Hatıralar
Bizans İmparatorundan Aşağı Olmamak
Sultan Abdülhamid Han, Beylerbeyi Sarayında beş buçuk yıl yaşadı. İngilizler ile Fransızların Çanakkale Boğazını zorladıkları günlerdi. Boğaz istihkâmlarının dayanamayacağı ve düşman donanmasının Marmara Denizine geçebileceğinden endişe edildiği için bir tedbir olarak padişahın ve hükumetin Eskişehir’e nakli kararlaştırılmıştı. Durum Abdülhamid Hana bildirilince;
“Ben Fatih’in torunuyum. Hiçbir vakit Bizans İmparatoru Konstantin’den aşağı kalamam. Dedem İstanbul’u alırken, Konstantin askerinin başında savaşa savaşa ölmüştür. Biraderim nereye giderse gitsinler. Fakat o ve hükumet, İstanbul’dan ayrılırlarsa bir daha dönemezler. Bana gelince; ben Beylerbeyi Sarayı’ndan ayağımı dışarıya atmam!” diye cevap verdi. [1]
Osmanlı Kültürü
II. Abdülhamid Han zamanında Osmanlı ülkesinde bulunan Edmondo da Amicis, Constantinopoli adlı eserinde: "Paşasından sokak satıcısına kadar istisnasız her Türk’te vakar, ağırbaşlılık ve asillik ihtişamı vardır. Hepsi, derece farkları olmasına rağmen, aynı terbiyeyle yetişmişlerdir. Kıyafetleri farklı olmasa, İstanbul'da bir başka tabakanın olduğu belli değildir... İstanbul'un Türk halkı, Avrupa'nın en nazik ve kibar cemaatidir. En ıssız sokaklarda bile, bir yabancı için küçük bir hakarete uğrama tehlikesi yoktur. Namaz kılınırken bile bir Hristiyan camiye girip, Müslüman ibadetini seyredebilir. Size bakmazlar bile, küstahça bir bakış değil, sizinle ilgilenen mütecessis bir nazar dahi göremezsiniz. Kahkaha ve kadın sesi duyamazsınız. Fuhuşla ilgili en küçük bir olaya şahit olmak imkân dışıdır. Sokaklarda bir yerde birikmek, yolu tıkamak, yüksek sesle konuşmak, çarşıda bir dükkânı lüzumundan fazla işgal etmek, ayıp sayılır..." demektedir.[2]
Bir Karış Toprak Satmam
17 Mayıs 1901 tarihinde Abdülhamid ile görüşmeyi başarmıştır. Görüşmede Herzl, padişaha "Yahudilerin vadedilmiş topraklarda "yurt" kurmasına izin verildiği takdirde Avrupa'daki Yahudi bankerlerin Osmanlı'nın tüm dış borçlarını ödeyeceğini" bildirir. Bu taahhüdü Abdülhamid "Ben bir karış dahi olsa toprak satmam, zira bu vatan bana değil, milletime aittir. Milletim bu vatanı kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır." cevabı ile reddetmiştir.[3]
Aslında teklif oldukça caziptir, Osmanlı Devleti moratoryum ilan etmiştir, mali açıdan çok zor durumdadır, Abdülhamid bu durumu şu sözleri ile açıklamıştır: "Kudüs taraflarından toprak satın alarak her taraftan Yahudileri oraya iskan istediler. Adeta orada bir memleket tahsis etmek isterler. Teklifleri de devletin Düyun-u Umumiyesini kamilen deruhte etmek idi. Güzel bir şey. Zira Düyun-u Umumiye bir gün gelip de borçlarımızı ödemez isek, devletin maliyesini murakebeye almak gibi bir tehlike mevcuttur." [4]
İslam’a Hakaret Eden Eserin Oynatılmasının Engellenmesi
Dışişleri bakanlığı arşivindeki belge: "Hazreti Muhammed'in nam-ı kudsiyetlerine dair tertip olunan oyuna dair" Fransa, II. Cumhuriyet devrinde, Sadi Karnot'un Cumhurbaşkanlığı sırasında, tanınmış Fransız yazarlardan Marki de Bornier "Muhammet" isimli manzum bir dram yazmış, bunu Komedi Franz'e kabul ettirmiş (1888), programına aldırtmış ve sahne provalarına başlattırmıştır (1890). Piyes, Hazreti Muhammed'i ve İslam dinini aşağılamaktadır. Sultan Abdülhamid duruma derhal müdahale ederek bütün Fransa tiyatrolarında oyunun sahnelenmesini yasaklatmıştır.[5]
Yazar, emeline Fransa'da ulaşamayınca, piyesini İngiltere'de oynamak istedi. Oyunun Londra Lyceum tiyatrosunda sahnelenme hazırlığına başlandı. Abdülhamid, derhal devreye girerek piyesin İngiltere'de de oynanmasını engelledi. 1900'de yine Paris'te "Muhammed'in Cenneti" isimli piyesin ismi değiştirilmiş, İslam’a karşı telmih sayılabilecek hususlarda piyesten çıkarılmıştır.[6]
1893'te Roma'da "II. Mehmet isimli piyesle ilgili İtalya Hariciyesine müracaat edilmiş, Fatih’i, İslam’ı küçültücü hususlar varsa piyesin yasaklanacağı garantisi alınmıştır. Markide Bornier, piyesini oynatmaktan vazgeçmemiş, 1893'te Fransız Akademisi'ne seçilmesiyle hain emelini gerçekleştirme fırsatı yakaladığını zannetmiştir. Londra'da Hariciye Vekili ve aktörlerle anlaşma yapıldığı, oyunun oynanacağı haberi gazetelerde yer almıştır. Hariciyemiz yine harekete geçmiş ve Bornier emeline ulaşamamıştır.[7]
Dipnotlar
[2]http://www.ehlisunnetbuyukleri.com/Osmanli-Hikayeleri-Detay-OSMANLIDA_AHLAK-27.aspx
[3]http://tr.wikipedia.org/wiki/Theodor_Herzl
[4]http://tr.wikipedia.org/wiki/Theodor_Herzl
[5]http://www.ehlisunnetbuyukleri.com/Osmanli-Hikayeleri-Detay-AVRUPADAKI_OSMANLI_KORKUSU-960.aspx
[6]http://www.ehlisunnetbuyukleri.com/Osmanli-Hikayeleri-Detay-AVRUPADAKI_OSMANLI_KORKUSU-960.aspx
[7]http://www.ehlisunnetbuyukleri.com/Osmanli-Hikayeleri-Detay-AVRUPADAKI_OSMANLI_KORKUSU-960.aspx
II.Abdülhamid (1876-1909, 33 yıl)