top of page

Mohaç Savaşından Sonra Batı Seferleri

Avusturya Seferive Viyana’nın KuÅŸatılması (1529)

Macaristan çok karışmıştı. Mohaç Zaferi'yle istiklalini kaybetmiÅŸ, son Macar Kralı LayoÅŸ, yerine kimseyi bırakmadan Mohaç Savaşı sırasında ölmüÅŸtü.PadiÅŸah, henüz bütünüyle fethedilmemiÅŸ Macaristan'da karışıklık istemiyordu. Macarlara bir kral lazımdı. Macar milliyetçileri, Zapolya'yı seçtiler. Kanuni de bu seçimi tanıdı. Ancak bazı Macar asilzadeleri bu seçimi tanımadılar. Alman Ä°mparatoru Åžarlken’in küçük kardeÅŸi ArÅŸidük Ferdinand'ı kral ilan ettiler.[1]

 

Ä°ki tarafın kuvvetleri savaÅŸtı. Kanuni'nin Macar Kralı olarak tanıdığı Jan Zapolya yenildi. Ferdinand'm kuvvetleri Budin'i iÅŸgal etti. Yenilen, ama mücadeleden vazgeçmeyen Zapolya, bu yandan kayınpederi Leh Kralından yardım isterken, bir yandan da Ä°stanbul'a elçi gönderip Kanuni'ye durumu bildirdi. Korunmasını diledi. Bunun üzerine Ä°stanbul'da bir antlaÅŸma imzalandı. AntlaÅŸmaya göre, Macaristan bütünüyle Osmanlı himayesine giriyordu (28 Åžubat 1528).[2]
 

Kanuni Sultan Süleyman(1520-1566) – 46 yıl 

[52]

Barbaros Hayreddin Paşa'nın vefat etmesiyle de yeni kaptan-ı derya Sokullu Mehmet Paşa oldu.[53]

 

Avusturya ile Mücadelenin Yeniden BaÅŸlaması (1551)

Ferdinand göndermesi gereken haracı geciktirmiÅŸti. Macaristan hâkimiyeti için önem arz eden Erdel’in emniyeti Osmanlılar açısından çok mühimdi. Almanların Erdel üzerindeki nüfuzlarını arttırmaları ileride Budin’in kaybına yol açabilecek geliÅŸmelere sebep olabilirdi. 1551 Temmuz’unda hareket eden bir Osmanlı kuvveti TemeÅŸvar’ı kuÅŸattı. 1552’de TemeÅŸvar alındı. Budin Beylerbeyi Hadım Ali PaÅŸa ise Seçen, Dregely gibi önemli kaleleri ele geçirmiÅŸ, Palast ovasında Alman kuvvetlerini bozguna uÄŸratmış, daha sonra Kara Ahmed PaÅŸa ile birleÅŸerek Solnuk’u zapt etmiÅŸti. Bu faaliyetler neticesinde Osmanlı sınırı Slovakya’yı içine alacak ölçüde geniÅŸletilmiÅŸti. TemeÅŸvar BeylerbeyiliÄŸi’nin kurulmasıyla da Erdel gözetim altına alınmış oldu. Budin’e sadece 137 kilometre uzaklıktaki EÄŸri (Eger) ise ele geçirilemedi. Bu sırada düzenlenen Nahçıvan Seferi dolayısıyla sınır bölgelerindeki mücadele biraz yavaÅŸladı. Macar meselesi artık iki taraf arasında Erdel ile geniÅŸ ölçüde sınırlanan bir döneme giriyordu. Osmanlıların 1 Haziran 1562’de Habsburglarla vardıkları sekiz yıllık antlaÅŸma Ferdinand’ın Erdel’e yönelik iddialarına son veriyordu. AnlaÅŸmada Osmanlılara yine yıllık 30.000 duka altın verme ÅŸartıvardı. [54]

 

Habsburglarla yoÄŸun bir mücadele içinde geçen bu dönemde en uçta bir hareket üssü olmak üzere Budin BeylerbeyiliÄŸi kurulmuÅŸtu. Böylece Osmanlılar kalıcı olarak Batı’ya doÄŸru geniÅŸlemelerinin son sınırına ulaÅŸtıklarını anlamışlardı. Budin’in çevresinin emniyete alınmasına çalışıldı. Erdel’de voyvodalık teÅŸkilinin ardından da Eflak ve BoÄŸdan dâhil bu üç beyliÄŸin korunarak Habsburglarla baÄŸlantılarının kesilmesi esas hedef oldu. Buraları koruma amacıyla kurulan TemeÅŸvar BeylerbeyiliÄŸi Budin ile birlikte XVI. yüzyılın ikinci yarısında sınır boylarının emniyet ve gözetimi açısından çok mühim bir görevi yerine getirecektir. [55]

 

 

 

