top of page

Kafkasya Cephesi

Kafkas Cephesinde Savaşın Başlaması (1914)

1 Kasım 1914’te Rusların Doğu Beyazıt’tan saldırıya geçmeleri ile Kafkas Cephesi açılmıştır. Osmanlı orduları Rus saldırısını başarıyla durdurdu. [1] Çatışmaların başında, Osmanlı birleşik kuvvetleri 100.000'i asker olmak üzere diğer (polis, lojistik gibi) kuvvetlerle birlikte 190.000'i buluyordu. Rusların bütün Kafkasya bölgesinde 160.000 kişilik silahlı güçleri vardı.[2]

 

Sarıkamış Harekâtı

Rus kuvvetlerinin bölgede yetersiz olması başkumandan vekili Enver Paşa’ya Kafkasları zapt etme ümidi verdi. Kafkasya’yı alarak Orta-Asya Türk dünyası ile temasa geçmek, hatta Hindistan’a kadar ilerlemek gibi stratejik ancak var olan imkânlara nispetle hayalci düşünceler ile Boğazlar ve Trakya’da tutulması gereken kuvvetlerin bir kısmı bu cepheye kaydırılmıştır. [3]

 

Başkumandan Vekili Enver Paşa Alman Başkumandanlığının da etkisi ile müttefiklerin Avrupa cephelerindeki yükünü hafifletmek maksadıyla Doğu Cephesinde Rus kuvvetlerini imha için harekâta karar verdi. Kış şartlarını göz önüne alarak harekâtın bahara bırakılmasını öneren 3.Ordu kumandanı Hasan İzzet Paşa’yı görevinden alıp 3.Ordu komutanlığını kendi üstlendi.[4]

 

Ancak Türk ordusunun bir kış boyu yetecek yiyecek, giyecek malzemesi ve askerî mühimmatı yoktu. Buna rağmen 22 Aralık’ta Enver Paşa komutasındaki ordu birliklerinin giriştiği bu harekât 25-26 Aralık 1914’de durdurulmuş ve büyük kayıplar verilmiş ise de 28 Aralık 1914’te Sarıkamış kuşatılabilmiştir. Askerlerin yetersiz bir sayıya düşmesi üzerine harekâttan bir netice alınamamıştır.  17 Ocak’a kadar mücadele devam edecekse de büyük ümitlerle girişilen Sarıkamış Harekâtı, Türk ordusunun yenilgisiyle sonuçlanmış oldu. Kuşatmayı gerçekleştiren 9. ve 10. Kolorduların 55.000 kişilik mevcudundan geriye sadece 3000 kişi kalmıştır. 11. Kolordu’nun kayıpları ile birlikte toplam zayiat 75.000 kişi kadardır.[5]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[6]

7 Ocak, 3. Ordunun kalan güçleri Erzurum yolunda geri yürüyüşü başladı. Enver Paşa yenilgiden sonra komutanlığı bırakarak İstanbul'a döndü.[7][8]

 

Bu harekât sırasında 3. Ordu’nun neredeyse tamamının kaybedilmesi Anadolu’yu Rus istilasına karşı savunmasız bırakmıştır. Ayrıca Sarıkamış yenilgisini fırsat bilen Ermeni çeteleri taşkınlıklarını artırmışlar ve Rus ordusunu Anadolu’ya girmeye teşvik etmişlerdir.[9]

 

ErmenilerinTehciri (1915)

Zeytun ve Maraş bölgesinde olaylar üzerine bu bölgedeki Ermeniler Mart 1915’te Konya bölgesine tehcir edildiler (göç ettirildiler). Bir süre sonra, Konya civarında da toplu olarak bulunmaları mahzurlu bulunduğundan Osmanlı siyasi sınırları içinde bulunan Suriye’nin kuzeyine tehcir edilmişler ve böylece göç ve iskân süreci fiilen başlamıştır.[10]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[11]

1915 Nisan’ında Van vilayetinde başlayan isyanın büyümesi üzerine bu uygun ortamdan yararlanmak isteyen Ruslar gönüllü Ermeni birliklerinin öncülüğünde Van bölgesini işgal ettiler. Rusların Van’ın yönetimini Ermenilere bırakması üzerine Van merkezli devlet ilanına kalkışan Ermeni çeteleri de kaçamayan Müslüman halkı katletmeye başladılar.[12]

 

