I. İbrahim Döneminin Sonu
Tahttan İndirilişi (1648)
İbrahim’in ilk yılları, yeni sultanın yetersizliğine rağmen, Veziriazam Kemankeş Kara Mustafa Paşa’nın dirayetli idaresi sayesinde nispeten istikrarlı geçti. Kendisi de bir layiha yazarı olan Paşa, ülke düzenini sağlamak için önemli adımlar attı. Geniş çaplı bir sayım hareketine girişti. Sultan İbrahim’in ilk yıllarında duruma hakim görünen Kemankeş Mustafa Paşa’nın otoritesi zamanla sarsılmaya başladı. 1644 yılında padişahın emriyle idam edildi. [1]
Ama işler düzenli yürümüyor, her şey aksıyordu. Aksaklıklara söylentiler de karışınca yeniçeriler isyan etti. Sadrazam Ahmed Paşa'nın kellesini istediler. Padişah, işlerin sarpa sardığını görünce, sadrazamın görevden uzaklaştırıldığını duyurdu. Yine dağılmadılar. Sadrazamı saklandığı yerden bulup parçaladılar. Tekrar sarayın bahçesinde toplandılar. Bir ağızdan: "Şehzademizi görmek isteriz!" diye bağırmaya koyuldular. Şehzade Mehmed o zamanlar yedi yaşındaydı. Kolundan tutup isyancılara gösterdiler. İşte o anda kıyamet koptu. Bağrışmaların şekli değişti: "Cülus... Cülus... Cülus!..." çığlıkları duyuldu. Bir padişahın tahta çıkmasına "cülus" deniyordu. İsyancı yeniçeriler böyle bağırmakla, Sultan İbrahim'i istemediklerini, yerine yedi yaşındaki Şehzade Mehmed'i padişah yapacaklarını duyurmuş oluyorlardı. Sultan İbrahim ise dövünüyordu: "Sadrazamımı parçaladılar, daha başka ne isterler! Yedi yaşındaki bir sabiden ne beklerler? Maksatları devleti batırmak mıdır?"[2]
Küçük Şehzade Mehmed'i odasından alıp getirdiler. Öte yandan bazı din görevlileri ile bazı paşalar, Sultan İbrahim'in odasına girdi. Bostancıbaşı, padişahın önünde eğilerek: "Padişahım, içeri buyurun" dedi. Sultan İbrahim olup bitenleri biliyordu. Hiddetle yerinden fırladı: "Bre hainler, bu nasıl iştir!" diye bağırdı, "Ben her birinize armağanlar vermedim mi? Heveslerinize uymadığım için beni tahttan indiriyorsunuz. Emrediyorum, buradan çıkın!" Kara Çelebizade cevap verdi: "Şeriat üzre padişahımız değilsin. Bize emir veremezsin!" Bu cevap Sultan İbrahim'i çok sarstı. Kalabalığa dönerek sordu: "Artık padişahınız değil miyim?" Ağalardan biri: "Padişahımızsın" dedi, "Bizden size fenalık gelmez. Varıp bir süre istirahat ediniz. Sinirleriniz yatışsın. Sonra tekrar görüşürüz." Sultan İbrahim tahtına yıkıldı. Her şeyi daha iyi anlıyordu: 8 sene 5 ay 28 gündür oturduğu tahttan indiriliyordu. Sebep olarak da "aklının başında olmaması" gösteriliyordu. Ağalar koluna girip ayağa kaldırdılar. Götürüp bir odaya hapsettiler (8 Ağustos 1648). Yerine yedi yaşındaki oğlu Şehzade Mehmed'i padişah yaptılar.[3]
Ölümü (1648)-33 yaşında
Sultan İbrahim'i tahttan indirenler korku içinde yaşıyordu. Ya bir gün kurtulur da hesap sormaya kalkarsa, hâlleri ne olacaktı? Kafa kafaya verip bir süre düşündüler. Karar verildi: "Sultan İbrahim öldürülecek!" İki celladı alıp Sultan İbrahim'in kapalı tutulduğu odaya götürdüler. Sultan İbrahim tahttan indirildikten 10 gün sonra öldürüldü (18 Ağustos 1648). Cenazesi İstanbul'da Ayasofya kapısı önünde bulunan Sultan I. Mustafa türbesine gömüldü.[4]
Dipnotlar
[1]Osmanlı Tarihi (1566-1739), Anadolu Üniversitesi
[2] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
[3] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
[4] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
I. İbrahim (1640-1648, 8 yıl)