top of page

Bu dönemde üretime dayalı iktisadi anlayış yerine, ithalata dayalı tüketim eÄŸilimi ortaya çıktı.[6] Ä°thal ürünlerle seri imalatın ucuzluÄŸuyla rekabet edemeyen Osmanlı esnaf ve zanaatkârlarının zamanla üretim alanından çekilmesi, geleneksel meslekleri gözden düÅŸürdü.[7]Bunun sonucunda, küçük ölçekli geleneksel üretim terk edildi; zanaatkârlar zor duruma düÅŸtü ve neticede meslek çarşıları kan kaybederken klasik esnaf düzeni bozulmaya baÅŸladı. Bu durum toplumun temel dayanaklarından biri olan esnaf ve zanaatkârların hayat standardını düÅŸürürken, zamanla ücretli iÅŸçilere dönüÅŸmelerine yol açarak geleneksel Osmanlı sosyal düzeninin çözülmesinde önemli rol oynadı.[8]

​

 

 

 

 

 

 

 

​

 

 

 

 

 

 

 

 

[9]

19. yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte sosyal hayatın belirgin bir biçimde deÄŸiÅŸime uÄŸrayan bir diÄŸer unsuru, Osmanlı toplumunun temel dayanağı olan aile yaÅŸantısıydı. ModernleÅŸmenin getirdiÄŸi yeni davranış kalıpları ve dünya görüÅŸü, Osmanlı ailesinin deÄŸer yargılarını ve otorite algısını deÄŸiÅŸtirmeye baÅŸladı. Toplumun sosyoekonomik anlamda alt tabakasını oluÅŸturan muhafazakâr kesimdeki çözülme yavaÅŸ seyrederken, üst tabakanın Batı kültürüne yönelmesi daha istekli ve süratli oldu. ÖrneÄŸin üst tabakaya mensup ailelerde zenci dadı, Kafkas kökenli hizmetçi gibi yardımcı elemanların yanına Fransız mürebbiyenin veya Ä°ngiliz bir müzik hocasının da eklenmesiyle, aile yaÅŸantısının modern çerçevesi tamamlanırdı. Bu dönemde artık refah düzeyi yüksek kesimlerin çocukları geleneksel eÄŸitimden çok, Batılı hocalardan davranış, müzik ve yabancı dil eÄŸitimi almaktaydılar.[10]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

​

 

 

 

[11]

19. yüzyılda Ä°stanbul’da geliÅŸen yeni eÄŸlence kültürü, geçmiÅŸin kolektif etkinliklerine karşı bireyselliÄŸi ağır basan zaman geçirme anlayışını doÄŸurdu ve zamanla, içe dönük mütevazı Osmanlı insanını sokaÄŸa çekmeye baÅŸladı. Yukarıda deÄŸinildiÄŸi gibi, 19. yüzyılda köprüler, yeni yollar ve denizyolu taşımacılığının artmasıyla kalabalıklaÅŸan BoÄŸaziçi’nin gündelik hayatı, sayfiyeci elit kesimin deÄŸerleriyle biçimlenen yeni bir eÄŸlence kültürü yarattı. BaÅŸta mehtap âlemleri olmak üzere, kadın erkek bir arada eÄŸlenme tarzı, BoÄŸaziçi’nde yabancı elçiliklerin verdiÄŸi açıkhava partileri ve baloların da etkisiyle geleneksel kültürün sınırlarını zorlayarak gündelik yaÅŸamın bir parçası haline geldi.[12]

​

19. yüzyılın ilk yarısında sosyal hayatta devlet müdahalesiyle gerçekleÅŸtirilen önemli bir yenilik kılık kıyafet düzenlemesiydi. 1828’de askeri kıyafetlerde fesle baÅŸlayan bu süreç, 1829’dan itibaren devlet memurlarını kapsayacak ÅŸekilde geniÅŸletildi. Böylece, memurlara geleneksel kıyafet yerine ceket, pantolon ve fes giyme zorunluluÄŸu getirildi.[1]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[2]