Osmanlı Hükûmeti, Ermenileri silahlandırıp devlet aleyhinde kışkırtan ve teşkilatlandıran komiteleri dağıtmak amacıyla 24 Nisan 1915 tarihînde vilayetlere ve mutasarrıflıklara gizli bir tamim göndermiş ve Ermeni komite merkezlerinin kapatılması, evrakına el konulması ve komite elebaşlarının tutuklanmasını istemiştir. Bu tamim üzerine 235 kişi tutuklanmıştır. Tutuklamaları esnasında çatışma ve ölüm olayı olmamıştır. Ermenilerin her yıl katliam günü olarak kutladıkları, günümüzde de Ermeni soykırımının yıldönümü olarak kabul ettirmek istedikleri 24 Nisan’ın özelliği bu tutuklamalardan dolayıdır. [13]

 

Bu sırada 3. Ordu Kumandanı olan Mahmut Kamil Paşa, olayların önlenebilmesi için Ermenilerin başka yerlere nakledilmelerini teklif etmiştir. Bu konuda Ahmet İzzet Paşa da “Ermenilerin ayaklanma ve isyanda devam edecekleri ortaya çıktığından, hükümet için göçe teşebbüs zorunluydu. Bu tedbirin büyük bir araziye yayılmasında, çepeçevre tehdit altında bulunan bir memleket için mecburiyet vardı” demektedir.[14]

 

27 Mayıs tarihinde "Tehcir Kanunu" olarak bilinen, asıl adı "Savaş zamanında hükümet uygulamalarına karşı gelenler için asker tarafından uygulanacak önlemler hakkında geçici kanun" kabul edilmiştir. [15]

 

Ermeni vatandaşların başka yerlere nakledilmesi (tehcir), cephelerin güvenini sarsacak bölgelerde uygulanmıştır. Bunlar, Kafkas ve İran Cephesi’nin gerisinde bulunan Erzurum, Bitlis ve Van bölgeleri ile Sina Cephesi gerisinde bulunan Mersin ve İskenderun bölgeleridir. Daha sonra isyan çıkaran ve Ermeni komitecilerine yataklık yapan diğer vilayetlerdeki Ermeniler de tehcire tabi tutulmuşlardır.[16]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[17]

Sevk işlemi öncelikle Doğu Anadolu’da savaş bölgesinde gerçekleşmiştir. Daha sonra Batı bölgelerinden de sevk yapılmıştır. Ermenilerin tehciri, Osmanlı siyasî sınırları içinde yer alan bugünkü Suriye ve Irak’ın kuzey bölgelerine yapılmıştır.[18]

 

Göç eden Ermenilerin geride bıraktıkları eşyaların değeri hükûmetçe sahiplerine ödeneceğinden Emval-i Metruke’nin korunması ve sahipleri adına satılması ve yoksul kadınlarla askerî imalathanede çalışanların sevklerinin ertelenmesi hususunda, 10 Haziran 1915’te ikinci bir talimatname daha yayımlanmıştır. Ayrıca, bu talimatname ile tehcire tabii tutulanlara ait içinde eşya bulunan binalar mühürlenip koruma altına alınmış, satılması gerekli eşya ve hayvanlar satılarak bedeli hak sahibine ödenmiş, göç edenlere ait emlak ve arazinin cinsi, miktarı ve kıymeti belirlenerek kayıt altına alınmıştır. Yürütülen tüm nakil olaylarında devlet 115 milyon kuruş harcamış ayrıca iaşe bedeli olarak da 150 milyon kuruş harcanması öngörülmüştür.[19]

 

Rus Karşı Harekâtı ve Doğu Anadolu’nun İşgali  (1915-16)

1915 yılında 3. Ordu cephe gerisi ayaklanmalarla uğraşıyordu. 27 Şubat itibariyle Osmanlı ordusundaki Ermeniler silahsızlandırılıp cephe gerisi birimlere aktarıldı.[20]1915 yılı sonu itibariyle Kafkas cephesindeki Rus ordusu 700 bine çıkarken 3. Türk ordusu 64 bin kişilik bir kuvvet ile 300 km’lik cepheyi savunmak durumundaydı.[21]

 

11 Mayıs'ta Malazgirt şehri düştü. 17 Mayıs günü, Rus kuvvetleri Van şehrine girdi. 1916 yılı 23 Ocaktan itibaren Ruslar Trabzon dolayında kıyı saldırılarını yoğunlaştırdılar. 17 savaş gemisinin desteklediği bu saldırılar sonunda Osmanlı birlikleri geri çekilmek zorunda kaldı. Osmanlı'nın bu cepheye deniz yoluyla takviyesi kesilmiş oldu.Rus Ordusu donanmanın desteğini de alarak 24 Şubat'ta Rize'yi işgal ettiler. 3 Martta Trabzon'a bir kolorduyla ilerlediler.Mart 1916'da Bitlis, Muş, Van, Hakkari de Ruslar tarafından işgal edildi.Rus güçleri Bitlis önüne geldiler. Bitlis'in düşmesi Doğu Anadolu’yu Güneydoğu Anadolu’ya ve Bağdat-Halep’e bağlayan geçitin kaybedilmesi olacağından İstanbul süratle çare aramaya başlamıştır. İstanbul’daki Savaş Kurmayı Edirne’de bulunan 2’nci Ordu’nun bu bölgeye sevk etmeye karar verdi. Çanakkale Bölgesinde bulunan 2. Ordu Kazım Karabekir komutanlığında bu cepheye kaydırıldı.25 Temmuz 1916'da Erzincan'ı Rusların eline geçmiştir.[22]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[23] [24]

