Islahatların Başlaması (1792)
Yeni Düzen (Nizam- Cedid) Arayışları
III. Selim, Osmanlı Devleti Avusturya ve Rusya ile savaş halindeyken tahta çıkmıştı. Rusya EflakBoğdan’ı işgal etmiş, Avusturya kuvvetleri ise Belgrad’ı ele geçirmişlerdi. Devletiniçerisinde bulunduğu bu ağır savaş durumu yalnız ekonomik ve siyasi dengeleribozmakla kalmamış, devlet adamlarını bile ümitsizliğe itmişti. Nitekim Rusya’nınkendisinden neredeyse on beş kat büyük Osmanlı ordusuna karşı galip gelmesiüzerine Sadrazam Koca Yusuf Paşa ve ileri gelen devlet adamlarının “biz bu hal ilekıyamete kadar düşmanı yenemeyiz” dedikleri bilinmekteydi. [1]
III. Selim tahta çıkar çıkmaz çok sayıda devlet yetkilisini toplamış ve devletinkötü gidişatının sebeplerini teşhis etmek amacıyla meşveret meclisleritertip etmiştir. Bu kişilerden devletin içinde bulunduğu tehlikeli durumdannasıl kurtulacağına dair fikirlerini açıkça beyan etmeleri istenmişti. Ayrıca meşveretmeclislerinden ayrı olarak, daha dar bir alanda başta sadrazam olmak üzere bazı devlet adamları ve ilmiye mensuplarının da içinde bulunduğu aydın kişilerden bukonuda kapsamlı raporlar sunmaları istenmiştir.[2]
[3]
Viyana’ya elçi gönderdiği Ebubekir Ratıp Efendiye Avrupa’nın ahvaliyle Avusturya’nın ordu ve idare teşkilatı hakkında rapor hazırlamasını emretti. Çok zeki bir insan olan Ebubekir Ratıb Efendi, kısa zamanda Avrupa’nın ilmi, siyasi ve askeri ahvali hakkında bilgiler topladı. Avusturya ordusunun teşkilatı, askeri mektepleri, subayların yetiştirilmesi ve başka birçok meseleler üzerinde padişaha bir rapor sundu. Devlet adamlarından da devletin bozuk tarafları ve bunların ne şekilde düzeleceğine dair layihalar alan Sultan Selim Han, bu raporlar ışığında idari, mülki, ticari, sınai, zirai, ilmi ve askeri sahalarda yeniliklere girişti. Bu ıslahatların hepsine birden Nizam-ı Cedid adı verilmektedir.[4]
Lâyihaların hemen hemen hepsi askerlik alanında yapılması gereken reformlara odaklanmıştı. Belli başlı üç eğilim göze çarpıyordu; tımarlı ordu ile kapıkuluocaklarını eski düzenlerine dönecek biçimde ıslah etmek, bunları eski durumlarına döndürme görüntüsü altında belli etmeden modern yöntemlerin uygulanması ve ocaklar tasfiye edilinceye kadar onlara karışmayarak yeni bir modern ordu ihdas etmek. [5]Devletin, layihalar arasından daha radikal görüşlere sahip olan Reşid Efendi ile Abdullah Birrî Efendi’nin lâyihalarını benimsediği ve Yeniçeri Ocağı’na alternatif bir yapılanma, hatta açıkça zikredilmese de, Yeniçeri Ocağı’nı kaldırma teşebbüsü içerisine girdiği anlaşılıyor.[6]
Buna göre, on kişilik bir komisyon ıslahat programı hazırlayacaktı. Reformların uygulanması çok tehlikelibir süreç olduğu için on kişilik heyet adeta III. Selim ile ahitleşmişlerdi. Canları pahasına da olsa reform programı hiç kimseyle paylaşılmayacak ve projenin yürütücü kadrosu padişahın özel korumasında olacaklardı.[7]
Nizâm-ı Cedit Ocağı’nın Kuruluşu (1793)
Nizam-ı Cedit hareketinde Avrupa tarzında bir ordunun kurulması ve eski askerî kurumların modernleştirilmesi amaçlandı. Eski askerî kurumların modernleştirilmesi maksadıyla önce idari ve askerî işler birbirinden ayrıldı. Askerlikle ilgisi olmayanlar Yeniçeri Ocağı’ndan çıkarıldı. Ocakların kışlaları genişletilerek askere sürekli talim yapma zorunluluğu getirildi. Askerlerin ücretleri artırılarak, dirliklerin saray gözdeleri yerine askere verilmesi kararı alındı. [8]
[9]