II. Mahmud toplumun büyük bir kesimini ilgilendiren ve sosyal yaÅŸamın görünen yüzünde devrim yaratan kıyafet düzenlemesi nedeniyle kendi devrinde muhafazakâr kesimlerce ÅŸiddetle eleÅŸtirildi. Ancak din ve gelenek konusundaki diÄŸer uygulamaları ve özellikle kadınların sosyal yaÅŸama katılmalarıyla ilgili yaklaşımı, önceki devirlerden pek farklı deÄŸildi. Devlet memurlarının namazlarını cemaatle kılmaları konusunda yetkililere talimat vermesi ve halkın namaz vakti sokaklarda dolaÅŸmaması yönündeki emirleri bu baÄŸlamda ilgi çekicidir. Kadınlarla ilgili uyarı ve yasakları daha da katıdır: YaÅŸmaksız, feracesiz, frapan, canlı renkli ve vücut hatlarını belli eden kıyafetlerle sokaklarda ve mesire yerlerinde dolaÅŸmamaları, tezgâhtarı erkek olan dükkânlarla ÅŸekerci ve dondurmacılardan alışveriÅŸ yapmamaları, dükkân sahipleriyle sohbet etmemeleri ve yanlarında eÅŸleri yokken gezmeye çıkmamaları yönünde yazılı emirler vermiÅŸtir. Bu yaklaşımın nispeten esnetilmesi, 19. yüzyılın son çeyreÄŸini bulur.[3]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

​

 

 

 

[4]

Gündelik hayatın özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra geçirdiÄŸi deÄŸiÅŸiklikler, geleneksel üretim-tüketim ve arz-talep iliÅŸkilerini de deÄŸiÅŸtirdi. Konakların baÅŸköÅŸesine konan piyano gibi enstrumanlar, Batı tarzı ev eÅŸyaları ve aksesuarlar, ithal kumaÅŸlardan dikilen elbiseler ve lüks tüketim maddelerine gösterilen ilgi bu deÄŸiÅŸimin somut yansımalarıydı.[5]

​

Toplumsal Yapı ve DeÄŸiÅŸim 

Toplumun üst kesiminin oluÅŸturduÄŸu köÅŸk ve konak hayatı 19. yüzyılda büyük kentlerde ağırlığını daha çok hissettirmeye baÅŸladı. Özellikle zengin aileler geleneksel ölçeklerle deÄŸerlendirildiÄŸinde gece hayatı denilebilecek bir zaman diliminde farklı eÄŸlenceler geliÅŸtirdiler. Bu kesimin BoÄŸaziçi’ndeki mehtap gezilerine ve elçiliklerin ya da gayrimüslim zenginlerin yalılarının bahçelerinde verdikleri davetlere katılmaları, bu türden yeni yönelimlerdi. Ayrıca birkaç ailenin yalılarının bahçelerinde dönemin yerli-yabancı ünlü müzisyenlerinin çaldıkları parçalar eÅŸliÄŸinde verdikleri ziyafetler, eskiye göre oldukça farklı sosyal aktivitelerdi. Bu dönemde yine elit tabakanın başını çektiÄŸi ve zamanla orta kesimin de ayak uydurmaya çalıştığı bir diÄŸer geliÅŸme, ekonomik düzeye baÄŸlı olarak BoÄŸaziçi’nde veya benzeri yerlerde bir yazlık (sayfiye) edinmekti. Yabancı elçiliklerin Tarabya’da, Mısırlı zenginlerin ise BoÄŸaz’ın farklı noktalarında sahip oldukları yazlık köÅŸkler bu akıma öncülük etti. Bu eÄŸilimin zamanla güçlenmesiyle birlikte BoÄŸaziçi sahilleri, Adalar ve surdışında geliÅŸmeye baÅŸlayan YeÅŸilköy’de konak ve köÅŸk hayatına bir de sayfiye hayatı eklendi. Özellikle 1870 Büyük BeyoÄŸlu Yangını’ndan sonra Tepebaşı ve Taksim’de yapılan büyük gezi parkları, Kuledibi, Bakırköy, Çamlıca, Moda ve Çiftehavuzlar’daki gazinolar, insanlara karma bir biçimde dışarıda daha fazla vakit geçirme imkânı saÄŸladı.[13]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

​

 

 

 

 

​

 

 

 

 

 

 

 

[14]

