Savaş Dönemi
Ruslarla PrutSavaşı (1711)
İsveç Kralı Demirbaş Şarl ve Kazak lideri Osmanlı topraklarına sığınması, Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya’nın arasını açmıştı. Osmanlı İmparatorluğu’nun şahinleri Karlofça’nın rövanşını almak için ilk fırsatın doğduğuna inanıyorlardı. Bu niyetlerini gerçekleştirmek için 1710’da sadrazamlığa Halep Valisi BaltacıMehmed Paşa’yı getirttiler.[1]
[2]
Rus Çarı Petro da Osmanlılara saldırma zamanının geldiğine inanıyordu. Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Hıristiyanların ayaklanacağını umuyordu. Petro, İsveç kralının Osmanlı topraklarında bulunmasını savaş sebebi olarak gösterdi ve Osmanlı ülkesine karşı saldırıya geçti.[3]
Osmanlı ordusunun süratle hareket edip, Ruslardan önce Tuna’yı geçmesi bütün planını bozdu. Petro ve60 bin kişilik ordusu Prut’ta karşılarında 100 bin kişiden kalabalık Osmanlı ordusunu bulmuştu. Osmanlı kuvvetlerinin manevraları ile Rus ordusu her taraftan çevrildi. Osmanlı toplarının ateşi altında bulunan Ruslar, yiyecekleri olmadığı için ağaç kabuklarını yemeye başlamışlardı.[4]
Rus ordusunun yenilgisi Deli Petro'yu şaşkına çevirdi. Çadırına çekildi. Hırsından ağladı. Bunu gören I. KaterinaRus komutanları topladı. "Teslimden başka çare yoktur," diye konuştu, "Eğer direnmeye kalkarsak, Osmanlı ordusu bütün Rusya'yı işgal eder. İşte, ben mücevherlerimi ortaya koyuyorum. Bunları sadrazama göndereceğim. Başka armağanlar da toplayalım. Başımızdan bu büyük derdi atalım..."[5]
I. Petro [6] I. Katerina[7]
Komutanlar bu teklifi kabul ettiler. Rus ordugâhına teslim bayrağı çekildi. Hediyeler Baltacı Mehmed Paşa'ya gönderildi. Ve bir anlaşma yapıldı. Anlaşmaya göre Azak Kalesi ve civarı Osmanlılarda kalacaktı. Rusların son yıllarda yaptıkları sınır kaleleri yıkılacak, kalelerdeki silahlar Osmanlılara teslim edilecek, Kırım Hanlığı ve Lehistan Krallığı'na bağlı Kazaklara dokunulmayacak, İsveç Kralı Demirbaş Şarl’ın, yanındakilerle birlikte ülkesine dönmesine Ruslar karışmayacaktı.[8]
Sadrazam İstanbul’a dönmeden aleyhinde dedikodu kazanı kaynamaya başlamıştı. Osmanlı hükümdarı III. Ahmed, sadrazam aleyhindeki dedikoduları ve Rusların antlaşmayı uygulamadıklarını duyunca öfkelendi. Savaşa katılanlardan durumu araştırdı. Büyük bir fırsatın kaçırıldığını anladı. Bu sırada sadrazam ve adamlarının aldıkları rüşvetler sebebiyle Rus ordusunun bırakıldığı rivayetleri dolaşıyordu. Padişah, sadrazamı 20 Kasım 1711’de görevden alarak, Midilli’ye sürdü. Antlaşmanın imzalanmasında başrolü oynayan ve Ruslardan büyük miktarlarda para alan Osman Ağa ile Ömer Efendi’yi de öldürttü.[9]
