top of page

Hint Okyanusunda Portekizlilerle Mücadele

Kanunî Sultan Süleyman döneminde Osmanlılar Akdeniz’e hâkim bir deniz gücü haline geldikleri gibi Hind Okyanusu’nda da donanma yüzdürmüşlerdi. [1] Osmanlılar, Kızıldeniz’e girerek İslam’ın kutsal yerlerini tehdit eden Portekiz gemilerine karşı 1525’te Süveyş’te Mısır kaptanlığını kurdular. Süveyş tersanesinde inşa edilen gemiler sayesinde Kızıldeniz’in emniyeti sağlanacaktı. Buradaki 19 gemilik donanma Yemen’e gönderildi. Selman Reis, Kamaran’ı merkez yapmak üzere hazırlıklara giriştiği sırada bir iç çekişme sonucu öldürüldü. Bunun üzerine yeğeni Emir Mustafa Yemen’e hâkim olduktan sonra kendi başına Hindistan’a giderek Diu’ya yerleşmiş ve Portekiz saldırısını püskürtmeyi başarmıştı (1531).[2]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Portekiz İmparatorluğu[3]

1538’te Akdeniz’de Barbaros’un komutasındaki donanma müttefik Hıristiyan donanmasına karşı tarihin parlak zaferlerinden birini kazanırken aynı yıl bir Osmanlı donanması da Hind Okyanusu’na açılmıştı. Bunlar Osmanlı İmparatorluğu’nun ulaştığı operasyonel askerî gücün göstergeleriydi. Harekât baharatın kaynağına ulaşıp eski yolları kesen ve ticareti uzak denizlere yönlendiren Portekizlilere karşı düzenlenmişti. Mısır’ın Osmanlı yönetimine alınması Avrupalıları yeni ticaret yolları arayışına itmiş ve daha önce Avrupa’dan hareketle gidilmemiş bir deniz yolu kullanarak baharatın kaynağına ilk ulaşan Portekizliler olmuştu. [4]

 

Mısır Beylerbeyi tayin edilen Süleyman Paşa, Müslümanlara yardım etmek, Portekizlileri buralardan kovarak eski ticaret yollarını canlandırmak maksadıyla 22 Haziran 1538’te 70 parçadan fazla gemiden oluşan bir donanmayla Kızıldeniz’e açıldı. Böylece İslam’ın kutsal yerleri üzerindeki tehdit de ortadan kaldırılacaktı. Kızıldeniz çıkışında stratejik konumdaki Aden’i ele geçiren Süleyman Paşa, 19 gün sonra Hindistan sahillerine ulaşıp Gogala ve Kat kalelerini aldı. Portekizlilerin gayet müstahkem bir üs haline getirdikleri Diu ise bütün çabalara rağmen zapt edilemedi.[5]

 

Hindistan merkezli deniz ticaret güzergâhının diğer önemli bölgesi olan Basra Körfezi de önemli gelişmelere sahne olmuştu. Osmanlılar baharatın kaynağına ulaşmak için Hind Okyanusu’na gelen Portekizlilere karşı Süveyş’te olduğu gibi Basra’da da bir tersane kurdular. Kızıldeniz’de uyguladıkları stratejinin benzerini takip ederek Basra Körfezi’nin girişini kontrol altına almak için mücadele ettiler. Bu doğrultuda 1550’de Katif, 1554’te ise Bahreyn’i ele geçirdiler. Süveyş’ten 1552 Nisan’ında hareket edip Aden’den Maskat’a gelen donanma altı günlük kuşatmadan sonra burayı ele geçirdi. Ardından 19 Eylül 1552’de Hürmüz kuşatıldıysa da Portekizlilerin büyük bir donanma ile geldiklerinin haber alınması üzerine kuşatma kaldırıldı. Askerî harekâtın başında bulunan Piri Reis donanmayı Basra’da bırakarak birkaç kadırgayla birlikte Basra Körfezi’nin çıkışını kapatan Portekiz donanmasının arasından geçerek Mısır’a ulaştı. Başarısızlığı bahane edilerek İstanbul’dan gelen emir üzerine Mısır’da idam edildi. [6]

 

Basra’da kalan donanmayı çıkarmak için görevlendirilen Seydi Ali Reis Basra’ya geldi. Onun idaresinde Katif’ten Hürmüz’e oradan da Hind Okyanusu’na açılan donanma 10 Ağustos 1553’te karşılaştığı Portekiz donanmasını geri çekilmek zorunda bıraktı. 26 Ağustos’ta üzerine gelen başka Portekiz gemileriyle de mücadele etti; fakat daha sonra şiddetli bir fırtına onu Kirman sahillerine sürükledi. Buradan başlayan uzun kara yolculuğu sonrasında nihayet İstanbul’a ulaştı. [7]

1563’te Malezya adalarındaki küçük hükümetler, Molaka ve Sumatra hâkimi, Açe hükümdarı Alâeddin Portekizlilere karşı Osmanlılardan yardım istemişti. Bu yardım talebine karşılık görevlendirilen Süveyş donanmasının harekâtını Yemen isyanları önledi. Buraya ancak II. Selim zamanında asker ve malzeme ulaştırılabildi. [8]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[9]

Osmanlıların Portekizlileri Hind Okyanusu’ndan uzaklaştırmak için giriştikleri çabalar tam olarak amacına ulaşamadı. Bununla birlikte mücadeleyi devam ettirmeleri bölgedeki Portekiz etkinliğine darbe vurdu ve onların rahat hareket etmelerini önledi. Ayrıca tarihî ticaret yolları Osmanlıların Kızıldeniz ve Basra’da önemli noktalara hâkim olmalarından sonra eski canlılığına kavuştu. Böylece yeniden hareketlenen Akdeniz ticaretinin Bağdat, Halep, Trablusşam, İskenderiye, Kahire gibi liman ve şehirlerin gelişmesine büyük katkısı oldu. Portekizlilerin İslam’ın kutsal beldelerine yönelik planlarının da önüne geçilmişti. Osmanlılar ayrıca bu sırada Basra, Yemen ve Habeşistan’ın kuzeybatı kesiminde beylerbeyilikler kurarak Basra Körfezi ve Kızıldeniz’e girişi emniyet altına aldılar. [10]

 

 

 

Dipnotlar

[1] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[2] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[3]http://tr.wikipedia.org/wiki/Portekiz_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu

[4] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[5] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[6] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[7] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[8] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

[9]http://m.on5yirmi5.com/haber/120356.htm

[10] Osmanlı Tarihi (1300-1566), Anadolu Üniversitesi

Kanuni Sultan Süleyman(1520-1566) – 46 yıl 

Osmanlılar

bottom of page