top of page

Kanuni Döneminin Sonu

Taht Mücadelesi

Hürrem Sultan’ın oÄŸullarına taht yolunu açmak için giriÅŸtiÄŸi gizli çabalar büyük bir iktidar mücadelesinin sebeplerinin başında gelir. Hürrem Sultan damadı Rüstem PaÅŸa ile birlikte hareket ederek büyük ÅŸehzâde Mustafa’nın idamını saÄŸladı. Nahçıvan Seferi’ne gidilirken 1553 Ekim’i başında babasının otağına çaÄŸrılan Mustafa’nın hayatına burada son verildi. Buna sebep olarak ÅŸehzadenin babasının artık yaÅŸlandığından sefere katılmaya gücü olmadığı yolunda propaganda yaparak tahta geçmek istemesi gösterilir. Mustafa, yaÅŸlı babasının, tıpkı dedesi Yavuz Sultan Selim’in II. Bayezid’e yaptığı gibi tahtı kendisine bırakması gerektiÄŸi düÅŸüncesindeydi. [1]

 

PadiÅŸahın yaşının ilerlemiÅŸ olması taht vârisinin kim olacağıyla ilgili türlü entrikaların yaÅŸanmasına sebep olmuÅŸtur. 1550’li yılların ortalarında tahta aday olabilecek iki vâris kalmıştı: Her ikisi de Hürrem Sultan’ın oÄŸlu olan Åžehzâde Selim ve Bayezid. Hürrem Sultan’ın vefatı iki kardeÅŸin taht mücadelesinde karşı karşıya gelmelerinin baÅŸlangıcını teÅŸkil etti. [2]

 

Åžehzâdeler arasındaki gizli iktidar çekiÅŸmesi sancak yerlerinin deÄŸiÅŸtirilmesine yol açtı. Sultan Süleyman ikisine de eÅŸit mesafede bulunmak için Selim’i Konya’ya, Bayezid’i Amasya’ya gönderdi. Bundan daha çok etkilenen Bayezid oldu. Kütahya’ya geliÅŸini taht için kendisinin tercih edildiÄŸine yoran Bayezid, Ä°ran serhaddine yakın bir sancaÄŸa gönderilmesi üzerine tedirgin olmuÅŸ ve yaÅŸadığı kırgınlığı bir mektupla babasına bildirmiÅŸse de herhangi bir sonuç alamamıştı. Sultan Süleyman bu durum karşısında oÄŸullarının yanına onlara nasihatte bulunacak kimseleri gönderdi. Bayezid’in yanına giden dördüncü vezir Pertev PaÅŸa, ÅŸehzadeyi yatıştırmakta baÅŸarılı olamadı. Bayezid, babasına ağır ve tehdit dolu bir mektup gönderdi. Selim ise yanında bulunan üçüncü vezir Sokollu Mehmed PaÅŸa’nın sözlerine uyarak herhangi bir tepki göstermekten uzak duruyordu. Sonunda babasının tamamen Selim’e meylettiÄŸine kanaat getiren Bayezid, “yevmlü” denilen 20.000 civarında tüfekli asker topladı. Selim ise ancak babasının emriyle askerî bir hazırlığa giriÅŸmiÅŸti. Bayezid, bazı sancakbeylerinin de yanında yer almasıyla 14 Nisan 1559’da Ankara’ya doÄŸru harekete geçti, sonra da Konya’ya yöneldi. 30 Mayıs’ta Konya yakınlarında meydana gelen çarpışmada bozguna uÄŸrayınca önce Amasya’ya çekilip sonra da Ä°ran’a iltica etti. Burada iki buçuk yıl kadar oÄŸullarıyla birlikte kaldı. Sonunda onları teslim almaya gelen Osmanlı elçilik heyetine verildiler. Bayezid ve oÄŸulları teslim alınır alınmaz 23 Temmuz 1562’de idam edildiler. Taht vârisi olarak sadece Selim ve oÄŸulları kalmıştı. Sultan Süleyman ilerlemiÅŸ yaşına raÄŸmen tahtı terk etmek yerine hâlâ cihangir bir padiÅŸah olduÄŸunu göstermek niyetindeydi.[3]

 

Zigetvar Seferi (1566)

1562 Osmanlı-Avusturya AntlaÅŸması’nda kabul ettikleri vergiyi ödemedikleri gibi yeni Kral II. Maksimilyan’ın olumsuz tutumu ve Zigatvar Kalesindeki düÅŸman kuvvetlerin ahaliyi taciz etmeleri üzerine, Osmanlı ordusu baÅŸlarında Sultan olduÄŸu halde 1 Mart 1566’ da Ä°stanbul’dan hareket etti.[4]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

​

​

 

 

 

 

 

[5]

