Tahta Çıkışı (1421) – 17 Yaşında
Çocukluğu Amasya, Bursa ve Edirne’de geçti. 1415’te on iki yaşındayken idârî ve askerî bilgileri öğrenip, tecrübe sâhibi olması için, lalası Yörgüç Paşanın yanında Amasya Vâliliğine tâyin edildi. Babasının vefâtıyla 25 Haziran 1421’de Bursa’da tahta çıktı. [1]
Sultan Murâd, büyük bir sarsıntıdan yeni çıkmış olan devletin hükümdârı olduğu zaman çok gençti. Anadolu’da Tîmûr Han’la yeniden ortaya çıkan Türk Beyliklerinin; Rumeli’de ise devletin zaafından istifâde etmek için fırsat gözleyen Balkan ve Avrupa devletlerinin ihtiraslarıyla karşı karşıya idi.[2]
Sultan Çelebi Mehmed gibi güçlü, dirayetli bir padişahtan Osmanlı Devleti'nin mahrum kalması, tahtta tecrübesiz birinin bulunması, Osmanlılara düşman hükümdarları harekete geçirdi. Padişahlığını kutlamak için Bursa'ya gelen Bizans heyeti, Bizans İmparatoru’nun şu mesajını da getirdi: "Kardeşleriniz Mahmud ve Yusuf beyleri İstanbul'a gönderiniz ki, onları bir şehzadeye yaraşır biçimde yetiştirelim... Bu yolda babanızın da vasiyeti vardır." Bizans imparatorunun derdi, şehzadeleri yetiştirmek değil, onları elinde bulundurup Osmanlı padişahına her zaman dediğini yaptırmaktı. Zaten Çelebi Mehmed'in kardeşi Şehzade Mustafa'yı elinde bulunduruyor, gerektiği zaman onu salıvermekle Osmanlıları korkutmaya çalışıyordu.[3]
Sultan Murad gençti, ama bu oyunu anlamayacak kadar tecrübesiz değildi. Üstelik Bayezid Paşa gibi değerli bir sadrazamı vardı. Padişah, Bayezid Paşa'ya baktı: "Lazım gelen cevabı veresin lala!" Bayezid Paşa, Bizans elçisine döndü: "Biz Müslümanız" dedi, "Şehzadelerimiz babalarının sarayında İslam terbiyesi alarak yetişeceklerdir. Şehzadelerin Müslüman olmayanların terbiyesine bırakılması dinimize aykırı düşer. Bizans'la iyi geçinmek isteriz, ancak bizden yapamayacağımız şeyler istenmesin!"[4]
Şehzade Mustafa'nın Sonu (Düzmece Mustafa)
General, gemilerini düzüp, Şehzade Mustafa'nın muhafaza edildiği Limni Adası'na gitti. İmparatorun isteği üzerine şehzadeye gemiler ve adamlar verdi. Kendisi de yanına katılıp Gelibolu sahillerinde karaya çıkardı. Artık isyan başlamış, Şehzade Mustafa tekrar sahneye çıkmıştı...[5]
Yıldırım Bayezid'in hayatta kalan tek oğlu Şehzade Mustafa, Rumeli beylerini topladı. Karnınndaki yara izini göstererek Yıldırım Bayezid'in oğlu olduğunu ispatladı. Rumeli beyleri, Şehzade Mustafa'yı padişah tanıyıp biat ettiler. Böylece Şehzade Mustafa, Edirne'de hükümdarlığını ilan etti. [6]
Düzmece Mustafa’nın Osmanlı topraklarına gelişi, en az korkulduğu kadar etkili oldu. Anadolu beylikleri, Murad’ın hâkimiyetini tanımayı reddettiler. II. Murad’ın amcası Mustafa, gittiği yerlerde Yıldırım Bayezid’in oğlu namıyla meşru sultan kabul ediliyor; ziyaret ettiği mahallerin ahalisi tarafından Osmanlı padişahı olarak karşılanıyordu. [7]
Bayezid Paşa bir miktar askerle Şehzade Mustafa'nın üstüne gitti. İki ordu Sazlıdere'de karşı karşıya geldi. Mustafa Çelebi, karnındaki yarayı açıp, Bayezid Paşa'nın askerlerine seslendi: "Biz cennetmekân Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Mustafa'yız! Yeriniz elbet bizim yanımızdır, kardeş kanı akmasına sebep olanlar yarın mahşerde ceza göreceklerdir. Gelin bize katılın bizi padişahınız bilin." Bayezid Paşa'nın askerleri, Şehzade Mustafa'nın karnında yara izi bulunduğunu çok önceleri duymuşlardı. Onu gözleriyle görünce taraf değiştirdiler. Bununla da kalmadılar, Sadrazam Bayezid Paşa'nın üstüne çullandılar. Onu şehit ettiler (1422). [8]