Dipnotlar

[1] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu

[2] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu

[3]http://www.devletialiyyei.com/onemli-olaylar/i-viyana-kusatmasi-725.html

[4] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu

[5] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[6] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[7] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[8]http://www.fussilet.com/index.php?topic=35650.0

[9]http://tr.wikipedia.org/wiki/Alman_Seferi

[10]http://tr.wikipedia.org/wiki/Alman_Seferi

[11] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[12]http://www.devletialiyyei.com/onemli-kisiler/i-tahmasp-807.html

[13]http://tr.wikipedia.org/wiki/Alman_Seferi

[14] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[15]http://tr.wikipedia.org/wiki/Alman_Seferi

[16]http://osmanlilar.gen.tr/1451-1574.asp

[17]http://osmanlilar.gen.tr/1451-1574.asp

[18] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[19] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[20]http://tr.wikipedia.org/wiki/Barbaros_Hayreddin_Pa%C5%9Fa

[21] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[22] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[23] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[24]http://tr.wikipedia.org/wiki/Kanuni_Sultan_S%C3%BCleyman

[25]http://osmanlilar.gen.tr/1451-1574.asp

[26]http://osmanlilar.gen.tr/1451-1574.asp

[27]http://tr.wikipedia.org/wiki/Kanuni_Sultan_S%C3%BCleyman

[28] Resimli Osmanlı Tarihi, Yavuz Bahadıroğlu

[29] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[30]http://www.fussilet.com/index.php?topic=35650.0

[31] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[32]http://osmanlilar.gen.tr/1451-1574.asp

[33] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[34] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[35]http://www.tariheyolculuk.org/2012/04/osmanli-minyaturleri.html

[36]http://osmanlilar.gen.tr/1451-1574.asp

[37]http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Budin_Eyalet,_Central_europe_1683.png

[38] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[39]http://osmanlilar.gen.tr/1451-1574.asp

[40] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[41] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[42]http://forum.istanbuloyun.com/viewtopic.php?f=124&t=49362

[43] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[44] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[45] Devlet-i Aliyye, Halil İnalcık

[46] Devlet-i Aliyye, Halil İnalcık

[47] Devlet-i Aliyye, Halil İnalcık

[48] Devlet-i Aliyye, Halil İnalcık

[49]http://www.akintarih.com/turktarihi/osmanli/kapitulasyon/kaputilasyon.htm

[50] Devlet-i Aliyye, Halil İnalcık

[51] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[52]http://www.sureyelken.com/denizcilik/barbaros-hayreddin-pasa/attachment/barbaros-hayrettin-pasa-16/

[53]http://tr.wikipedia.org/wiki/Kanuni_Sultan_S%C3%BCleyman

[54] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[55] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[49]

1544 baharında harekât yeniden baÅŸladı. Kapudan, Ä°spanya kıyılarına saldırı için 22 gemilik bir donanma gönderdi; kendisi donanmanın büyük kısmı ile Sardunya ve Korsika adaları üzerine yürüdü.[50]

 

XVI. yüzyılın ilk yarısı bitmek üzereyken Akdeniz tarihinde önemli role sahip iki isim sahneden çekildi. Nice Seferi aynı zamanda Barbaros Hayreddin PaÅŸa’nın son büyük seferi olmuÅŸtu. Osmanlı deniz gücünün timsali sayılan bu büyük kaptanıderya 1546 Temmuz’unda vefat etti. Bir diÄŸer önemli ÅŸahsiyet I. François ise 1547 Mart’ında öldü. Fransız tahtına oÄŸlu II. Henry geçti. Ä°lk baÅŸlarda tereddüt ettiyse de o da babasının güttüÄŸü siyaseti takip edip Osmanlılarla ittifak içine girmek zorunda kalacaktı. [51]

​

[30]

1539 AÄŸustos’unda Venedikliler de Osmanlılarla anlaÅŸmak zorunda kaldı. Zaten bu savaÅŸ yılları Venedik’in ticaret dolayısıyla elde ettiÄŸi kazanca çok zarar vermiÅŸti. 1540’da yapılan anlaÅŸmayla ticarî imtiyazlarını sürdürecek olan Venedik, Dalmaçya ile Ege’de Osmanlılar tarafından ele geçirilen yerlerin Osmanlı idaresinde olduÄŸunu kabul ediyordu. Bu sırada Milano’yu barış yolu ile alamayacağını gören Fransa Kralı I. François’nın, tekrar iÅŸbirliÄŸini sürdürme yolundaki müracaatı kabul edildi. Sultan Süleyman Fransa’nın hatırı için Venedik’e bu anlaÅŸmayı bağışladığını ifade etmiÅŸti. [31]

 

Budin Seferi (1541)