Galata ve BeyoÄŸlu’ndaki Levanten kahvehaneleri pastanelere dönüÅŸürken, suriçi Ä°stanbul ile Üsküdar yakasındaki geleneksel Türk kahvehaneleri de birer eÄŸlence mekânı hüviyetine büründü. Ä°stanbul’un baÅŸlıca eÄŸlence merkezi sayılan Åžehzadebaşı’ndaki Direklerarası’nda artık cami ile tiyatro yanyana iki farklı sosyalleÅŸme mekânı haline geldi. Ä°stanbul halkı özellikle Ramazan aylarında akÅŸam namazını kıldıktan sonra BeyoÄŸlu’nda Bosco’nun, Naum’un, GedikpaÅŸa’da Güllü Agop’un veya Üsküdar’da Aziziye tiyatrosunun yolunu tutmaya ve böylece dindışı eÄŸlence kültürü giderek gündelik yaÅŸamın ayrılmaz bir parçası haline gelmeye baÅŸladı.[15]

 

Tiyatro, pandomim, opera ve operet gibi Batılı modern sahne sanatlarına sadece halk deÄŸil, saray da ilgi gösterirdi; Sultan Abdülmecid devrinde Ocak 1859’da perdelerini açan Dolmabahçe Sarayı Tiyatrosu, bu ilginin somut bir göstergesiydi. Sarayda farklı tarihlerde ünlü piyanist Franz Liszt, Macar keman virtiözü August d’Adelburg, piyanist Leopold de Meyer, Eugene Leon Vivier, Belçikalı keman virtiözü Henri Wieuxtemps ile eÅŸi piyanist Josephine resital ve konserler verdiler. Bu arada gayrimüslimlerin tiyatro faaliyetleri devlet tarafından ciddi olarak sübvanse edildi.[16]

 

19. yüzyılın sonlarında insanların bir araya geldikleri ve vakit geçirdikleri yerlere bir yenisi eklendi: Batı’da kulüp denilen ve o dönemde Encümen-i Ülfet olarak çevrilen elitlerin sosyalleÅŸme mekânı. Ä°lk kulüp 1870’de ÇemberlitaÅŸ’ta açıldı. Muhafazakâr kesimlerin tepkiyle karşıladığı geleneÄŸe aykırı bu tür yeni yapılar, yazları Ä°stanbul’a akın eden Hıdiv ailesi ve Mısırlı zenginlerin lüks ve israfın sınırlarını zorlayan tavır ve alışkanlıklarıyla daha da pekiÅŸti. BaÅŸta saray kadınları olmak üzere, Ä°stanbul ve Mısır sosyetesinin rekabetinin yarattığı moda ve lüks tüketim merakı, zamanla toplumun diÄŸer kesimlerine de sıçradı.[17]

 

 

 

Dipnotlar

[1] Osmanlı Devletinde YenileÅŸme Hareketleri  (1703-1876), Anadolu Üniversitesi

[2]http://www.ruzad.org/kadin/id5.htm

[3] Osmanlı Devletinde YenileÅŸme Hareketleri  (1703-1876), Anadolu Üniversitesi

[4]http://www.timeturk.com/tr/2009/10/16/kultur-den-osmanli-da-kadin-ozel-sayisi.html

[5] Osmanlı Devletinde YenileÅŸme Hareketleri  (1703-1876), Anadolu Üniversitesi

[6] Osmanlı Devletinde YenileÅŸme Hareketleri  (1703-1876), Anadolu Üniversitesi

[7] Osmanlı Devletinde YenileÅŸme Hareketleri  (1703-1876), Anadolu Üniversitesi

[8] Osmanlı Devletinde YenileÅŸme Hareketleri  (1703-1876), Anadolu Üniversitesi

[9]http://www.ruzad.org/kadin/id5.htm

[10] Osmanlı Devletinde YenileÅŸme Hareketleri  (1703-1876), Anadolu Üniversitesi

[11]http://msoylemeztde.blogspot.com.tr/2010/12/tanzimat-edebiyatinda-roman_05.html

[12] Osmanlı Devletinde YenileÅŸme Hareketleri  (1703-1876), Anadolu Üniversitesi

[13] Osmanlı Devletinde YenileÅŸme Hareketleri  (1703-1876), Anadolu Üniversitesi

[14]http://ozer-rayman.blogspot.com.tr/2013/06/osmanlda-sandal-sefalar-goksu-deresi.html

[15] Osmanlı Devletinde YenileÅŸme Hareketleri  (1703-1876), Anadolu Üniversitesi

[16] Osmanlı Devletinde YenileÅŸme Hareketleri  (1703-1876), Anadolu Üniversitesi

[17] Osmanlı Devletinde YenileÅŸme Hareketleri  (1703-1876), Anadolu Üniversitesi

Osmanlılar

bottom of page