Ama Ruslar verdikleri sözün hemen hiç birini tutmadılar. Aradan 6 ay 25 gün geçtiği hâlde, Lehistan'daki askerlerini çekmediler, Osmanlı-Rus sınırlarında bulunan kaleleri yıkmadılar. Üstelik casuslar, "Rusların bir savaş hazırlığı içinde bulunduklarını bildirdiler. Bu hazırlık ancak Osmanlılara karşı olabilirdi. Padişah III. Ahmed hemen savaş meclisini topladı. 11 Kasım 1712'de Osmanlı savaş meclisinde Ruslarla savaşa karar verildi. Hazırlıklar yapıldı. Sultan III. Ahmed, Rus seferine çıkmak için İstanbul'dan Edirne'ye gitti. Bundan son derece telaşlanan Ruslar, Edirne'ye bir elçilik heyeti göndererek padişahtan özür dilediler. Bütün sözlerini yerine getireceklerini bildirdiler. [10]
Venedik Seferi (1715)
Daha önce gördüğümüz Karlofça Anlaşmasıyla, Venediklilerle barış anlaşması yapılmıştı. Fakat Venedikliler anlaşma hükümlerini hiçe sayarak Akdeniz'deki ticaret gemilerimize saldırıyorlardı. Venedik'e bir darbe indirmeye karar verdi: Mora geri alınacaktı. Sadrazam, Mora üzerine yürüdü. Vaktiyle Barbaros Hayreddin Paşa tarafından alındığı hâlde sonradan Venediklilerin eline geçen İstendil Adası'nı fethetti (7 Haziran 1715). Oradan Girit'e geçti. Bizzat yaptığı ve emrindeki paşalara yaptırdığı fetihlerle Venediklilerin Girit Adası'ndaki son kalelerini düşürüp bütün ilgilerini kesti.[11]
Avusturya-Macaristan ile Savaş ve Pasarofça Antlaşması(1715-1718)
Habsburglar, Osmanlılarla yeni bir savaşa girmeye niyetli değillerdi. Fakat Osmanlı İmparatorluğu’nun Venedik’i mağlup ederek Mora’yı fethetmesinden sonra, sıranın Macaristan’a da geleceğini anlamışlardı. Mora’nın kolayca yeniden fethi üzerine kendine güveni artan sadrazam, Kırım Tatarlarını Rusya’nın herhangi bir saldırısına karşı geride bırakmış, bir kısım birliklerini de Arnavutluk’a göndermişti.[12]
1716 yılında yapılan Petervaradin Muharebesinde Sadrazam Damat Ali Paşa şehid düştü, ordu bozuldu ve savaş kaybedildi. 30.000’e yakın şehit verildi. 1716 yılında Tameşvar, 17171 yılında Belgrad düştü. 1718’de Pasarofça anlaşması imzalandı. Tameşvardahil olmak üzere, Belgrad ve Sırbistan’ın büyük bir kısmı Avusturya’ya bırakıldı.[13]
İ.Hami Danişmend'e göre Pasarofça Anlaşması, Karlofça Anlaşması'ndan daha zararlı olmakla birlikte, Osmanlı ordusu savaşamayacak kadar bozulmuş olduğu için, böyle bir anlaşmanın yapılması zaruret ve hatta siyasi bir başarı sayılabilir...[14]
Dipnotlar
[1] Osmanlı Tarihi 1566-1789, Anadolu Üniversitesi
[2]http://tr.wikipedia.org/wiki/Prut_Sava%C5%9F%C4%B1
[3] Osmanlı Tarihi 1566-1789, Anadolu Üniversitesi
[4] Osmanlı Tarihi 1566-1789, Anadolu Üniversitesi
[5] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
[6]http://tr.wikipedia.org/wiki/I._Petro_(Rusya)
[7]http://tr.wikipedia.org/wiki/I._Katerina
[8] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
[9] Osmanlı Tarihi 1566-1789, Anadolu Üniversitesi
[10] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
[11] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
[12] Osmanlı Tarihi 1566-1789, Anadolu Üniversitesi
[13] Osmanlı Tarihi 1566-1789, Anadolu Üniversitesi
[14] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
III.Ahmed (1703-1730, 27 yıl)