Osmanlı Devletine tabi Macaristan Kralı ölünce, Kral Ferdinand fırsattan istifade Budin’e büyük bir Avusturya-Alman ordusu sevk etti. Macar Kraliçesi, Sultan Süleyman Han’dan yardım istedi. 20 Haziran 1541’de Ä°stanbul’dan hareket eden padiÅŸahın yaklaÅŸmakta olduÄŸunu haber alan düÅŸman, Tuna Nehrini geçmeye çalışırken, Osmanlı ordusunun mahirane hareketiyle 21/22 AÄŸustos gecesi imha edildi. Macaristan Osmanlı Devletine katılarak, 30 AÄŸustos 1541’de Budin BeylerbeyliÄŸi ve idare teÅŸkilatı kuruldu. Kraliçe Ä°sabelle’nin bir yaşındaki oÄŸlu, Erdel Banlığına tayin edildi. Budin’in en büyük kilisesi camiye çevrilip, “Fethiye” adı verildi. Kanuni bu camide, Ebüssü’ud Efendinin imametinde 2 Eylül 1541’de ilk Cuma namazını kıldı. [32]

 

Beylerbeyilik teÅŸkilatı gereÄŸi Budin, sancaklara ayrıldı. Böylece Macaristan’ın kalbi sayılan Tisza nehrine kadar Tuna’nın saÄŸ ve sol kısımlarındaki Orta Macaristan bir Osmanlı sınır eyaleti haline geldi. Erdel’de ise yeni bir voyvodalık ortaya çıkmış oluyordu.[33]

 

Osmanlı ordusu 1541’de Macaristan’a doÄŸru sefere çıktığında donanma da Adriyatik sahillerinin muhafazası göreviyle denize açılmıştı. Åžarlken, Osmanlıların kara harekâtı esnasında bir donanmayla denizden harekete geçerek Cezayir’e saldırdı. Daha önce Tunus’u alan Åžarlken, Cezayir’i de ele geçirirse Akdeniz’de üstünlüÄŸü kendi lehine çevirebilecekti. Ekim 1541’de büyük Ä°spanyol armadasının taşıdığı 70.000’e yakın asker Cezayir’i kuÅŸattı. Fakat mevsim özellikle büyük bir donanmanın sevk ve idare edilebilmesini güçleÅŸtirecek bir özellikteydi. Nitekim Ekim’in sonlarında donanma Cezayir önlerinde demirli iken ÅŸiddetli yaÄŸmur gemilerdeki barutu kullanılamaz hale getirdi ve kuvvetli rüzgârın etkisiyle gemiler birer birer kıyıya vurmaya baÅŸladı. Kendilerini savunmaktan aciz hale gelen askerler kaleden çıkanlar tarafından etkisiz hale getirildi; pek çoÄŸu da esir alındı. Åžarlken kendi canını zor kurtarıp Ä°spanya’ya dönebilmiÅŸti. Fakat yüzden fazla gemi ve binlerce askerin yanı sıra 300 civarında Ä°spanyol aristokrat kaybedilmiÅŸti. Bu olaydan sonra Åžarlken bir daha deniz seferine çıkmadı. [34]

[37]

Avusturya Seferleri (1543)

1542’de I. François ile Åžarlken arasındaki savaÅŸ yeniden baÅŸlamış, Fransızlar geri çekilmek zorunda kalmışlardı. Ä°ngiltere ile anlaÅŸan Åžarlken, böylece Fransa’yı kıskaca almıştı. Zor durumda kalan I. François, Sultan Süleyman’dan tekrar yardım talebinde bulundu. Fransız elçi, uzun görüÅŸmelerden sonra yardım sözü alabilmiÅŸti. Buna göre Osmanlı ve Fransız donanmalarının müÅŸterek bir harekâtta bulunması kararlaÅŸtırılmıştı. Sultan Süleyman Fransa Kralı’na gönderdiÄŸi Åžubat 1543 tarihli mektupta Fransız donanmasının da hazırlanmasını ve Barbaros ile iÅŸbirliÄŸi içinde hareket etmelerini, kralın da ordusuyla düÅŸman üzerine yürüyerek bunca hazırlığın boÅŸa gitmemesini bildirmiÅŸti. Ayrıca Ä°spanya ile iliÅŸkilere dikkat edilmesini ve Papa’nın arabuluculuk faaliyetleri sonucunda Åžarlken ile barışa yanaÅŸmamasını tembih etmiÅŸti. Zira Osmanlılar Ä°spanya’nın anlaÅŸma yapmak ve ahidnâme almak için giriÅŸtiÄŸi teÅŸebbüslere yüz vermemiÅŸti.[38]

 