Yeniçeri Ocağı’nın kayıtlı mevcudu yarıya düşürülerek 30 bine indirildi. Yeniçerilere Avrupa tüfekleri ve askerî malzemeleri ile her birime bu tüfekleri kullanabilen sekiz asker verildi. Yenileşme hareketinin başarılı olduğu topçu, humbaracı, lağımcı, top-arabacı ocaklarındaki askerlerin evlenmesi yasaklanarak bu askerlere kışlada kalma zorunluluğu getirildi. Yeniçeri Ocağı’nın ıslahı için alınan tedbirlerden biri de üç ayda bir tahsil edilen ve tahvil gibi kullanılan Yeniçeri esamilerinin/ulufe (maaş) alım satımını önleyerek Yeniçeri olmayanların bu esamilere sahip olmasını engellemekti. Çünkü bu esamilerin siviller eline geçmesi, Ocağın çeşitli şahıs ve grupların çıkarları doğrultusunda yönlendirilmesini ve bazı suistimallere uğratılmasını beraberinde getirmişti.[10]
Ordunun asıl kısmı olan piyadelerin disipline edilerek modern yöntemlerle savaşabilmeleri gerekiyordu.Aslında, III. Selim ve ıslahat komisyonu da Yeniçerilerden bir şey beklemiyordu. Böyle bir ocağııslah etme teşebbüsleri öteden beri sonuçsuz kaldığı için, III. Selim ve ekibi farklı bir yol takip ettiler.[11]
KocaYusuf Paşa savaş dönüşü yanında bazı Avrupalı uzman askerler getirmişti Yeniçerilerin tepkisini çekmemek amacıyla Bostancı Ocağı’na bağlı olarak Levent çiftliğinde “Bostani Tüfekçisi” isimli yeni bir birim kuruldu. III. Selim genç Yeniçerilerin de bu ocağa katılmasını istemişse de onlar buna pek yanaşmamıştı.[12]
Düzenli talim yapan bu birlikteki askerlere yüksek bir ücret verilmekteydi. Buna karşılık Yeniçeri Ocağı içerisinde “Yeniçeri Tüfekçisi” adıyla yeni kurulan birimde görev yapan askerlere Bostancı Tüfekçilerine verilenin yarısı kadar ücret verilmesi ve bunların daha kısa talimler yapmaları, bu birliğin Yeniçerilerin tepkilerini çekmemek üzere kurulan göstermelik bir yapı olduğu anlaşılıyor. Ayrıca, Nizam-ı Cedid askerlerine, Yeniçerilere kıyasla daha iyi ve ücretsiz, et ve ekmek veriliyordu. Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere, yeniçerilerin askeri reforma yönelik tepkileri, basit bir yeniye muhalefet olarak değil, yeni kurulan Yeniçeri Tüfekçisi Ocağı’nın maaşlarının düşüklüğü yüzünden cazibe merkezi olamamasıyla da ilgiliydi. [13]
Nizam-ı Cedid ordusuna getirilen yenilik ve talimler, Yeniçerilere de tatbik edilmek istendi. Ancak Yeniçeriler, yenilik ve talimleri kabullenmeyerek, birkaç ay sonra eğitimi terk ettiler. [14]Ancak çoğunluğu zaten savaşa gitmeyen, esnaflık yapan, rahata alışmış Yeniçeriler kısa bir zaman sonra “talimin gavur işi” olduğunu söyleyerek yeni usul çerçevesinde talim dahi yapmayı reddettiler.[15]Dışardan uzman getirmek de zamanın şartlarında hoş karşılanmamıştı. Önce eğitime razı olan yeniçeriler, yabancı subaylara birkaç ay tahammül edebildiler.[16]
Eski kurumların ıslahı çalışmalarından sonra Avrupa tarzındaki yeni ordu Nizam-ı Cedit adıyla 1793’te kuruldu. Fransa ve İsveç’ten getirtilen subayların yönetimindeki Nizam-ı Cedit ordusunun kuruluşunda 1602 er ve 27 subay mevcudu bulunmaktaydı. Nizam-ı Cedit ordusuna bağlı olarak 23 Kasım 1799’da farklı kıyafetleri olan yeni bir birim daha eklendi. Ordunun 1802’de mevcudu 9263 er ve 27 subaya yükselmişti. 1806’da ise mevcut iyice artırılarak 22.685 er ve 1590 subaya çıkarıldı. Bu askerlerin yarısı Anadolu’da yarısı da İstanbul’da istihdam edilmişti. Nizam-ı Cedit ordusunun masraflarının karşılanması için İrad-ı Cedit Defterdarlığı kurulmuştu. Defterdarlığa bağlı olarak boş kalan dirlikler, içki, tütün, kahve gibi mallara konan vergiler bu orduya tahsis edildi. [17]