KuÅŸatmanın bu son perdesine girilirken rahatsızlığı daha da artan Kanuni Sultan Süleyman, 6-7 Eylül 1566 gecesi Zigetvar’ın tamamıyla düÅŸtüÄŸünü göremeden, yanında Sadrazam Sokullu Mehmet PaÅŸa, Hekimbaşı olduÄŸu halde “Bu ocağı yanacak kale daha alınmadı mı” diye sorduktan sonra ruhunu teslim etmiÅŸti. Bu sırada 72 yaşının içindeydi.[6]

 

Vefatı (1566 ) – 71 yaşında

Öldükten sonra çürümemesi için iç organları çıkarılıp otağın bir köÅŸesine gömülmüÅŸ, savaÅŸ sırasında karışıklık çıkmasından korkulduÄŸu için de padiÅŸahın ölümü askerden tam 48 gün gizli tutulmuÅŸtur. Ancak Kanuni'nin oÄŸlu, Sultan Selim'in Belgrad'a geldiÄŸi haberi üzerine, üzücü vefat haberi açıklanmış; askerler, paÅŸalar, beyler külahlarını yerlere atarak feryat etmiÅŸlerdir. Sadrazam Sokullu Mehmed PaÅŸa, askere bir konuÅŸma yapıp herkesi yatıştırmış, ondan sonra büyük sultanın tabutu saÄŸlığında bindiÄŸi arabaya konularak Belgrad'a getirilmiÅŸtir. Cenaze namazı, Kanuni'nin ilk büyük seferinde fethettiÄŸi Belgrad önlerinde kılınmış (26Ekim 1566) ve Ä°stanbul'a babasının türbesine gömülmüÅŸtür.[7]

 

Dönemi

Osmanlı tahtın oturduÄŸunda dünyanın en kuvvetli ordu ve donanması, en düzenli devlet teÅŸkilatı, zengin ülkeler, muntazam maliye ve kabiliyetli bir millet emrinde idi. Bu muazzam kaynakları kullanarak zaferden zafere koÅŸan Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı ihtiÅŸam ve azametinin en yüksek mümessilidir. [8]

 

Bizzat ordusunun başında çıktığı on üç büyük sefer sonunda babasından devraldığı 6.557.000 kilometrekarelik Osmanlı toprağını 14.893.000 kilometrekareye ulaÅŸtırdı. YaÅŸadığı asır, dünya tarihine Türk asrı olarak geçti. [9]

 

 

 

 

 

 

 

​

​

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[10]

Sultan Süleyman’ın vefatıyla kendisinden sonraki yüzyıllarda hep özlem duyulacak ve bir benzerinin daha yaÅŸanması arzu edilecek uzun bir çaÄŸ sona ermiÅŸtir[11].

 

Batıda Almanya içlerine kadar akın yapan akıncı beyleri, doÄŸuda Hazar Denizine ulaÅŸarak, Türkiye-Orta Asya birleÅŸmesi siyaseti yanında, bütün Arabistan, OrtadoÄŸu dahil, Hind Okyanusundan Umman Denizi, Basra Körfezi, Kızıldeniz ve Kuzey Afrika’dan Atlas Okyanusuna dayanıldı. Akdeniz fütuhatı neticesinde Atlas Okyanusunda her biri birer deniz kurdu olan, Osmanlı leventleri ve reisleri dolaÅŸmaktaydı. Afrika sahilleri ile Batı Akdeniz’de Oruç ve Hayreddin, Hızır Reisler, Akdeniz’de Turgut Reis, Piyale PaÅŸa, Sinan PaÅŸa, Salih Reis, Hind Okyanusunda Hadım Süleyman PaÅŸa, Selman Reis, SüveyÅŸ’te Seydi Ali Reis, Murad Reis Osmanlı sancağını dalgalandırıp, fetihler yapıyorlardı. Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin PaÅŸa Preveze’de, Turgut Reis Cerbe’de Haçlı donanmalarını bozguna uÄŸratarak Türk-Ä°slam tarihinin en muhteÅŸem zaferlerini kazandılar. [12]

 

Kanuni devrinin parlaklığı yalnız fetihlerinin azametine münhasır deÄŸildir. Türk-Ä°slam medeniyeti de her alanda en yüksek seviyesine bu devirde çıkmıştır:[13]

  • Ä°limde Zenbilli Ali Efendi, Kemal PaÅŸazade, Ebusuud Efendi,

  • Edebiyatta; Baki, Fuzuli,

  • Mimaride; Mimar Sinan,

  • Tarihte; Mustafa Selaniki, Celalzade, NiÅŸancı Mehmed PaÅŸa,

  • CoÄŸrafyada; Piri Reis,

  • Kaptan-ı deryalıkta; Barbaros Hayreddin PaÅŸa, Seydi Ali Reis, Piri Reis ve Turgut Reis,

  • Devlet adamlığında; Lütfi PaÅŸa ve Sokullu Mehmed PaÅŸa

 

Sultan Süleyman çağı her ÅŸeyden önce dinî ve siyasî misyonların belirgin hale gelerek çerçevesinin çizildiÄŸi bir dönüm noktasını teÅŸkil eder. Özellikle Safevîlere karşı yürütülen mücadelede mensubu bulunulan Sünnî dünyasının temsilcisi olma ve bu vasfı yaygınlaÅŸtırma ile onlara karşılık verilmiÅŸtir. [14]