Estergon Seferi de denilen bu sefere, Osmanlı eyaleti haline gelen Budin’in emniyet ve teÅŸkilatını pekiÅŸtirmek için çıkıldı. PadiÅŸahın emriyle Budin Kalesine Ä°slam ahali iskân edilip, dini müesseselerin yapımına baÅŸlandı. 23 Nisan 1543’te Ä°stanbul’dan hareket eden Kanuni yol boyunca alınması lüzumlu mevkileri fethettirerek 29 Temmuz 1543’te baÅŸpiskoposluk merkezi Estergon’u kuÅŸattı. Estergon Kalesindeki Alman, Ä°talyan ve Ä°spanyol muhafız askerleri teslim teklifini kabul etmeyince, devrin en büyük ve tesirli ateÅŸli silahlarına sahip Osmanlı ordusu, 315 topla kaleyi döÄŸmeye baÅŸladı. Estergon, Osmanlı kuÅŸatmasına on iki gün mukavemet edebildi. 10 AÄŸustosta müdafilerin çekilip, gitmesine müsaade edildi. Åžehrin en büyük kilisesi camiye çevrilerek Kanuni Sultan Süleyman Han, Cuma namazını burada kıldı. [39]

 

Osmanlıların bundan sonraki hedefi Ferdinand’ın idaresindeki kuzey-kuzeybatı kesimini ele geçirmekti. Elinde bulundurduÄŸu Macar toprakları için kendisinden vergi istendi. Ayrıca Estergon, Tata, ViÅŸegrad gibi ÅŸehirlerin iadesi ÅŸart koÅŸuldu. [40]

 

Bu geliÅŸmeler Avrupa’da bir tepkiye yol açtı. Protestan prensler de Türk tehdidini endiÅŸe verici olarak deÄŸerlendiriyorlardı. Mecliste imparator tarafından tanınan Protestan prensler Osmanlılara karşı yardım sözü vermiÅŸlerdi. Ä°mparatorluk ordusu 20 AÄŸustos’ta Estergon, 7 Eylül’de ViÅŸegrad’a ulaÅŸmış, Tuna’yı aÅŸarak 28 Eylül’de Budin karşısındaki PeÅŸte önlerine gelmiÅŸti. Yardımcı Osmanlı kuvvetlerinin yetiÅŸmesiyle yedi günlük bir kuÅŸatmanın ardından bozguna uÄŸrayarak geri çekilmek zorunda kaldılar. Bu geliÅŸmeler karşısında Sultan Süleyman 1543 Nisan’ında yeni bir Macaristan seferine çıktı.[41]

[42]

Daha önce talep edilen önemli kaleler ele geçirildi. Buradan ilerlenerek Tuna kenarında stratejik bir mevkide olan Estergon 10 AÄŸustos’ta teslim alındı. 15 AÄŸustos’ta Tata ve 3 Eylül’de Ä°stolni Belgrad zapt edildi. Osmanlılar barış ÅŸartı olarak öne sürdükleri yerleri peÅŸi sıra ele geçirerek Budin BeylerbeyiliÄŸi’nin etrafını geniÅŸletmiÅŸ oldular. Artık Ferdinand’ın idaresindeki Macar toprakları daha ciddi tazyik altında tutulabilirdi. [43]

 

Ferdinand’ın gönderdiÄŸi elçilik heyeti ile yapılan görüÅŸmeler önce 1545 Kasım’ında ateÅŸkesle neticelendi. 18 Haziran 1547’de ise Åžarlken’ın da dâhil edildiÄŸi beÅŸ yıl süreyle geçerli olacak iki taraf arasındaki ilk anlaÅŸmaya varıldı. Åžarlken, Augsburg’ta 1 AÄŸustos 1547’de, Ferdinand ise 26 AÄŸustos’ta Prag’ta anlaÅŸmayı tasdik ettiler. Habsburglar bu suretle Osmanlı baskısından kurtulmuÅŸlardı. Osmanlılar ise Batı sınırlarından emin olarak yeni bir Ä°ran Seferi’ne giriÅŸebileceklerdi. AnlaÅŸmanın ÅŸartlarına göre Ferdinand elinde kalan topraklar için 30.000 altın ödeyecekti. [44]

 

Barbaros’un Son Seferi

1543’te Süleyman, Macar Krllığı’nda Ferdinandın elinde kalan arazi ÅŸeridini feth etmek için tekrar Macaristan’a hareket etmiÅŸti; aynı zamanda 1.200.000 altın harcayarak meydana getirdiÄŸi yeni büyük donanmayı (110 kadırga) Kapudan-ı Derya Hayreddin idaresinde gönderdi.[45]

 

Kapudân-i Deryâ, Marsilya'da görkemli bir merasimle karşılandı. Onun ÅŸehre geleceÄŸini duyan halk uzak yerlerden koÅŸup gelmiÅŸ, bu efsane korsanı yakından görmek için sabırsızlanıyordu.[46]

 

