top of page

III. Murad (1574-1595, 21 yıl)

Kişiliği

4 Temmuz 1546’da Manisa’nın Bozdağ Yaylağı’nda doğdu. 1558 tarihine kadar Saruhan (Manisa)’da kaldı. 1526’da Manisa Sancakbeyliğine tayin edildi.[1]

 

Çok iyi bir eğitim ve terbiye aldı. Orta boylu, beyaz tenli, ela gözlü, kumral, uzun sakallı ve güzel yüzlü idi. [2]

 

Ataları gibi edebiyata meraklıydı. Henüz çocuk yaştayken güzel şiirler yazar, dinleyenleri hayran bırakırdı.[3]

 

Türkçe, Arapça ve Farsça olmak üzere 4 ayrı divan ve Fütuhat-ı Siyam adlı önemli bir tasavvufi risale kaleme almıştı (ancak bu eser kayıptır.) “Muradi” mahlasını kullanarak kaleme aldığı Türkçe divanı klasik şiirimizin en hacimli divanlarından biridir. Tam 1.566 adet gazel içermektedir.[4]

 

Aç gözün bu nevm-i gafletten uyan

Uyan uykusu çok gözlerim uyan

Azrail’in kasdı cânadır inan

Uyan uykusu çok gözlerim uyan


Gayet ince bir kumaş zevki vardı. Gösterişli elbiseler giymeye meraklıydı. Mücevhere, takılara aşırı derecede düşkündü. [5]

 

Kitap sevgisi çarpıcı boyutlara ulaşmıştır. Kitap okumaktan hoşlandığı, dünya tarihine, özellikle dönemin hükümdarlarının yaptığı savaşlara ilgi duyduğu, her şeyi öğrenmek istediği, dünya tarihiyle ilgili olarak yaptırdığı çevirilerden anlaşılmaktadır. Bu eserler arasında Amerika kıtasının İspanyollar tarafından keşfine dair Tarih-i Hind-i Garbi, Feridun Ahmed Bey’in hazırlattığı “Fransa Kralları Tarihi” ve Seyfi Çelebi’nin Asya Hanlıkları ile ilgili eserleri önemlidir.[6]

 

Astroloji (ilm-i nücum) ve astronomiye ilgi duyduğu, Takiyüddin Efendi’nin Galata sırtlarında bir rasathane yapımına izin hatta kendi cebinden 9 bin altın para verdiğini, âlimlerle bir arada olmaktan da zevk aldığını biliyoruz. 7 yıl kadar faaliyette kalan rasathanenin 1580’de yıktırılmasının, bazılarının iddia ettiği gibi Osmanlı’da bağnazlığın yükselmesi ile bir alakası yoktur. Zamanın Şeyhülislamı Kadızade Ahmed Şemseddin Efendi’nin rasathanenin yıkılmasını istemesinin sebebi, orada bilimsel gözlemler yapılması değil, tam tersine hurafe ve batıl inançlara fazla pirim verilmiş olmasıdır. [7]

 

Tahta Çıkışı (1574) – 28 Yaşında

Sultan III. Murad 22 Aralık 1574'te, babası Sultan II. Selim'in vefatıyla boşalan Osmanlı tahtına oturdu. O sıralarda Sokullu Mehmed Paşa sadrazamlık makamındaydı. Osmanlı Devleti hâlâ gücünü korumakla birlikte, Kanuni devrinin şaşaasında değildi. Sultan III. Murad, padişahlığı boyunca İstanbul'dan hiç ayrılmadı. Ama fetihler sürdü. Büyük devlet adamları yüz ağartan zaferler kazandılar.[8]

 

Sokullu Döneminin Sonu

III. Murad tahta ilk geçtiğinde yaşlı veziriazam Sokullu Mehmed Paşa’ya iltifatetmişti. AncakIII. Murad devrindemuhaliflerinin telkinleri sonucunda, Sokullu’nun eski otoritesi yavaş yavaş azalmaya başladı.Sokullu sıkıntılar içerisinde iken, bir gün konağındaki ikindi divanına gelen birderviş, arzuhal verecekmiş gibi yapıp, koynundan bir hançer çıkararak veziriazamın kalbine sapladı. Ağır yaralanan yaşlı veziriazam, kısa bir süre sonra vefat etti. (1588) Bazı araştırmacılar, Sokullu Mehmed Paşa’nın ölüm tarihini, Osmanlıİmparatorluğu’nun “Duraklama Dönemi”ne girmesinin miladı kabul ve ilan ederler[9].

 

 

 

Dipnotlar

[1]http://osmanlilar.gen.tr/1451-1574.asp

[2] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu

[3] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu

[4] Osmanlı’nın Mahrem Tarihi, Mustafa Armağan

[5] Osmanlı’nın Mahrem Tarihi, Mustafa Armağan

[6] Osmanlı’nın Mahrem Tarihi, Mustafa Armağan

[7] Osmanlı’nın Mahrem Tarihi, Mustafa Armağan

[8] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu

[9]Osmanlı Tarihi (1566-1739), Anadolu Üniversitesi

III. Murad (1574-1595, 21 yıl) 

Osmanlılar

bottom of page