Bolşevik İhtilali Sonrası Rus Cephesi (1917)

1917 23 Şubatta Rusya'da Şubat Devrimi ile başlayan sorunlar Rus ordusundaki disiplini hissedilir derecede bozmuştu.Rus Kafkas güçleri halen üstün durumdaydı. Ama Şubat Devrimi Rus askeri operasyonlarını bütün cephelerde durdurmuştur.2. Ordu ve 3. Ordu birlikte bir Ordular Grubu yapısına getirildi. Kâğıt üzerinde yapılan bu değişikler cepheden bakıldığında, 3. Ordunun neredeyse erime seviyesine gelmiş olmasından ve 2. Ordunun Çanakkale'de ağır kayıplara uğramasından dolayı, iki ordunun ortak güçleri savaş başlangıcındaki tek bir ordunun seviyesine erişememekteydi.[25]

 

Bu gruba "Kafkas Ordular Grubu" ismi verildi.Devrim sonrasında Rus birlikleri bölgeden ayrılırken silahlarını Ermeni ve Gürcülere dağıtarak Osmanlı ile mücadeleyi onlara bırakmışladır.[26]

 

Rus ordusunun çekilmesi üzerine, onların boşalttığı alanlarda Ermeni birlikleri "Batı Ermenistan Geçici Hükümeti" ilan ettiler. Ancak hücuma geçen Türk ordusu karşısında tutunamayarak dağıldılar. 26 Şubat 1918'de Erzincan, 27 Şubat'ta Trabzon, 12 Mart'ta Erzurum, 2 Nisan'da Van kurtarıldı.[27]

 

3 Mart 1918'de imzalanan Brest Litovsk Antlaşması ile Rusya savaşta kazandığı toprakları terkederek 1878 öncesi sınırlara dönmeyi kabul etti.

 

Kafkasya İslam Ordusu

Bu sırada Tiflis'te kurulan Transkafkasya Cumhuriyeti'nin direnmesi üzerine Halil (Kut) Paşa kumandasında ileri harekete geçen Türk ordusu 25 Mart'ta Oltu, 3 Nisan'da Ardahan, 5 Nisan'da Batum, 15 Mayıs'ta Gümrü, 20 Temmuz'da Nahcivan'ı aldı ve nihayet 15 Eylül'de Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu Bakü Muharebesi (1918)'i kazanarak Bakü'ye girdi. Ekim başında da bir Türk müfrezesi Dağıstan'da kontrolü ele aldı.[28]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[29]

8 Haziran 1918 tarihinde imzalanan Osmanlı İmparatorluğu ile aralarında Azerbaycan Milli Şurası da bulunan yeni Kafkasya devletleri arasında Batum Antlaşması'ndaki 'dostluk ve karşılıklı yardım' maddesi gereğince Osmanlı İmparatorluğu, gerektiği takdirde Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’ne silahlı yardım yapmayı kabul etti.Kafkaslardaki Türk ve Müslüman halkına yönelik katliamların durdurulması için Azerbaycan Milli Şurası'nın Başkanı Mehmed Emin Resulzade Batum Anlaşmanın 4. maddesine uygun olarak Osmanlı İmparatorluğu'ndan askeri yardım istedi.  Fakat Almanya, Filistin Cephesi'nde hayati önemde çarpışmaların yapıldığını öne sürerek, Azerbaycan’a askeri yardım yapmasına karşı çıktı. Enver Paşa bu sıkıntının aşılabilmesi için kardeşi olan Nuri Paşa'nın komutanlığında, Azeri ve Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti vatandaşı Dağıstanlı gönüllülerden oluşan Kafkas İslam Ordusunu planladı.Kafkas İslam Ordusu Osmanlı İmparatorluğu ile Azeri ve Dağıstanlı gönüllülerinin katılımıyla oluşturdu. Kafkas İslam Ordusu 8 Haziranda Tebriz'i aldı.15 Eylülde Bakü Muharebesi ile Kafkas İslam Ordusu Bakü'yü aldı. Bakü'nün Ermeni ve İngilizlerden kurtarılmasının ardından yeni Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin başkenti Gence'den Bakü'ye taşındı.[30]

 