François, kuzeyde Åžarlken kuvvetlerine karşı savaşırken, Osmanlı donanmasının Fransız donanmasıyla birlikte gidip Nice ÅŸehrini zapt etmelerini istedi. Doria, onları 140 gemisi ile bekliyordu. Hayreddîn, harekâta devam için kışı Fransa'da geçirmenin zorunlu olduÄŸunu sultana bildirdi. Ä°stanbul ile Paris arasında elçiler gidip geldi, yapılan görüÅŸmeler sonunda Osmanlı donanmasının Toulon liman ÅŸehrinde kışlamasına karar verildi. Kral, Osmanlı donanmasının erzak ihtiyacının ve tayfaya maaÅŸların Fransa tarafından karşılanacağına söz vermiÅŸti. Kapudân-i Deryâ, Toulon limanına vardığı zaman hazırlıklar noksandı. Åžehrin tüm halkı Osmanlıların yerleÅŸmesi için boÅŸaltılacaktı. Ä°stanbul'dan kış koÅŸulları altında erzak vs. gelmesi imkânsızdı. Sayısı 30.000'i bulan Osmanlı donanma efradının beslenme ve maaÅŸ sorunu Fransız makamları ile tatsız tartışmalara neden olacaktır.[47]

 

Nice ÅŸehri o zaman Åžarlken'in himayesi altında idi. Osmanlı-Fransız birleÅŸik donanması ÅŸehri bombardıman ateÅŸine tuttu. Eylül ayında Doria donanma ile Nice kalesinin yardımına koÅŸtu ise de, Hayreddîn'in karşısında çekilmek zorunda kaldı. Osmanlı donanması harekât sahasından çekilmeden, Nice etrafındaki birçok kalenin itaatini saÄŸlayarak Fransızlara teslim etmiÅŸtir. Harekâttan sonra donanma ile kışlamak üzere Toulon'a vardı (9 Ekim 1543). Åžehir, boÅŸaltılmış bulunuyordu.[48]

[20]

Sultan Süleyman’ın 1532 seferi sırasında Andrea Doria idaresindeki imparatorluk donanmasının Osmanlı hâkimiyetindeki Mora’yı vurması üzerine Akdeniz’de Cezayir Sultanı olarak ÅŸöhret kazanan Barbaros Hayreddin, acil olarak Osmanlı bahriyesinin başına geçmek üzere Ä°stanbul’a davet edildi[21]

 

1534 Åžubat’ında Cezayir-i Bahr-i Sefîd Beylerbeyi payesiyle kaptanıderya olarak tayin edilen Barbaros Hayreddin PaÅŸa, Osmanlı donanmasını bir imparatorluk donanması hüviyetinde Akdeniz’e çıkardı. Donanmanın hedefi Tunus’taki iktidar mücadelesinde Ä°spanya’nın etkisini kırmaktı. Barbaros 1534 AÄŸustos’unda burayı ele geçirerek bir deniz üssü haline getirdi. Tunus’un beklenmedik bir ÅŸekilde Osmanlı hâkimiyetine giriÅŸi Åžarlken’ı oldukça endiÅŸelendirdi, bizzat kendisinin de bulunduÄŸu ve Andrea Doria’nın idare ettiÄŸi 300 gemilik donanmasıyla gelerek Tunus Sultanı Mevlây Hasan’ın da yardımıyla 1535 Temmuz’unda Tunus’u geri aldı. Bunun üzerine Cezayir’e çekilmek zorunda kalan Barbaros, karşı atak olarak Ä°spanya idaresindeki Mayorka adasına saldırdı ve buradan aldığı esir ve ganimetle 1535 Kasım’ında Ä°stanbul’a döndü. [22]

 

Adriyatik (Ä°talya) Seferi (1537)

Ä°ran Seferi sonrasında Osmanlılar Fransa ile giriÅŸilecek ortak harekâtı ele aldılar. Buna göre Osmanlı kuvvetleri Arnavutluk’tan Ä°talya’ya çıkacak, Fransızlar da Lombardia’ya gireceklerdi. KararlaÅŸtırılan ortak harekâtın ilk planı 1537-1538’de uygulamaya geçirildi. Osmanlılar, Ä°talya’nın istilasına bir hazırlık olarak Korfu Adası’na yönelik bir sefer düzenlediler. Fransız ve Osmanlı askerleri ilk defa ortak bir harekâtta bulunuyorlardı.[23]

 

Kanuni Sultan Süleyman, 17 Mayıs 1537'de Ä°stanbul'dan ayrılarak "Sefer-i Pulya" denen Adriyatik seferine çıktı. Fransız-Osmanlı ittifakı gereÄŸince Fransa'nın Ä°talya'ya kuzeyden, Osmanlı Donanması'nın ise güneyden saldırı yapılması kararlaÅŸtırıldı. Fakat,Fransa, Ä°talya'ya saldırmaktan vazgeçerek askerlerini Hollanda üzerine göndermiÅŸti.[24]