İstanbul’da ise Nizâm-ı Cedit için göz alıcı bir kışla yaptırıldı. 1800’de Üsküdar’da inşa edilen ve Selimiye Kışlasında daha nitelikli bir askeri eğitim verilmesi hedefleniyordu. [18]Nizam-ı Cedid ordusu yetiştirilmek üzere Ankara, Kayseri ve Konya’da teşkilat kurulup, askerin mevcudu artırılmaya çalışıldı.[19]
[20]
Modern usullerle eğitilen, disiplinli Nizam-ı Cedid kuvvetinin kısa bir süre sonra mühim hizmetleri görülmeye başlandı. Mısır’ı işgal eden Napolyon’un Akka’da küçük bir Nizam-ı Cedid kuvvetine sahip bulunan Cezzar Ahmed Paşaya karşı mağlup olarak geri dönmesiyle yeni ordunun ehemmiyeti anlaşıldı.[21]
Fransız Devrimi ve Zorunlu Askerliğe Geçiş
Fransız Devrimi’nin modern ordu ve savaş yapısında yarattığı büyük dönüşüm genelde bilinmez. Dünya askerî tarihinde her erkek yurttaşın askerlik hizmetiyle mükellef tutulmasına dayanan zorunlu askerlik ilk kez Fransa’da 1793’te ortaya çıktı ve 19. yüzyılda başta Avrupa olmak pek çok ülkede uygulanır oldu. Başta Güney Fransa’nın dağlık bölgesi olmak üzere pek çok yerde zorunlu askerlik uygulamasına karşı isyan çıktığı gibi, zorla askere alınanların bir kısmı da firar etti; ancak, Fransa, yine de düşük aylıklarla istihdam ettiği gençlerden bir ordu kurmayı başararak Avrupa’daki askerî dengeleri kendi lehine değiştirdi. Çünkü aralarında Osmanlı Devleti’nin de bulunduğu pek çok imparatorluk ve krallığın, farklı etnik ve dini kökenlere sahip gruplardan oluşan tebaalarını ortak bir “vatan hizmeti”ne ikna etmesi kolay değildi.[22]
Girdiği pek çok savaşı kazanan Fransız ordusunu güçlü kılan zorunlu askerlik, topçu ve piyadelerin müşterek harekâtı ile yeni piyade talimi gibi hususlar, III. Selim döneminde kurulan Nizam-ı Cedid ordusuna ilham kaynağı oldu. III. Selim, 1792’de kurduğu Nizam-ı Cedid birlikleri için bu yüzden Fransa’dan subaylar getirtmişti. Napolyon’un Mısır’ı işgaline kadar asker eğitiminden silâh imaline kadar her konuda orduda danışmanlık yapan bu subaylar, işgal başlayınca ülkelerine geri gönderilerek yerlerine İngiliz, İsveçli ve Alman uzmanlar getirtildi. [23]
Askeri Alandaki Diğer Yenilikler
III. Selim’in önem verdiğien önemli kurumlardan bir tanesi Tophane-i Âmire idi. Tophane çevresindeki evleri ve dükkânları satın alarak buraya yeni kışla ve fabrikalar yaptırdı. Özellikle, birtop fabrikası, humbara imalathanesi, tüfek üretim ve tamir atölyesi, barut imalathaneleri kurmak üzere İngiliz ve Fransız uzmanları görevlendirdi. [24]
Özellikle,III. Mustafa ve I. Abdülhamid dönemlerinde pek çok yatırım yapılmış olan topçuocağı için Fransa, İngiltere ve İsveç’ten mühendis ve teknikerler getirilmekle beraber, Fransız modelinde toplar dökülmüştü. III. Selim modern teknoloji kullanarak top dökülmesini sağladıktan sonra, nitelik ve nicelik açısından zayıf olan barut imalatını da elden geçirdi. Küçükçekmece yakınlarında yeni bir baruthane açtırdı. [25]
Yeni orduyu ve eski askerî kurumları nitelikli askerlerle güçlendirmek maksadıyla 1795’te Mühendishane-i Berr-i Hümayun (Kara Mühendishanesi) kuruldu.Mühendishane’de Fransız hocalardan faydalanıldı. Burada Fransızca zorunlu dil olarak okutuldu. Ayrıca Mühendishane’nin Kütüphanesi de kısa zamanda Fransızca kitaplarla zenginleştirildi.[26]
Nizam-ı Cedid programının önemli bir ayağını da deniz gücüne yönelik düzenlemeler oluşturur. Ağır ve dolayısıyla yavaş gemilerin yerini hafif ve hızlı gemiler aldı. Avrupa’dan askeri ve teknik alanlarda yetişmiş kişiler, Osmanlı ülkesinde istihdam edildi. Mühendishane-i Bahri-i Hümayun yeniden düzenlendi. Ayrıca, 1795’te Hasköy’de Mühendishane-i Berri-i Hümayun açıldı. Bu okulda matematik ve geometri ağırlıklı dersler verilmekteydi. [27]
