top of page

Anadoluya Oğuz/Türkmen Göçleri

Oğuzların/Türkmenlerin batıya büyük göçleri başlıca iki aşamada olmuştur:

Birincisi, Türkmenlerin, Selçuklular önderliğinde 1020'lerden başlayarak Azerbaycan'ı istilâ etmeleri ve Anadolu'ya akınları ve nihayet büyük Selçuklu sultanı Alparslan'ın 1071'de Malazgird zaferiyle Bizans Anadolu'sunu istilâya açmasıdır. Bizans direnci yıkıldığından birkaç yıl sonra Türkmenler Ege denizine kadar tüm Anadolu'yu istilâ ettiler. Rum ahali kıyılara kaçıyor veya şehirlerde yeni gelenlerle uzlaşma içinde yaşamlarını sürdürüyorlardı.[1]

 

İkinci büyük göç, 1220'lerden sonra doğudan gelen yıkıcı, acımasız Moğol istilâsı sonucu Türkmenlerin Orta Asya'dan ve yoğun yerleşme merkezleri olan Azerbaycan'dan Anadolu'ya göçleridir. Göç, her sınıftan ahali için bir çeşit kavimler göçü niteliğini aldı. Selçuklu sultanları ve İlhanlı (Moğol) hakanları altında İran bürokrasisi vergi kaynağı, tarım alanlarından uzaklaştırmak için Oğuz boylarını, batı sınırlarına, sürmeye çalışıyorlardı. Maveraünnehir, Horasan ve Azerbaycandan gelen ikinci büyük göç sonucu Anadolu'da kırsal kesimde ve şehirlerde Türk nüfusu çok daha yoğun bir hal aldı. Bu göçmenler arasında şehirli halk ulema, tüccar ve sanatkârlar da vardı. 13. yüzyılda Anadolu, bir Türk yurdu görünüşü almıştı. 1279'da Doğu Anadolu'dan geçen Marco Polo, Anadolu'yu Turkmenia diye anar. [2]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[3]

 

Bu Türkmen boyları basit birer göçebe kabile durumunda değillerdi. Onlar Harzemşahların, Selçukluların ve diğer Türk beyliklerinin idaresi altında bulunmuşlardı; idari, askeri yapıdan haberdar idiler.[4]

 

Osmanlı hânedânının mensup bulunduğu Oğuzların Kayı boyu, dokuzuncu milâdî asırdan îtibâren Selçuklularla beraber Ceyhun Nehrini geçerek İran’a geldi. Rivâyetlere göre Horasan’da Merv tarafına yerleşen Kayılar Moğolların tecâvüzleri üzerine yerlerini bırakarak Âzerbaycan’a ve Doğu Anadolu’ya göç ettiler. Gündüz Alp’in vefâtından sonra oymağın başına geçen oğlu Ertuğrul Gâzi buradan hareketle Erzincan’a ve oradan da tahminen 1231 yıllarında, Sultan Alâaddîn’in kendilerine verdiği Söğüt ve Domaniç’e gelip yerleşmişlerdir.[5]

 

Anadolu Selçuklu Devleti 1235'te Moğolların üstün egemenliğini tanımak zorunda kalmış, asıl Moğol egemenliği 1243'te Moğol generali Baycu'nun kalabalık bir Moğol ordusu ve Moğol-Türk aşiretleriyle Anadolu'yu istilâsı ile gerçekleşmiştir. 13. yüzyılın ikinci yarısında Orta Anadolu'da Moğol baskısı gittikçe güçlenmiş ve Türkmenlerin bu baskı altında Batı Anadolu'da Bizans topraklarını istilâsına yol açmıştır. Batı uçlarında Bizans'a karşı ilk zamanlarda en güçlü beyliği kuran Germiyanlılar, 1240'ta henüz Malatya bölgesinde idiler, 1260'larda batıya göçüp Kütahya bölgesine yerleştiler. Osman'ın babası Ertuğrul da aşiretiyle bu tarihlerde Eskişehir-Sakarya bölgesine göçmüş olmalıdır. [6]

Al-Umarî 14. yüzyılın başlarında Denizli bölgesinde 200.000 çadır, Kastamonu ucunda 100.000 çadır, Kütahya'da 30.000 çadır Türkmen nüfusu bulunduğunu kaydetmiştir. Selçuklu serhad bölgelerinde bu Türkmen nüfusunun yoğunluğu haberlerini Bizans kaynakları da desteklemektedir. [7]