30 Ekim'de imzalanan Mondros Mütarekesi uyarınca Türk ordusu işgal ettiği Kafkasya topraklarını bırakarak 1914 sınırına geri çekildi. Türk ordusunun boşalttığı Batum, Ardahan ve Kars'ta kurulan Milli Şura Hükümetleri 1919 ilkbaharında Kafkasya'daki İngiliz kuvvetleri tarafından tasfiye edildi.[31]Ancak başta komutan Nuri Paşa olmak üzere pek çok subay ve asker Azerbaycan Cumhuriyeti hizmetinde kalmıştır. [32]

 

Mondros Mütarekesi sonrasında Kafkas İslam Ordusu'nun askeri kısmının çoğu Doğu Anadolu'ya döndüğünde 15. Kolordu'ya katıldı. Daha sonra komutanlığına Kâzım (Karabekir) Paşa'nın atanacağı bu ordu, Kurtuluş Savaşı başladığında gerek asker sayısı, gerek silah, mühimmat ve teçhizat açısından en hazır kuvvet olacaktı.[33]

 

Savaş sonunda Osmanlı tarafında kayıp 300.000 civarında, Rusya tarafında da 250.000-400.000 civarında tahmin edilmektedir.[34]

 

Kafkaslarda Haziran 1918’de kurulan Ermenistan, Mondros Mütarekesi’ni kendisi için bir fırsat olarak görmüş ve Doğu Anadolu’da faaliyete geçmişti. XV. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa’nın 1920 sonbaharında icra ettiği Doğu harekâtıyla Ermeni hükümeti barış istemek zorunda kalmış ve 3 Aralık 1920 tarihli Gümrü Antlaşması ile Doğu bölgesi büyük ölçüde güvence altına alınmıştır. [35]

 

 

 

 

Dipnotlar

[1] Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I, Anadolu Üniversitesi

[2]http://tr.wikipedia.org/wiki/Kafkasya_Cephesi

[3] Osmanlı Tarihi (1876-1918), Anadolu Üniversitesi

[4] Osmanlı Tarihi (1876-1918), Anadolu Üniversitesi

[5] Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I, Anadolu Üniversitesi

[6]http://www.forumacil.com/osmanli-tarihi/369794-sarikamis-harekati-ile-ilgili-resimler.html

[7] http://tr.wikipedia.org/wiki/Kafkasya_Cephesi

[8]http://tr.wikipedia.org/wiki/I._D%C3%BCnya_Sava%C5%9F%C4%B1

[9] Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I, Anadolu Üniversitesi

[10] Osmanlı Tarihi (1876-1918), Anadolu Üniversitesi

[11]http://tr.wikipedia.org/wiki/Ermeni_K%C4%B1r%C4%B1m%C4%B1

[12] Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I, Anadolu Üniversitesi

[13] Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I, Anadolu Üniversitesi

[14] Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I, Anadolu Üniversitesi

[15]http://tr.wikipedia.org/wiki/Kafkasya_Cephesi

[16] Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I, Anadolu Üniversitesi

[17]http://www.prohayat.com/wp-content/uploads/2011/09/ermeni-tehciri-haritasi.gif

[18] Osmanlı Tarihi (1876-1918), Anadolu Üniversitesi

[19] Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I, Anadolu Üniversitesi

[20]http://tr.wikipedia.org/wiki/Kafkasya_Cephesi

[21] Osmanlı Tarihi (1876-1918), Anadolu Üniversitesi

[22]http://tr.wikipedia.org/wiki/Kafkasya_Cephesi

[23]http://tr.wikipedia.org/wiki/Kafkasya_Cephesi

[24]http://tr.wikipedia.org/wiki/Kafkasya_Cephesi

[25]http://tr.wikipedia.org/wiki/Kafkasya_Cephesi

[26]http://tr.wikipedia.org/wiki/Kafkasya_Cephesi

[27]http://tr.wikipedia.org/wiki/I._D%C3%BCnya_Sava%C5%9F%C4%B1

[28]http://tr.wikipedia.org/wiki/I._D%C3%BCnya_Sava%C5%9F%C4%B1

[29]http://www.yusufkisa.com/genel/azerbaycan-osmanliturkiye-iliskileri-gunumuze-kadar-kapsamli/

[30]http://tr.wikipedia.org/wiki/Kafkasya_Cephesi

[31]http://tr.wikipedia.org/wiki/I._D%C3%BCnya_Sava%C5%9F%C4%B1

[32] Osmanlı Tarihi (1876-1918), Anadolu Üniversitesi

[33]http://tr.wikipedia.org/wiki/Kafkasya_Cephesi

[34]http://tr.wikipedia.org/wiki/Kafkasya_Cephesi

[35] Osmanlı Tarihi (1876-1918), Anadolu Üniversitesi

I.Dünya Savaşı

Osmanlılar

bottom of page