Denizcilik sahası bu dönemin en çok değişim geçirenbirimlerinden biridir. Gemi demiri ve çıpaların üretimiiçin “lengerhâne”, ölçüm ve tasarımların yapıldığı “endâzehâne” denilen yapılar inşa edildi. Tersane’de büyük havuzlar yaptırılarak gemi inşa teknolojisi modernize edildi. Ayrıca, orduda kullanılacak olan cerrahları yetiştirmek üzere Tersane bünyesinde 1807’de bir tıp okulu açıldı.[28]
Diğer Alanlarda Yenilikler
Askeri alanda atılan bu adımları, önemli Avrupa başkentlerinde (Londra, Viyana, Berlin, Paris) daimi elçiliklerin açılması ve Batıliteratüründen yapılan bilimselve edebi tercümeler takip etmiştir.[29]
Mülki ıslahat da yapılıp, Anadolu ve Rumeli toprakları, yirmi sekiz eyalete ayrıldı. Ayanların eskiden olduğu gibi halk tarafından seçilmesi kanun haline getirildi. İlmi eserler yazılıp, pekçok kitap tercüme edilerek, yayınlandı. Tecdid-i Kanun-i Tımar ve Zeamet kanunuyla, harbe katılmayan tımar ve zeamet sahiplerinden topraklarının geri alınması esası getirildi. Avrupa devletlerine daimi elçilikler kurularak, 1793’te ilk tayinler yapıldı. Avusturya, Fransa, İngiltere ve Prusya merkezlerine gönderilen elçiler; bulundukları memleketlerin yalnız siyaseti ve diğer devletlerle olan münasebetleri hakkında bilgiler toplamakla kalmadılar. Aynı zamanda, oraların kültürleri, her türlü ilerleme ve gelişmeleri hakkında bilgiler toplayıp, rapor halinde İstanbul’a gönderdiler.[30]
Dipnotlar
[1] Osmanlı Tarihi (1789-1876), Anadolu Üniversitesi
[2] Osmanlı Tarihi (1789-1876), Anadolu Üniversitesi
[3]http://www.tarihikesfet.com/2013/06/napolyonun-misir-seferi-nizami-cedid.html
[4]http://osmanlilar.gen.tr/1699-1923.asp
[5] Osmanlı Tarihi (1789-1876), Anadolu Üniversitesi
[6] Osmanlı Devletinde Yenileşme Hareketleri (1703-1876), Anadolu Üniversitesi
[7] Osmanlı Tarihi (1789-1876), Anadolu Üniversitesi
[8] Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I, Anadolu Üniversitesi
[9]http://www.on5yirmi5.com/galeri/guncel/128687/tarihte-bugun.html
[10] Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I, Anadolu Üniversitesi
[11] Osmanlı Tarihi (1789-1876), Anadolu Üniversitesi
[12] Osmanlı Tarihi (1789-1876), Anadolu Üniversitesi
[13] Osmanlı Devletinde Yenileşme Hareketleri (1703-1876), Anadolu Üniversitesi
[14]http://osmanlilar.gen.tr/1699-1923.asp
[15] Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I, Anadolu Üniversitesi
[16] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu
[17] Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I, Anadolu Üniversitesi
[18] Osmanlı Tarihi (1789-1876), Anadolu Üniversitesi
[19]http://osmanlilar.gen.tr/1699-1923.asp
[21]http://osmanlilar.gen.tr/1699-1923.asp
[22] Osmanlı Devletinde Yenileşme Hareketleri (1703-1876), Anadolu Üniversitesi
[23] Osmanlı Devletinde Yenileşme Hareketleri (1703-1876), Anadolu Üniversitesi
[24] Osmanlı Tarihi (1789-1876), Anadolu Üniversitesi
[25] Osmanlı Tarihi (1789-1876), Anadolu Üniversitesi
[26] Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-I, Anadolu Üniversitesi
[27] Osmanlı Devletinde Yenileşme Hareketleri (1703-1876), Anadolu Üniversitesi
[28] Osmanlı Tarihi (1789-1876), Anadolu Üniversitesi
[29] Osmanlı Tarihi (1789-1876), Anadolu Üniversitesi
III. Selim(1789-1807, 18 yıl)