top of page

Hatıralar

Hacı Bayram Veli ve Fethin Müjdesi

Hacı Bayram Veli Hazretleri Ankara’ya yerleşip de ilmî ve tasavvufî eğitim faaliyetlerini sürdürmekteyken, Ankara ve çevresinde hızla yayılmaya başlayan Bayramilik tarikatı bazı kötü niyetli devlet adamlarının kışkırtması neticesinde dönemin padişahı II. Murad’ı kısa süreli de olsa tedirgin etmiştir. Bu kışkırtmalardan etkilenen II. Murad Han, Hacı Bayram Veli’yi tanımak üzere Edirne’ye huzura çağırtır. [i]

 

Hacı Bayram Veli ilk andan itibaren padişahın güvenini kazanmış ve kısa bir süre sonra sarayda padişaha ve devlet adamlarına sohbet vermeye başlamıştır. Bir sohbetlerinde konu döner dolaşır ve nihayet Osmanlı yönetiminin daimi gündemini teşkil eden İstanbul’un fethi meselesine gelir. Hacı Bayram Veli Hazretlerine, II. Murad Han sorar “Veli Hazretleri malümunuz dedem Bayezid ve amcam Musa Çelebi’nin İstanbul’u kuşattıklarını hepimiz biliriz. Dedem Bayezid dört defa İstanbul’u kuşatmasına rağmen bir türlü almaya muvaffak olamamıştır. Ben dahi burayı ciddi bir şekilde kuşattım ancak fethine bir türlü muvaffak olamadım. Bunun sebeb-i hikmeti nedir?” Hacı Bayram Veli bu sorunun cevabını ağırdan alır ve başka konular üzerinde durmaya çalışır. Bir gün sabah kahvaltısına oturduğu esnada görevliler bir beşik getirip Hacı Bayram Veli ve II. Murad’ın arasına koyarlar. Hacı Bayram Veli birden beşiğe dönüp bakar ve Fetih Sûresi’ni duyulabilecek bir şekilde okumaya başlar. Biraz sonra ayağa kalkar ve beşikte uyuyan çocuğun yanına gider. Çocuğun yüzünü açar ve sessizce bir dûa okur. O esnada II. Murad cevap alamadığı soruyu tekrar sorar. “Veli hazretleri İstanbul’u almaya ben muvaffak olacak mıyım?” Hacı Bayram Veli “Padişah’ım sana İstanbul’u almak nasip değildir. Fakat Yüce Peygamber’in hadisinde de belirttiği gibi İstanbul mutlaka fetholunacaktır. İstanbul’u senin şu beşikte yatan şehzaden Mehmed’le yanımızda oturan müridimiz köse Akşemseddin alacaktır. Ben dahi bu fethi göremeyeceğim” diyerek cevap verir.[ii]

 

Dünyada Arzulanan Nedir ki?

Oğlunu ve kızlarını evlendirdikten sonra, bir gün vezîri Çandarlı İbrâhim Paşaya şöyle dediği rivayet edilir: “Koca Çandarlı! Bu dünyâda arzûlanan nedir ki? Oğul evermek, kız çıkarmak... Bunları Allahü teâlânın izniyle yerine getirdik. Geriye îmân ile gitmek kaldı.” [iii]

 

Tövbe Et

II. Murat, ölmeden önce Edirne’de bugünkü Sarayiçi’nde gezmeye çıkmıştı. Dolaştıktan sonra saraya dönönüyorlardı. Yanında Sarıca Paşa ile İshak Paşa vardı. Sultan II. Murat, Meriç nehri üzerindeki bir köprüden geçerken, bir devrişe rastladı. Devriş sultanı tanımış ve şöyle demişti: 

-Hey Sultan Murat Han, ölümün yaklaştı tövbe et.

Derviş yoluna devam ederken Padişah yanında bulunan Sarıca Paşaya: 

–Paşa, sen şahit ol, ben günahlarımdan tövbe ettim

dedi ve İshak Paşa’ya dönerek:

Bu derviş kimdir, bilirmisin?

diye sorduğunda İshak Paşa şöyle cevap verdi: 

-Sultanım bu derviş Hacı İsa Dede’dir. Bursa’da Hakkın rahmetine kavuşan Emir Sultan Hazretleri’nin müridlerindendir.

Padişah bu cevaba çok hüzünlendi. Yıllar önce kendisine padişahlık kılıcını kuşatan Emir Sultan’ı hatırladı. Saraya geldi, başına müthiş bir ağrı girdi. Üç gün hasta yatıktan sonra 3 Şubat 1451′de vefat etti.[iv]

 

 

Dipnotlar

[i] http://www.burhandergisi.com/aydn-baar/105-hac-bayram-veli-ve-iimurad-han.html

[ii] http://www.burhandergisi.com/aydn-baar/105-hac-bayram-veli-ve-iimurad-han.html

[iii] http://osmanlilar.gen.tr/1389-1451.asp   (Erişim Tarihi 05.08.2013)

[iv] http://www.tarihnotlari.com/pasa-sen-sahit-ol/

II. Murad (1421-1451, 30 yıl) 

Osmanlılar

bottom of page