yaratılmış olan hiçbir ÅŸeye benzemez. Allah’ı nasıl düÅŸünürsek düÅŸünelim, hayalimizde nasıl canlandırırsak canlandıralım; O, bizim düÅŸündüklerimizin, hayal ettiklerimizin çok ötesindedir. Bütün eksikliklerden uzaktır.
“...O’nun benzeri hiçbir ÅŸey yoktur...” (Åžûrâ, 42/11)
“...Göklerde ve yerde Allah’ı aciz bırakacak hiçbir ÅŸey yoktur. Åžüphesiz O, bilendir, güç yetirendir.” (Fâtır, 35/44)
​
O her ÅŸeyi yoktan var etmiÅŸtir.
“O gökleri ve yeri yoktan var edendir...” (En’âm, 6/101)
"De ki: O Allah birdir. Allah sameddir. (Her ÅŸey varlığının devamını Ona borçludur. Her ÅŸey ona muhtaçtır. O hiç bir ÅŸeye muhtaç deÄŸildir. Her ÅŸeyin baÅŸvuracağı, yardım dileyeceÄŸi tek varlık O’dur.) Kendisi doÄŸurmamıştır ve doÄŸurulmamıştır. Onun hiçbir dengi yoktur.” (İhlâs, 112/1-4)
"O, Allah’tır, kendisinden baÅŸka ilâh yoktur...” (Kasas, 28/70)
“EÄŸer yerde ve gökte Allah’tan baÅŸka tanrılar bulunsaydı, yer ve göklerin nizamı bozulup gitmiÅŸti...” (Enbiyâ, 21/22)
“Yeryüzünde bulunan her canlı yok olacak. Ancak, azamet ve ik- râm sahibi Rabbinin zâtı baki kalacak." (Rahman, 55/26-27)
“...Nerede olursanız, O sizinle beraberdir...” (Hadîd, 57/4)
​
Her ÅŸeyin yaratıcısı ola Allah, yarattıklarına karşı çok ÅŸefkatli ve merhametlilerin en merhametlisidir.
“...Åžüphesiz Allah kullarına karşı çok ÅŸefkatli ve çok merhametlidir.” (Hadıd, 57/9)
“...O, merhametlilerin en merhametlisidir.” (Yûsuf, 12/92)
​
Buna karşın öç alıcı, yargılayıcı ve cezaları da ÅŸiddetlidir.
“Bilinmeli ki; Allah’ın ayetlerini inkâr edenler için ÅŸiddetli bir azap vardır. Allah, suçluların hakkından gelen mutlak bir güce sahiptir.” (Âl-i İmrân,3/4)
​
O Allah ki kullarına ve tüm yarattıklarına karşı çok bağışlayıcıdır. O’nun affı ve merhameti sınırsızdır.
“O, çok bağışlayıcı ve çok sevendir.” (Târik, 86/14)
“...Allah, çok bağışlayandır, esirgeyendir.” (Nîsâ, 4/96)
​
Daimi Hayat Sahibidir
“Ölümsüz ve dâima hayat sahibi olan Allah'a güvenip dayan” (Furkân, 25/58).
​
İlmi Sonsuzdur, herşeyi bilir
“...O'nun bilgisi dışında bir yaprak dahi düÅŸmez.” (En’âm, 6/59)
“...Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir ÅŸey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz...” (Yûnus, 10/61)
“...O’nun ilmi dışında hiçbir çekirdek kabuÄŸunu yarıp çıkamaz, hiçbir diÅŸi gebe kalmaz ve doÄŸurmaz...” (Fussilet, 41/47)
“Åžüphesiz O, sözün açığını da bilir, gizli tuttuklarınızı da bilir.’’ (Enbiyâ, 21/110)
“Allah, gözlerin hain bakışını ve kalblerin gizlediÄŸini bilir.” (Mü’min, 40/19)
“...Åžüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir.” (Tâ Hâ, 20/7)
“Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki O, kalblerin içindekini bilir"
“Hiç yaratan bilmez mi? O latiftir, her ÅŸeyden haberdardır. (Mülk, 67/13-14)
​
O, her ÅŸeyi gözetir ve korur.
“...Senin Rabbin, her ÅŸeyi gözetip koruyandır.” (Sebe, 34/21)
“...O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuÅŸatmıştır. Onların korunması O’na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür. ” (Bakara, 2/255)
“...Allah en hayırlı koruyucudur ve O, esirgeyenlerin esirgeyicisidir.” (Yûsuf, 12/64)
​
Hiçbir zaman ÅŸaşırmaz ve unutmaz.
“Dedi ki.... Benim Rabbim ÅŸaşırmaz ve unutmaz. ” (Ta Ha, 20/52)
​
Her canlının rızkını veren yine O’dur.
“Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, O’nun rızkı Allah’a ait olmasın.” (Hûd, 11/6)
“Nice canlı var ki, rızkını yanında taşımıyor. Onlara da size de fi¬zik veren Allah’tır. O, her ÅŸeyi iÅŸitir ve bilir.” (Ankebût, 29/60)
“Allah rızkı kullarından dilediÄŸine bol verir, dilediÄŸinden kısar. Åžüphesiz Allah her ÅŸeyi hakkıyla bilendir. ” (Ankebût, 29/62)
​
Güç ve kuvvetin kaynağı “kudret”, Allah’a aittir.
“...Kuvvet yalnız Allah’ındır...” (Kehf, 18/39)
​
Hiçbir ÅŸey, üstün kudret sahibi Allah’ın gücü dışında deÄŸildir.
“...Åžüphesiz Allah her ÅŸeye hakkıyla kadirdir.” (Nahl, 16/77)
​
HerÅŸeyi iÅŸitir ve Görür
"...Åžüphesiz Allah iÅŸitendir, görendir.” (Hac, 22/75)
