top of page

IV. Mehmed Döneminin Sonu

IV. Mehmed’in Tahttan İndirilmesi (1687)

Viyana önlerinde yaşanan mağlubiyet ve ardından yaşanan büyük toprak kayıplarıyla birlikte IV. Mehmed’in av merakına ve iktidarına tepkiler bir çığ gibi arttı. Sultan tepkileri azaltmak için gündüzleri ava çıkmamaya başladı. Fakat bu tedbir de tepkileri yatıştırmak için yeterli olmadı. Halk içinde alenen “Şurada burada memleketler elden gitti ve avdan nicedir feragat etmez, halktan utanmaz veya Allah’tan da mı korkmaz” diye konuşulmaya başlandı. [1]

 

Ulema, şeyhler ve kapıkulu askerleri padişahın aleyhine dönmüştü. Hacı Evhad Tekkesi Şeyhi Hüseyin Efendi “Nasihat kabul etmeyen adamın ayağına varmak caiz değildir” diyerek sultanın kendisini vaaz için davet ettiği camiye gitmedi. Sultanın davetine uyan Şeyh Himmetzâde Abdullah Efendi ise, karşısında padişah var demeden her şeyin bir vakti vardır, şimdi avın sırası mıdır diye ağzına geleni söyledi. Fakat Avcı Mehmed şeyhin sözlerine aldırış etmediği gibi, Himmetzâde Abdullah Efendi vaazını bitirmeden ava gitmek üzere yola çıktı.[2]

 

1686’da Rumeli’deki en önemli serhad şehirlerinden olan Budin, Avusturya tarafından işgal edildiğinde IV. Mehmed, iktidarını devam ettirmek için ava tövbe ettiğini ilân etti. Ancak bu defa da kendisi gece uyuyamaz hâle geldi ve sonunda devlet adamlarıyla yaptığı bir toplantıda, Davutpaşa’dan dışarı çıkmamak şartıyla, ava gitmesine müsaade edildi. IV. Mehmed’in bu hastalık derecesindeki av merakı saltanatının da sonunu getirdi ve tahttan indirilme gerekçesini oluşturdu. [3]

 

Avusturya cephesindeki bozgun bir türlü önlenemiyor, arka arkaya önemli kaleler kaybediliyordu. Bu durum yetmiyormuş gibi dört senedir devam eden sürekli savaşlar askeri bezdirmiş ve toplu firarlar başlamıştı. Tepkiler 5 Eylül 1687’de isyana dönüştü. Ordunun Belgrad’da kışlaması istenince, asker Avusturya cephesini terk ederek İstanbul’a doğru yürüyüşe geçti. IV. Mehmed, askerin isyanını öğrenince, avcılıktan tamamen vazgeçip, tövbe etti. Av köpeklerini saraydan sürdürdüğü gibi beslediği atlardan da has ahırda yalnız 100 tanesini alıkoyarak, diğerlerini dağıttı. Ancak geç kalmıştı. Avusturya cephesini bırakarak 1687’de İstanbul üzerine yürüyen askerler, “Bu ana kadar av hevesiyle kendi arzularına uymayıp, kendisine hayırlı olmayan devlet adamlarını dinlememesi gerekirdi. Şimdiden sonra bu tür sözleri dinlenmez” diyorlardı. [4]

 

Asker, Edirne’ye geldikten sonra burada iki gün bekledi. Bu arada İstanbul’daki devlet adamları, ulema ve yeniçeri ileri gelenlerine hitaben gönderdikleri mektuplarla, IV. Mehmed’i artık padişah olarak görmek istemediklerini, kendileri şehre gelene kadar yeni bir padişahın seçilmesini söylemişlerdi. Askerlerin mektubu İstanbul’a ulaştıktan sonra sadrazam vekili Köprülüzâde Fazıl Mustafa Paşa, devlet adamlarını, ayanları, ulemayı ve yeniçeri ocağının ileri gelenlerini, 8 Kasım 1687’de sabah namazında Ayasofya Camii’nde topladı. Cemaatle sabah namazı kılındıktan sonra ana konuya geçildi. Mustafa Paşa, askerin gönderdiği mektubu bir kez daha yüksek sesle okuttu. Camide toplananlar bunun üzerine sultanın kardeşi Şehzâde Süleyman’ın tahta çıkarılmasını kararlaştırdılar.[5]

 

Vefatı (1693 )

IV. Mehmed tahttan indirildikten sonra 1693’te vefat edene kadar İstanbul ve Edirne saraylarında hapis hayatı yaşadı.[6]Vefat edince İstanbul’a getirildi ve Yeni Cami yanındaki annesi Turhan Valide Sultanın türbesine defnedildi. [7]

 

 

 

Dipnotlar

[1]Osmanlı Tarihi (1566-1739), Anadolu Üniversitesi

[2]Osmanlı Tarihi (1566-1739), Anadolu Üniversitesi

[3]Osmanlı Tarihi (1566-1739), Anadolu Üniversitesi

[4]Osmanlı Tarihi (1566-1739), Anadolu Üniversitesi

[5]Osmanlı Tarihi (1566-1739), Anadolu Üniversitesi

[6]Osmanlı Tarihi (1566-1739), Anadolu Üniversitesi

[7]http://osmanlilar.gen.tr/1566-1699.asp

IV. Mehmed (1648-1693, 35 yıl) 

Osmanlılar

bottom of page