top of page

Mûsiki

XVII. yüzyıl, musiki alanında çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir. Bu yüzyılda özellikle klasik edebiyat şairlerinin musikiye yönelmeleri ve güfte yazmaları dikkat çekici bir durumdur. Bu yüzyılda musiki mecmualarının yazılması da önemli bir gelişme olarak kaydedilmelidir. Bilhassa, asıl ismi Alberto Bobowsky olan Leh asıllı Ali Ufkî Bey’in pek çok saz ve söz eserini eski Batı notası ile kayıt altına alması çok sayıda eserin kaybolmasını önlemiş ve günümüze hazine değerinde eserlerin ulaşmasını sağlamıştır. [1]

 

Buhurizade Itrî bu yüzyılda yetişmiştir. Musiki ile şiir birbirine yaklaşmış ve birçok şair musiki ile ilgilenmiştir.[2]

 

Buhurizade Mustafa Itri (1640 - 1712)

17. yüzyıl büyük Türk bestekârı. Asıl adı Mustafa olup Itri mahlasıdır. Çiçekçilik ve meyvecilikle uğraştığı için bu mahlası almış olduğu söylenir. Çağının kaynakları Mevlevî olduğunu göstermektedir. Hayatı boyunca birçok padişah ve devlet adamından himaye görmüş olup, bunlardan en önemlileri IV. Mehmet ve Gazi Giray Han'dır. Devlet adamlarına yakınlığı nedeniyle sarayda da musiki dersleri vermiştir.[3]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[4]

Dini musikinin de çok önemli eserleri Itri'ye aittir. Bunlar arasında Segah Bayram Tekbiri, Segah Salat-ı Ümmiye, Cuma Salatı, Dilkeş-haveran Gece Salası, Rast Mevlevi "Na't-ı Mevlana" bütün İslam Dünyasında meşhurdur. Itri'nin Neva Kâr'ı Klâsik Türk Musikisi repertuarının en yetkin eseri olarak kabul edilmektedir.Yine Segâh Yürük Semaisi olan "Tûti-i mûcize-gûyem ne desem lâf değil" çok bilinen ve seslendirilen bir eserdir. Eserin güftesi Nefî'nindir.[5]

 

Hat Sanatı

Bu yüzyılda hat sanatı alanında da önemli sanatçılar yetişmiştir. Halid-i Erzurumî, Derviş Ali, Ağakapılı İsmail, Suyolcu Mustafa Eyyubî ve Hafız Osman gibi sanatçılar, Osmanlı hat sanatının önemli simalarından Şeyh Hamdullah’ın üslubunu devam ettirmişlerdir. Bu isimlerden özellikle Hafız Osman’ın hat üslubu, döneminde çok ilgi görmüş ve taklit edilmiştir.[6]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[7]

 

Çini

İznik ve Kütahya üretimi olan çiniler XVII yüzyılın ortalarına doğru kalitesini yitirir.[8] XVII. yüzyılda çini örneklerinin malzeme, renk, sır kalitesinin bozulması ve desenlemelerdeki monotonluk hızlanır.[9]

 

 

 

 

 

Dipnotlar

[1]XVII. Yüzyıl Türk Edebiyatı, Anadolu Üniversitesi

[2]XVII. Yüzyıl Türk Edebiyatı, Anadolu Üniversitesi

[3]http://tr.wikipedia.org/wiki/Buhurizade_Mustafa_Itri

[4]http://www.itusozluk.com/gorseller/%FDtri/395313

[5]http://tr.wikipedia.org/wiki/Buhurizade_Mustafa_Itri

[6]XVII. Yüzyıl Türk Edebiyatı, Anadolu Üniversitesi

[7]http://esmalale.blogcu.com/vav-ki-herzaman-yazilmaz/5586564

[8] Anadolu Uygarlıkları, Anadolu Üniversitesi

[9] Anadolu Uygarlıkları, Anadolu Üniversitesi

Diğer Sanatlar 

Osmanlılar

bottom of page