Osmanlı devlet ve zihniyet yapısında XVI. asrın sonlarında başlayan çözülme, sanat hayatında öncelikle üretimin sayıca azalmasında kendisini göstermiş; XVIII. asırdan itibaren Batı etkisi başta mimari olmak üzere, müzik, resim, gibi bütün sanat dallarını etkisi altına almıştır. Bunlar içinde batılı öğelerin en hızlı uygulandığı sanat dalı mimari olmuştur. [1]
XVIII. asırda cami tasarımında önemli bir sapma görülmektedir. Rokoko ve barok üslupları Osmanlı mimarisine sızmaya başladı. I. Mahmut devrinde yapımına başlanan Nuruosmaniye Camii (1755), temelinde Osmanlı kimliğini koruyan asrın en güçlü barok yapısı olarak biçimlenmiştir. I. Mahmut’un, bu cami için Avrupa’dan planlar getirttiği fakat ulemanın karşı çıkması sebebiyle seçtiği planı tam olarak uygulayamadığı söylenmektedir. Bu üslup, II. Mustafa’nın tahta çıktığı yıl yapımına başlanılan Ayazma Camisi (1757) ve Laleli Camisi (1763)’nde de sürdürülmüştür.[2]
Cami ve Külliyeler
Nuruosmaniye Külliyesi (1748): I. Mahmut tarafından yapımında başlatılan Nuruosmaniye Cami 1755 yılında tamamlanmıştır. XVIII. Yüzyılın en güçlü Barok etkileri taşıyan camisidir. Topografik sorunu ve çevrenin yoğun ticari dokusu nedeniyle değişik kot seviyelerinde yapı çözümlenmiştir. Cami avlusu oval formda düzenlenmiş, kıvrık yuvarlak kemerler, oval pencereler, S biçimli payandalar diğer Barok özellikler olarak camide görülür.[3]Katlı bitkisel bezemeler, yaprak frizleri, kıvrımlı kumaş, çelenk (girlant) istiridye formu, kartuşlar, boşlukta uçan figürler ve hacim kazandırılmış formlar Barok mimari ve süslemelerde ana özelliktir.[4]
[5] [6]
Ayazma Camisi (1759-1763):III. Mustafa tarafından, annesi Mihrişah Emine Sultan ve ağabeyi Şehzade Süleyman adına yaptırılmıştır. Mimarı Mehmed Tahir Ağa'dır. Yapımına 1758 yılında başlanan cami, 2 yıllık inşaat sürecinden sonra 1760 yılında ibadete açılmıştır.[7]
İstanbul Laleli Camisi (1759-1763): III. Mustafa döneminde Mimar Tahir Ağa tarafından inşa edilir. 1783 yılında önemli bir onarım geçirmiştir. Barok etkiyi hissettirir.[8] 1765’te depremde harap olmuş, 1785’te I. Abdülhamid tarafından onartılmıştır. [9]
Ayazma Camii[10] Laleli Camii[11]
Klasik Üslup
İstanbul Köprülü Mehmet Paşa Külliyesi, Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi, Nevşehir Damat İbrahim Külliyesi bu dönemde klasik külliye geleneğini devam ettiren yapı gruplarıdır. Bu dönemde medrese yapılarında kütüphane birimlerinin ilave edilmesi görülmeye başlanır. Topkapı Sarayı, III. Ahmet Kütüphanesi dönemin en önemli kütüphane yapılarındandır.[12]
Diğer Yapılar
Çeşme tasarımında da bu asırda rokoko ve barok üslupların zengin bir çeşitlilik görülmektedir. Bunlardan Sultan Ahmet Çeşmesi (1728) klasik üsluptan ayrılmıştır. Çeşme mimarisinde 1740’a kadar bezeme ilkelerinde görülen çözülmeden sonra, önce rokoko sonra da barok özellikler belirmeye başlamıştır.Kabataş Mehmet Emin Ağa Çeşmesi (1740), Karacaahmet Sadettin Efendi Çeşmesi (1741), değişimin ilk belirtilerini sergiler. [13]
Sultan Ahmet Çeşmesi[14] Mehmet Emin Ağa Çeşmesi[15]
Barok üslup en etkili şekilde II. Osman Çeşmesinde (1756) kendini göstermiştir. Bunlar, bu asırda klasik mimarinin temel özellikleriyle varlığını sürdürdüğünü, barok ve rokoko üslupların etkisinin ise ayrıntılarda kaldığını göstermektedir. [16]
Dipnotlar
[1]XVIII. Yüzyıl Türk Edebiyatı, Anadolu Üniversitesi
[2]XVIII. Yüzyıl Türk Edebiyatı, Anadolu Üniversitesi
[3] Anadolu Uygarlıkları, Anadolu Üniversitesi
[4] Anadolu Uygarlıkları, Anadolu Üniversitesi
[5]http://www.panoramio.com/photo/72074350
[6]http://www.flickr.com/photos/arnimschulz/9687421300/
[7]http://tr.wikipedia.org/wiki/Ayazma_Camii
[8] Anadolu Uygarlıkları, Anadolu Üniversitesi
[9] Sanat Tarihi, Anadolu Üniversitesi
[10]http://osmanlibiyografi.com/mekan_detay.aspx?mekan=Ayazma%20Camii
[11]http://www.istanbul.net.tr/istanbul-Rehberi/dini-mekanlar/laleli-camii/18/5
[12] Anadolu Uygarlıkları, Anadolu Üniversitesi
[13]XVIII. Yüzyıl Türk Edebiyatı, Anadolu Üniversitesi
[15]http://www.mustafacambaz.com/details.php?image_id=25605
[16]XVIII. Yüzyıl Türk Edebiyatı, Anadolu Üniversitesi
18.yy Osmanlı Mimarisi