 

Batı Anadolu’da Beyliklerin Oluşması

Türkmenlerin eskiden beri yoğun olarak yerleştikleri bölgeler, Sivas-Amasya-Bozok bölgesiyle Toros dağ silsilesi ve Bizans topraklarına komşu Batı Anadolu dağlık bölgesidir. Bu Türkmenler, ağır vergiler koyan merkezî bürokratik idareye her zaman karşıydılar. Türkmenlerin Selçuklu idaresine karşı büyük ayaklanması, Vefâiyye tarikatından Türkmen şeyhi Baba İlyas ve onun aksiyon adamı Baba İshak idaresinde 1240'daki ayaklanmadır. Üç yıl sonra Moğol kumandanı Baycu Anadolu'yu istilâ edecektir. Bu korkunç Türkmen ayaklanması Anadolu tarihine yön veren büyük olaylardan biridir. [8]

1261 tarihini, Anadolu'da Mogollara karşı geniş Türkmen hareketinin başlangıcı saymak yerindedir. Bu hareket, Türkmen beyliklerinin, bu arada Osmanlı Beyliği'nin kuruluş sürecini başlatmıştır. Bu tarihten başlayarak Anadolu iki siyasî bölgeye ayrılmıştır: Biri İlhanlı Moğol devletinin ve onların kuklası Selçuklu sultanlarının egemen olduğu doğu kısmı, öteki gerçekte uc Türkmenlerinin egemen olduğu batı kesiti. Selçuklu batı sınır bölgesinde kurulmuş Eşrefoğulları, Hamidoğulları, Sahib Ataoğulları, Germiyan oğulları ve Çobanoğulları (Kastamonu) ve Selçuklu sınırları ötesinde Bizans toprakları üzerinde fetihle kurulmuş batı uc beylikleri (Menteşe, Aydın, Saru- han, Karesi ve Osmanlı beylikleri) Türkmen egemenliğinde yarı bağımsız Anadolu'yu temsil ediyorlardı. [9]

 

Orta Toroslar bölgesinde, Kilikya-Çukurova'da küçük Ermenistan'a karşı Memlûk Sultanlarıyla beraber sürekli gaza yapan Karaman Türkmenlerinin Konya'ya karş, ilk saldırıları 1261 yılına rastlar. Aynı yılda Selçuklu Sultanı II. İzzeddin Kevkâvûs, Moğolların destek verdiği rakibi karşısında yenilerek yandaşlarıyla birlikte, uc Türkmenlerinin yanına sığındı ve sonunda Bizans'a kaçmak zorunda kaldı. [10]

 

Keykâvûs'un batıya kaçışıyla ilgili bir olay, Balkan tarihi ve Balkanlarda islâmlaşmayla yakından ilgilidir. Baba Saltuk, batıya göçen babaîlerdendir, onun Dobruca'daki zaviyesi heteredoks dervişlerin merkezi olmuştur. Keykâvûs'u destekleyen Türkmenlerden kırk kadar Türkmen obası, kendisine Bizans topraklarında katılmış ve Bizans imparatoru tarafından Dobruca'da yerleşmelerine izin verilmiştir. Sarı Saltuk'ın Türkmenleri, Baba Dağı bölgesinde yerleşmişti.  Balkan Türklerinin büyük destanı Saltuknâmede Baba Saltuk, aynı zamanda Balkanlarda islâmiyeti yaymak için savaşan bir alp-eren gazi olarak gösterilir.[11]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 [12]

 

Nitekim Trakya’da köy adlarının büyük çoğunluğu bu gibi derviş, şeyh veya fakihlerin isimlerini bugün bile taşımaktadır. [13]

 