Bu başarı Şehzade Mustafa'yı çok sevindirdi. Hem askeri artmış, hem de kendine güveni kuvvetlenmişti. Şimdi sıra, Anadolu'ya geçip yeğeni Sultan II. Murad'ı tahtından indirmeye gelmişti. Bizans imparatoru, şehzadeyi bu iş için durmadan kışkırtıyor, asker veriyor, silah veriyor, bunun karşılığı olarak da Gelibolu, Tesalya ve Karadeniz sahilindeki bazı topraklan istiyordu. Şehzade Mustafa, Bizans'a istediklerini vereceğini önceden söylemişti. Birkaç başarı kazanınca vazgeçti. "Kâfirlere verilen söz tutulmamakla bir şey lazım gelmez. Müslüman topraklarını Hristiyanlara vermek, dinimizce caiz değildir" dedi. Buna çok kızan Bizans imparatoru, Sultan Murad'a müracaat etti. İsterse Şehzade Mustafa'yı yenmesine yardımcı olacağını bildirdi. Böylece Şehzade Mustafa, en önemli desteğinden mahrum kalıyordu. Bizans onu terk etmiş, yine ikili oynamıştı.[9]
Edirne ve Gelibolu’yu alan Düzmece Mustafa, 1422 başlarında Anadolu’ya geçerek yeğenine meydan okudu. II. Murad’ın yanındaki devlet adamları, usta bir siyasetle Mustafa’nın ordusunu içten böldüler. Uç beylerinin açıkça Murad’ın tarafına geçmeleri, Mustafa’ya kaçmaktan başka çare bırakmadı. Ceneviz gemileriyle Rumeli’ye geçen II. Murad, Edirne’yi alarak taht mücadelesini bitirdi. [10]
İstanbul’un Kuşatılması (1422-1423)
Mustafa Çelebi'yi destekleyen Bizanslılar, bu desteğin o zaman güç kazanan bir saray kliği tarafından uygulandığını ve gerçekten imparator II. Manuel'in II. Murat'a karşı dost olduğunu beyan ettiler. Fakat yeni veziriazam Çandarlı İbrahim Paşa'nın görüşlerini alan Murat Bizans'a sert tepki gösterdi ve Konstantinopolis'i karadan kuşatmaya aldı.[11]
İstanbul kuşatması Bizans'ı telaşa düşürdü. Sur dışında kalan kasaba ve köyler Osmanlılar tarafından tamamen alınmıştı. Kuşatma bütün şiddetiyle dört ay kadar sürdü. Bu kuşatmada, "Emîr Sultan" lakabıyla anılan büyük din âlimi Şemsüddin-i Buharî de 500 dervişiyle görev aldı. [12]
Kuşatmadan kurtulmak için Bizanslılar, bu sefer Ağustos ayında II. Murat'ın kardeşi Küçük Mustafa'yı ayaklandırmaya başardılar. Karaman ve Germiyan beyleri ile birlikte Hamid-İli'nden hareket eden Şehzade Küçük Mustafa İznik üzerine yönelip 40 günlük kuşatmadan sonra bu şehri eline geçirdi, padişahlığını ilan ettirdi. Bunun üzerine Murat Konstantinopolis kuşatmasını kaldırıp Anadolu yakasına geçti. Mihaloğlu Mehmet Bey'i sipahilerle İznik üzerine gönderdi. Şehzade Küçük Mustafa boğulup idam edildi; Bursa'ya götürülüp Yeşil Türbe'ye gömüldü.[13]
[14]
Anadolu’da Genişleme
1423'de II. Murat Şehzade Küçük Mustafa olayını gizliden destekleyen Candaroğulları beyi İsfendiyar Bey üzerine yürüyerek topraklarının büyük bölümünü Osmanlı ülkesine kattı. Karamanoğlu Mehmet Bey Antakya'yı kuşatması sırasında ölmesi yerine geçebilecekler arasında bir çatışmaya neden oldu. II. Murat, II. Mehmet Bey'in (1423-1426) hükümdar olmasına yardımcı oldu ve bunun sonucu bir anlaşma ile Karamanlıların ellerine geçirmiş oldukları Göller Bölgesi Osmanlılar tarafından geri alındı.
Aydınoğlu Beyliği verilen İzmiroğlu Cüneyd Bey ile uğraşıldı. Cüneyd Bey ardı ardına gerçek ve sahte şehzade ayaklanmalarına destek vermişti. Uzun süren bir uğraştan sonra 1426'da Cüneyd Bey, ailesi ve hanedanının diğer mensupları yakalanarak hepsi idam edildi. Sonra Menteşe ve Teke beylikleri Osmanlı topraklarına katıldı.[15]
1429'da erkek çocuğu olmayan Germiyanoğlu II. Yakup Bey'in ölümünün ardından vasiyeti üzerine Germiyanoğulları Beyliği Osmanlı topraklarına katıldı.[16]
Dipnotlar
[1] http://osmanlilar.gen.tr/1389-1451.asp
[2] http://osmanlilar.gen.tr/1389-1451.asp
[3] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
[4] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
[5] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
[6] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
[7] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi
[8] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
[9] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
[10] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi
[11] http://tr.wikipedia.org/wiki/II._Murad
[12] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
[13] http://tr.wikipedia.org/wiki/II._Murad
[14] http://derlemeler.blogspot.com/2012/04/panorama-1453-fetih-muzesi-gezisi.html
II. Murad (1421-1451, 30 yıl)