 

Osmanlı donanması Ä°talya sahillerini abluka altına aldı. Haçlıların büyük amirali ve Akdeniz kıyısındaki Müslüman ahali ile denizcileri taciz eden Andrea Doria bütün aramalara raÄŸmen Osmanlı kaptan-ı deryası Barbaros Hayreddin PaÅŸanın karşısına çıkamadı. 15 Eylülde Ä°stanbul’a hareket eden padiÅŸah, kara ve deniz harekâtının devamını emretti. Kaptan-ı derya Barbaros Hayreddin PaÅŸa, Venediklilere ait Åžira, Patmos, Naksos adalarını fethetti. [25]

 

BoÄŸdan Seferi (1538)

Osmanlı Devletinin düÅŸmanlarıyla iÅŸbirliÄŸi yapan BoÄŸdan Voyvodalığının bazı hareketleri üzerine sefere karar verildi. 15 Eylül 1538’ de BoÄŸdan Voyvodalığının merkezi Suçava’ya girildi. Voyvoda kaçmak mecburiyetinde kaldı. BoÄŸdan meselesini halleden Sultan Süleyman Han, büyük ganimetlerle 27 Kasım’da Ä°stanbul’a döndü. [26]

[35]

Ferdinand, Budin’in bir Türk eyaleti olmasından ürkerek, telaÅŸa kapıldı. Avrupa’da Türk-Ä°slam tehlikesinden bahsederek, propagandaya baÅŸladı. Avusturya, Alman ve diÄŸer Avrupa milletlerinden 100.000 mevcutlu büyük bir Hıristiyan ordusu topladı. PeÅŸte Kalesini kuÅŸatan müttefik Avrupa ordusuna karşı, Budin Beylerbeyi Yahya PaÅŸazade Bali Bey, sekiz bin askerle müdafaada bulundu. 17 Kasım 1542’de Osmanlı ordusunun başında Ä°stanbul’dan hareket eden Sultan Süleyman Han, henüz yoldayken, 24 Kasım’da düÅŸmana karşı gece taarruzuyla PeÅŸte Zaferi kazanıldı. Müttefik Avrupa orduları periÅŸan bir halde kaçarken imha edildi. Zafer haberi padiÅŸaha ulaşınca Edirne’de kaldı. [36]

[12]

Alman ordusu gelmeyince, Osmanlılar da Avusturya'da ilerlemeye devam etti. Almanların Viyana'dan sonra en önemli ÅŸehir olarak gördüÄŸü Graz, kuÅŸatmaya alındı. Bu olay, Hristiyan camiasında ÅŸok etkisi yarattı. Avrupalılar, Osmanlıların daha fazla ilerleyip Avrupa'yı fethedeceÄŸinden korkuyordu.[13]Oradan Hırvatistan’a girdi. Burada ve Slovenya’daki bazı ÅŸehir ve kasabalar ile Zagreb ele geçirildi. [14]

 

Avrupalı devletler büyük bir endiÅŸe içerisindeyken, Osmanlı ordusu Avusturya topraklarındaki seferine devam ediyordu. Ancak Anadolu'dan Osmanlı aleyhine isyan haberleri geliyordu. Anadolu'da ayaklanma çıkmış ve oldukça yayılmıştı. Ä°syan daha da yayılırsa çok tehlikeli bir boyut alabilirdi. Bundan endiÅŸe eden Kanuni Sultan Süleyman yönetimi, seferin sona erdirilip bu sorunun halledilmesini kararlaÅŸtırdı. Zaten Avrupalı devletler de barış yapılmasını sürekli teklif ediyorlardı. Haziran 1533'te Osmanlı Devleti ile Kutsal Roma Cermen Ä°mparatorluÄŸu arasında Ä°stanbul AntlaÅŸması imzalandı. Bu antlaÅŸma ile Osmanlılar fethettiÄŸi bütün bölgelere sahip oluyor, Almanlar Macaristan'dan tamamen vazgeçiyor, çok önemli kaleler Osmanlı idaresine giriyor, Almanlar Osmanlılara yılda 30.000 duka altın haraç ödemek zorunda kalıyor ve Alman imparatoru, Osmanlı imparatorundan aÅŸağı sayılıyordu. Bu yenilgi, Alman halkını derinden üzdü. Ama yine de Alman Ä°mparatorluÄŸu, Viyana'nın kaybedilmemesinden dolayı mutlu sayılırdı.[15]

 

Ä°stanbul AntlaÅŸmasına göre: [16]

  1. Kral Ferdinand, Sultan Süleyman Hanı baba ve metbu (kendisine tabi olunan, uyulan) bilecek ve ancak “kardeÅŸ” diye hitap ettiÄŸi veziriazamla eÅŸit sayılacaktır.

