Musiki
İsmail Dede Efendi (1778-1846)
1778 yılında İstanbul’da doğdu. Yenikapı Mevlevîhânesi’nde yetişmiş; burada 1798’de çile’ye giren Hammâmîzâde İsmail, 1799’da çilesini tamamlamasıyla “dede” unvânını almıştır. 1804 yılında şeyhi ve üstadı Ali Nutkî Dede’nin vefat etmesiyle büyük bir üzüntü yaşamıştır. Dede Efendi ile şeyhi arasındaki yakınlık, Ali Nutkî Dede’nin bir “Şevk u Tarab Âyini” besteleyerek Dede Efendi’ye ithaf etmesiyle derinleşmiş bulunduğundan, şeyhinin üzüntüsü de o nispette derin olmuştur.[1]
[2]
Ünü padişah 3. Selim’e kadar ulaşmış, bestekâra sarayın kapılarını açmıştır. Sarayda öncelikle hânende, ardından musâhib ve sermüezzinlik görevlerinde bulunarak hemen her formda eser vermiş, bestelediği yedi Mevlevî Âyini ile bu formun en büyük bestekârı sayılmıştır.[3]
2. Mahmud’un vefatı üzerine tahta geçen Sultan Abdülmecid döneminde de müezzinbaşılık görevini sürdürmüştür. Ancak bu dönemde önemini yitirmeye başlayan Enderûn’un adı Muzika-i Humayûn olmuş, saray teşkilâtı değiştirilmiş, Batılı mûsikîşinaslara rağbet artmış, padişah operet ve opera parçaları dinler olmuş, Osmanlı sarayını Batı sazları istilâ etmiş, Avrupa’dan piyanolar getirtilmiş, orkestra ve bando takımları kurulmuştur. Az sayıda ustanın dışında yüzyılların geleneklerine aldırış eden kimse kalmamıştır. Tüm bu gidişata artık katlanamayan Dede Efendi, talebesi Dellâlzâde İsmail Efendi ile sarayın bahçesinde dolaşırken “İsmail bu oyunun tadı kaçtı.” diyerek gidişatla alâkalı duygularını dile getirmiştir. Bütün bu yaşananların tesiriyle hacca gitmeye karar veren Dede Efendi yola çıkmıştır. O yıl Mekke’de salgın olan kolera hastalığına yakalanan Dede Efendi, hac vazifesini yerine getirdikten sonra Mina’da kurban bayramının birinci günü 29 Kasım 1846 tarihinde vefat etmiştir.[4]
Dellalzâde İsmail Efendi, Hacı Ârif Bey, Zekâi Dedeyetiştirdiği talebeler arasında meşhur mûsikîşinaslardır. Dellalzâde İsmail Efendi’nin onun bestekârlığına varis olduğu bilinmektedir.[5]
Klasik Türk musikisi formlarını, armoni ve ezgi yapısını zenginleştirdiği gibi aynı zamanda Batı tarzını (örneğin valsler) bu müziğinin içinde kaynaştıran bir bestecidir. Rast makamında ve vals ritmindeki ünlü “Yine Bir Gülnihal” Dede Efendi’nin eseridir.[6]
Dönizetti Paşa (1788-1856)
Sultan II. Mahmut tarafından Türkiye’ye getirilen Saltanat Muzıka-i Hümayun’un şefi olan İtalyan asıllı ve ünlü opera bestecisi Gaetano Donizetti’nin kardeşi olan Giuseppe Donizetti (1788-1856), Batı müziği formunda II. Mahmut için Mahmudiye Marşı’nı, Sultan Abdülmecit için de yirmi iki yıl boyunca resmi olarak çalınan Mecidiye Marşını bestelemiş, Sarayın kapılarının Batı müziği dinletilerine ve opera gösterilerine açılmasına öncülük etmiştir. [7]
Yine 1860’larda Avrupa’da müzik eğitimi alan Osmanlı besteci Dikran Çuhacıyan Leblebici Horhor, Köse Kâhyagibi ilk küçük opera örneklerini bestelemiştir. [8]
Resim
Resimde, mimariye göre batılı resim anlayışına geçiş daha uzun sürmüştür. Duvar resminde klasik gelenekten ilk kopmalar, XVIII. asrın ikinci yarısında rokoko ve barok bezeme öğelerinin arasına manzara, sepet ve meyve tasvirlerinin girmesiyle başlamıştır. Figür betimlemesi ise XIX. asrın ikinci yarısında ele alınmıştır. Derinlik, uzaklık, gölgeleme, tonlama, kütle, hareket, kişilik gibi batı resmine özgü nitelikler birbirinden bağımsız olarak uygulanmış, ancak XIX. yüzyılın ikinci yarısında tümüyle ele alınmış ve tuval üzerine yağlı boya tekniğiyle tablolar yapılmaya başlanmıştır.[9]
Osmanlı döneminde yenilikler saray arayıcılığıyla gelirdi. Resim sanatının 19. yüzyılda Saray tarafından desteklendiğini görmekteyiz. Avrupa ve Kırım gibi ülkelerden özel olarak davet edilen ressamlar ve mimarlar 19. yüzyılda saray desteğiyle İstanbul’a gelmişlerdi. Sultan Abdülmecit, Abdülazizçok güzel resim yaparlardı. Abdülaziz ve Polonyalı ressam Chelebowski arasında resim rekabeti vardı.[10]
Dipnotlar
[2]http://www.gateofturkey.com/sections.aspx?subid=613&id=7&lan=en#prettyPhoto
[6] Kültür Tarihi, Anadolu Üniversitesi
[7] Kültür Tarihi, Anadolu Üniversitesi
[8] Kültür Tarihi, Anadolu Üniversitesi
[9]XVIII. Yüzyıl Türk Edebiyatı, Anadolu Üniversitesi
[10] Kültür Tarihi, Anadolu Üniversitesi
Diğer Sanatlar