Mogol-İIhanlı bürokrasisinin merkezî kontrol ve malî sistemine karşı olan yarı göçebe Türkmen boyları, Moğolların tahta geçirdikleri kukla Konya sultanlarına karşıydılar. 1284'de Moğolların, Sultan Mes'ud'u Konya tahtına oturtmaları ve onun saltanat rakibini destekleyen Germiyan uc Türklerine karşı harekâta girişmeleri üzerine Türkmenler gözlerini batıya, Bizans topraklarına çevirdiler. Sonuçta, Batı Anadolu Germiyan subaşıları tarafından fethedildi; böylece bölgede 1270-1310 yılları arasında Menteşe, Aydın, Saruhan, Karesi Gazi Türkmen beylikleri doğdu. Güneyde Teke Türkmenlerinin desteklediği sahil beyi Menteşe'nin kurduğu beylik, bölgede kurulan ilk beylikti (1269). Bu beylikler, Osmanlı Beyliği gibi, Selçuklu sınırları ötesinde Bizans topraklarında fetihle ortaya çıkmış yeni bir Türkmen beylikleri halkası oluşturuyordu. Osmanlı Beyliği kuruluş süreci, kültürü itibariyle ötekilerden farksızdır.14. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlıların Rumeli'ye geçip Balkanlarda Bizans mirasını ele geçirerek bir imparatorluk durumuna yükselmesi başlıca iki temel olaya bağlıdır: gazâ geleneği ve Türkmenlerin kitle halinde göçü. [14]

 

Hristiyanlarla İlişkiler

Balkanlarda Bizans İmparatorluğunun bozulmuş olan idâre tarzı neticesinde, ağır ve keyfî vergiler, soygunlar ve asâyişsizlik yayılmıştı. Buna mukâbil Türklerin disiplinli hareketleri, feth edilen yerlerin halkına karşı adaletli, şefkatli ve taassuptan uzak bir siyâset tâkip etmeleri, vergilerin tebaanın ödeyebileceği şekilde tertip edilmiş olması ve Ortodoks olan Balkan halkını Katolik mezhebine girmek için ölümle tehdit edenlere karşı Türklerin dînî ve vicdânî hislerine hürmet göstermeleri, Balkanlıların Katolik tazyikine karşı Osmanlı idâresini bir kurtarıcı olarak karşılamalarına sebep oldu. [15]

 

Nihâyet Balkan fetihlerinin gelişmesinde ve istikrarında, asırlarca evvel Balkanlara gelerek yerleşen ve daha sonra Hıristiyanlığı kabul etmiş olan fakat Türklüğünü unutmayan Peçenek, Kuman, Gagavuzlar ile Vardarların da etkili olmaları ihtimâl dâhilindedir. [16]

 

Rumeli topraklarına yerleşmeye başlayan Türk göçmenler, genellikle kendilerinin yerleştiği müstakil köyler kuruyorlardı.  Genellikle köylere ve şehirlere yerleşen Türkler yerli Hıristiyanlarla pek karışmıyorlardı. Bazen bir şehir anlaşma şartlarıyla ele geçirilmişse, orasının halkı yerinde kalıyor, bunlar kale içinde dahi olsa eski mahallelerinde oturabiliyor, sonradan buraya yerleşen Türkler ise onlara karışmaksızın genellikle yeni mahalleler kuruyordu. [17]

 

Osmanlılar her önlerine çıkan Hıristiyanı kılıçtan geçirmediler, aksine kendi taraflarına geçmeye ikna edip kır ve şehir kesiminde halkı yerinde tutmaya çalıştılar. Aldıkları haraç daha önce Bizanslı idarecilere ödediklerinden fazla değildi. Bundan dolayı Bizanslı ahali idare değişikliğinden çok etkilenmiyordu. Bu durum bazı Hıristiyanların din değiştirmesine de yol açmıştır. Osmanlı hizmetine giren herkes, aynı devletin bir ferdi oluyordu ve farklı bir ayırım görmüyordu. [18]

 

İskân Politikası ve Rumeli’de Yerleşme

Anadolu’dan Rumeli’ye yönelik göçler birden olmadı, daha çok XV. ve XVI. asır boyunca aralıklarla sürdü. Türk yerleşmeleri Trakya, Makedonya, Kuzeybatı Rumeli kesimleriyle, daha öncesinde kuzeyden gelen Türklerin bulunduğu Dobruca ve Varna hattında yoğunlaştı. Bu bölgelerin yer adlarında, bu iskân hareketinin izleri açık şekilde görülür.[19] “

 

Trakya’daki fetihlerle birlikte Osmanlılar ele geçirilen yerlere Anadolu’dan nüfus nakilleri yapmaya başladılar. Türklerin Rumeli yakasına geçişleri ve yerleşmeleri son derece sistemli bir şekilde cereyan etti. Yeni uç bölgeleri geliştikçe, zapt edilen yeni topraklardan sağlanacak imkânlar Anadolu’daki Türkmenleri ve yerleşik grupları buraya çekmeye başladı. [20]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