  2. Kral Ferdinand, Osmanlı ülkesine tecavüz etmeyecek ve Sultan da Avusturya ülkesiyle ahalisini kendi tebaası bilecektir.

  3. Kral Ferdinand, Macaristan üzerindeki veraset iddialarından vazgeçecek; Macaristan’ın batısı ve kuzey batısındaki arazisinin hâkimi olacaktır.

  4. Macar Kralı YanoÅŸ ile Kral Ferdinand arasında, Osmanlıların uygun göreceÄŸi hudut geçerli olacaktır.

 

Avrupa’da, Fransa’dan baÅŸka Avusturya’nın da Osmanlı Sultanının himayesini kabul etmesiyle Åžarlken’in “Avrupa Ä°mparatorluÄŸu” kurma projesi gerçekleÅŸemedi. Türklerin takip ettiÄŸi cihanÅŸümul dünya hâkimiyeti siyaseti gereÄŸince, Kanuni Sultan Süleyman Han ve Osmanlı Devleti, Avrupa’da tek başına söz sahibi oldu. [17]

 

Barboros Hayreddin'in Ä°stanbul'a GeliÅŸi (1533)

XV. yüzyılın sonlarında gaza, cihad ve ganimet yolunda faaliyet gösteren deniz akıncıları sayılabilecek korsanlar, Akdeniz’de etkili oldular. [18] Osmanlıların denizlere yönelik siyasetinde yeni bir dönemin baÅŸlamasında Rodos’un alınması ve Barbaros Hayreddin’in Osmanlı hizmetine girmesi çok mühim bir rol oynamıştır. Hayreddin Hızır Reis, abisi ve aslında Avrupalıların “Kızıl sakal” anlamındaki “Barba rossa” lakabını ilk kullandıkları Oruç Reis ile birlikte Kuzey Afrika sahillerindeki korsanlık faaliyetleri dolayısıyla büyük ün kazanmış, devlet donanmalarının bile karşılaÅŸmaya çekindikleri isimler olmuÅŸlardı.[19]

​

BoÄŸdan Seferi[27]

Barbaros'un Preveze Zaferi

Nihayet Andrea Dorya komutasında bulunan Haçlı donanması ile Barbaros'un emrindeki Osmanlı donanması Preveze önlerinde karşı karşıya geldi (26 Eylül 1538). Andrea Dorya'nın emrinde Alman, Venedik, Portekiz ve Papalık donanmalarından meydana gelen büyük bir Haçlı donanması vardı. Emrindeki gemi sayısı 302, top sayısı 2 bin 500, asker sayısı 60 bindi. Buna karşılık Barbaros Hayreddin PaÅŸa'nın emrindeki Osmanlı donanması 122 parçadan ibaretti. Gemilerde 166 top, sekiz bin asker vardı. Yani düÅŸman donanmasının üçte biri kadar gemi, 16'da biri kadar top, dokuzda biri kadar da askerimiz bulunuyordu.[28]

 

Osmanlı donanması 28 Eylül 1538’de tarihinin en büyük zaferini elde etti. Barbaros’un ustaca manevralarına karşılık veremeyen Andrea Doria çekilmek zorunda kalmıştı. Bu zafer sonucunda bütün Akdeniz’de Osmanlı üstünlüÄŸü baÅŸlamıştı. [29]

[8]

Osmanlı Devleti, özellikle Kanuni Sultan Süleyman devrinde Avrupa'da çok ilerlemiÅŸti. Belgrad, Rodos ve Macaristan bölgeleri fethedilmiÅŸti. Viyana kuÅŸatılmış ama kış sebebiyle geri çekilmiÅŸlerdi. Kutsal Roma Cermen Ä°mparatorluÄŸu ve diÄŸer birçok Avrupa devleti, Macaristan topraklarını geri almak istiyordu. Osmanlı topraklarında çıkan bazı isyanlar yayılmaya baÅŸladı. Osmanlı Devleti bu sorunlarla ilgilenirken, Alman askerleri de Osmanlı yönetimindeki Macar topraklarına saldırmaya baÅŸladı. Kanuni Sultan Süleyman, Divan-ı Humayun'un da desteÄŸini alarak Alman toprakları üzerine sefer yapmak ve bu tehlikeyi bastırmak amacıyla savaÅŸ kararı aldı.[9]

 