 

 

 

 

 

 

 

 

​

​

 

 

 

 

 

 

 

 

[15]

Osmanlı Devletinin bütün temel müessese ve teÅŸkilatı, Fatih, devrinde en mükemmel bir hale geldi. Fatih teÅŸkilatçı ve imarcı idi. Devlet idaresini tam bir intizam içinde yürütmek için lüzum ve ihtiyaç görüldükçe Ä°slam’ın esaslarına uygun kanunlar ve fermanlar yayınladı. Hazırlattığı kanunnamesi hukuk sahasında çok önemli bir mevki tutmaktadır. Daha sonra Sultan Süleyman Han o güne kadar vazedilen kanunları, Kanunname-i Al-i Osman adı altında Ä°slam hukuku esasları dahilinde toplattırıp, tanzim ettirdi. Kanunname-i Al-i Osman’ın hazırlanmasında Sultan Süleyman Hana devrin büyük âlimlerinden olan Ahmed Ä°bn-i Kemal PaÅŸazade ve Ebüssü’ud Efendiler yardımcı oldular. Bu kanunname, hukuki, idari, mali, askeri ve diÄŸer lüzumlu mevzuları içine alan, baÅŸlıklar altında, ceza, vergi ve ahaliyle askerlerin kanunlarını ihtiva ediyordu. Kanunname’de bildirilen hükümlerin tamamı Ä°slam hukukundan alınarak, Hanefi mezhebine göre tanzim edilmiÅŸtir. Fethedilen ülkelerde, örfi hukuk denilen, önceki idareden kalan kanunlar ve halkın teamülleri de Ä°slam hukukuna uygunluÄŸu ÅŸartıyla kanunname’de yer almıştır. Böylece hazırlanan kanunlar asırlarca en iyi ÅŸekilde veeksiksiz tatbik edilip, devletin tebeasını teÅŸkil eden her çeÅŸit insana huzur ve saadet kaynağı oldu.[16]

 

Sultan Süleyman Hanın Kanunnamesi Sultan Süleyman Hanın asıl adından daha fazla bilinip, ÅŸöhretli olan “Kanuni” unvanı, önceki Osmanlı Kanunnameleri’ni toplattırıp, tanzim ettirmesinden gelir. [17]Bu devirde Ä°ngiltere'den Osmanlı Devleti'nin merkezi olan Ä°stanbul'a bir heyet gelmiÅŸ, Osmanlı hukuk sistemini incelemiÅŸ ve bu sistem Ä°ngiltere kanunlarının temeli yapılmıştır...[18]

 

Batılı çaÄŸdaÅŸ tarihçiler Sultan Süleyman’ı “MuhteÅŸem” (Magnificent, Magnifique), veya “Büyük Türk” (Grand Turc) isimlendirmeleriyle anmaktaydılar. Günümüzde kendi isminden çok “Kanunî” sıfatıyla bilinirse de bu sıfatı ilk defa Dimitrie Cantemir XVIII. yüzyılda kaleme aldığı Osmanlı tarihinde zikretmiÅŸtir. XIX. yüzyılda Osmanlı tarihçilerince de benimsenerek yaygınlık kazanmıştır. Dolayısıyla bugün hemen herkesçe bilinen Kanunî sıfatı I. Süleyman’ın kendisi için takındığı ve dönemindekilerin kullandığı bir unvan deÄŸildir. [19]

 

Süleymaniye Camii ve külliyesi, Sultan Selim, Åžehzadebaşı, Cihangir camilerini; Ä°stanbul’da, Rodos’ta kendi adıyla anılan bir cami; yine Anadolu, Rumeli ve Adalar’da muhteÅŸem camiler; medreseler, hastaneler, yollar ve köprüler Büyük Sultan’dan günümüze kalan yadigarlardır.[20]

 

 

 

Dipnotlar

[1] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[2] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[3] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[4]http://osmanlilar.gen.tr/1451-1574.asp

[5]http://arastiralim.net/com/page/316

[6]http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=173887

[7] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu

[8]http://osmanlilar.gen.tr/1451-1574.asp

[9]http://osmanlilar.gen.tr/1451-1574.asp

[10]

[11] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[12]http://osmanlilar.gen.tr/1451-1574.asp

[13]http://osmanlilar.gen.tr/1451-1574.asp

[14] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[15]http://t24.com.tr/haber/kanuninin-seferde-gecirdigi-sure-3086-gun-yani-8-yil-5-ay/218336

[16]http://osmanlilar.gen.tr/1451-1574.asp

[17]http://osmanlilar.gen.tr/1451-1574.asp

[18] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu

[19] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[20]http://osmanlilar.gen.tr/1451-1574.asp

Kanuni Sultan Süleyman(1520-1566) – 46 yıl 

Osmanlılar

bottom of page