XVI. yy. ortalarında Rumeli yürük gruplarının dağılımı[21]

İskânlar, serbest göçler ve sürgünler olarak iradi olup olmama bakımından iki usulle gerçekleştirilmiştir: [22]

 

Serbest göçler, Osmanlı Devleti’nin kurulup genişleme döneminde, özellikle Türkmen aşiretleri arasında varolan göç ve iskân şeklidir. Henüz yerleşik hayata geçmemiş bulunan aşiretler, yeni elde edilen topraklarda ortaya çıkan imkânları göz önüne alarak buralara gidip yerleşmektedirler. Bunun yanında kendiliğinden bir göç metodu olarak tekke ve zaviyelerin kurulması da zikredilmelidir. Zira bölgede ortaya çıkan bu kurumların çevresi kısa zamanda bir yerleşim birimi haline gelmektedir. [23]

Ancak, devletin de desteğine sahip bu göçlerin özellikle Rumeli bölgesi yerleşimi için yeterli olduğu söylenemez. Bu nedenle bir iskân metodu olarak Rumeli için zorunlu nitelikte sürgün göçler söz konusudur. Siyasal nüfuzun kurulmasına engel teşkil eden kişi, topluluk veya aşiretler başka bölgelere gönderilmektedirler. [24] 

 

Sürgün tabiri mutlaka bir cezalandırma anlamına da gelmemektedir. Bu tabir devlet kararı ile gönderilen bütün muhacirler için kullanılan bir tabirdir. Bölgenin mevcut sistemle bütünleştirilmesi büyük bir hızla gerçekleştirilmiştir. Otuz yıl gibi kısa bir süre içinde Teselya (1381), Bulgaristan (1388), Makedonya (1371) ve Arnavutluk (1389) fetholunarak iskâna açılmıştır.[25]

 

Devlet bir taraftan Rumeli’ye Anadolu’dan yoğun Türk göçlerini desteklerken diğer taraftan da bölgenin yerli halklarının İslamlaşmalarını kolaylaştırıcı tedbirler almıştır.  Yerleşim politikası askerî, malî ve hukukî teşkilatlanma ile birlikte uygulanmıştır.[26]

 

 

 

 

Kaynaklar

[1] Devlet-i Aliyye, Halil İnalcık

[2] Devlet-i Aliyye, Halil İnalcık

[3]  http://www.etarih.net/tr/tarih.html

[4] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[5] http://osmanlilar.gen.tr/1389-1451.asp   (Erişim Tarihi 05.08.2013)

[6] Devlet-i Aliyye, Halil İnalcık

[7] Devlet-i Aliyye, Halil İnalcık

[8] Devlet-i Aliyye, Halil İnalcık

[9] Devlet-i Aliyye, Halil İnalcık

[10] Devlet-i Aliyye, Halil İnalcık

[11] Devlet-i Aliyye, Halil İnalcık

[12] http://1.bp.blogspot.com/-jGeGbWv5MB8/ULf-16SfJyI/AAAAAAAAAoY/0DVof5zPboY/s1600/IMG_5900.JPG

[13] http://osmanlilar.gen.tr/1389-1451.asp   (Erişim Tarihi 05.08.2013)

[14] Devlet-i Aliyye, Halil İnalcık

[15] http://osmanlilar.gen.tr/1389-1451.asp   (Erişim Tarihi 05.08.2013)

[16] http://osmanlilar.gen.tr/1389-1451.asp   (Erişim Tarihi 05.08.2013)

[17] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[18] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[19] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[20] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[21] Osmanlı’da İskân ve Göç, Anadolu Üniversitesi

[22] Osmanlı İktisad Tarihi, Anadolu Üniversitesi

[23] Osmanlı İktisad Tarihi, Anadolu Üniversitesi

[24] Osmanlı İktisad Tarihi, Anadolu Üniversitesi

[25] Osmanlı İktisad Tarihi, Anadolu Üniversitesi

[26] Osmanlı İktisad Tarihi, Anadolu Üniversitesi

Türklerin Anadolu ve Rumeliye Yerleşmeleri

Osmanlılar

bottom of page