Osmanlı Ordusu, yaklaşık 120,000 asker ve 400 toptan oluÅŸuyordu. Belgrad'ı geçtiklerinde Kırım Hanının ordusu da orduya katıldı. Böylece Osmanlı ordusundaki asker sayısı 150 bine ulaÅŸtı. Karşısındaki ordu ise 300.000 asker ve 600 toptan oluÅŸtuÄŸu tahmin ediliyor. Osmanlı ordusu çok kolay bir ÅŸekilde Alman idaresindeki Macar topraklarına girdi. Yakınlarında herhangi bir Alman ordusu bulunmuyordu ve Almanlar da Osmanlı ile savaÅŸmayı hiç istemiyordu. Kanuni Sultan Süleyman ise kesin zaferin büyük bir meydan muharebesi ile mümkün olacağını düÅŸünüyordu. Ä°mparator Åžarlken'ı meydan savaşına davet etti. Fakat Alman Ä°mparatoru cevap vermedi. Bunun üzerine çok ağır sözlerle dolu mektuplar yolladı. Ama yine cevap alamadı.[10]Gerçekte kimse Ferdinand’ın Macar tacına yönelik planlarını desteklemek uÄŸruna para ve asker kullanmak istemiyordu. Bu ordu daha çok savunma amacı ile toplanmıştı.[11]

​

20 Mayıs'ta Edirne'ye gelen ordu, 10 gün soma Edirne'den hareket etti. Filibe, Sofya, Belgrad yoluyla Mohaç Meydanı'na geldi. Burada, Macar Kralı Zapolya, kuvvetleriyle Osmanlı ordusuna katıldı. 3 Eylül 1529 Cuma günü, nazlı Budin, Osmanlı kuvvetleri tarafından kuÅŸatıldı. 8 Eylül günü Budin, tekrar ordumuza teslim oldu. Budin, Macaristan'ın baÅŸkenti ilan edildi. [4]

 

Sultan Süleyman daha sonra Viyana’ya ilerledi. 27 Eylül’de ÅŸehri kuÅŸatmaya baÅŸlayan Osmanlı ordusu için mevsim ÅŸartları alışıldık deÄŸildi. Üstelik gerekli malzemeler de getirilmemiÅŸti. Sultan Süleyman’ın düÅŸüncesi ve yaptırdığı hazırlıklar Budin’e yürümek üzere toplanan Ferdinand idaresindeki orduyla karşılaÅŸmaktı. Viyana’nın kuÅŸatılmasının asıl amacı da bu orduyu savaÅŸa çekmekti. Buna raÄŸmen Ferdinand’ın kuvvetleri yerlerinden kımıldamadı. Osmanlı ordusunun daha fazla ilerlemesi ise riskli görüldü. Savaşın Budin’e daha yakın Viyana önlerinde yapılması düÅŸünülmüÅŸtü. Bu ÅŸartlar altında Ekim ayının ortalarına kadar uzayan kuÅŸatmaya mevsim ilerlediÄŸi için son verilerek Budin’e dönüldü. 1529 Seferi’nin esas hedefi Budin’in kurtarılması ve emniyetinin temini olmalıdır. [5]

 

Osmanlı ordusunun Viyana’ya kadar ilerlemesi Avrupa’da büyük bir heyecan ve korkuya sebep olmuÅŸtu. DiÄŸer taraftan Osmanlıların imparatorluk üzerinde oluÅŸturdukları baskı Protestan hareketine dolaylı da olsa yardımcı olmuÅŸtu. Protestanlar kendilerini tanıtmak ve Hıristiyan birliÄŸi içinde meÅŸru bir zemine oturmak için mühim bir imkâna sahip olmuÅŸlardı. Osmanlılar uzaktan da olsa Luther’in faaliyetlerini takip etmekteydiler. Osmanlı merkezine ulaÅŸan bir raporda Alman sınırında ortaya çıkan Luther’in kendisinden bir din peyda ettiÄŸi ve Ä°spanya’nın “batıl dinine” karşı gelerek onlarla savaÅŸtığı bildirilmekteydi. Bununla birlikte Hıristiyanlığın büyük bir tehlike altında bulunduÄŸuna inanılmaktaydı. Hatta Protestan hareketinin lideri Luther önceleri Türkler hakkında olumlu düÅŸünürken 1529 Viyana Seferi’nden sonra onları Hıristiyanlığın düÅŸmanı olarak ilan etti. Bunun yanı sıra Åžarlken karşısında zora düÅŸtüÄŸü anlarda Osmanlılardan yardım talebinde bulunan Fransa bile bu yöndeki iliÅŸkilerini inkâr ederek Hıristiyanlığın tehdit altında olduÄŸu gerekçesiyle oluÅŸturulan ittifaka katılmak zorunda kaldı. [6]

 

Alman Seferi (1532)

Ferdinand’ın 1531’de tekrar Budin’i kuÅŸatması Osmanlılar açısından Zapolya’ya yardım için bir sefer düzenlenmesi gereÄŸini doÄŸurdu. DoÄŸrudan Åžarlken’ın hedeflendiÄŸi bu sefere Osmanlı tarihlerinde “Alaman Seferi” adı da verilmektedir.[7]

Osmanlılar

bottom of page