top of page

Hatıralar

Geyikli Baba

Geyikli Baba, Keşiş dağındaki dergâhında kendi hâlinde yaşar, gelenlere dinini öğretir, şehre inmezdi. Orhan Gazi, Bursa’yı fethettikten sonra, evliyânın gönlünü almak, onların bereketli duâlarına kavuşmak için bir imâret yaptırdı. Onları Bursa’ya da’vet etti. Orhan Bey’e yakınları Geyikli Baba’dan da bahsettiler. “İnegöl civarındaki, Keşiş dağında birçok derviş yerleşmiş, içlerinden bir derviş onlardan ayrılır, ormana gider, geyiklerle arkadaşlık eder. Sizin dostlarınızdan Turgut Alp, onun da dostudur. Sık sık onun ziyâretine gider, beraber sohbet ederler” dediler. Orhan Gazi de haber gönderip, onun kim ve neci olduğunu öğrenmek istedi. Bursa’ya da’vet etti. “Eğer gelmezse, ben varıp elini öpeyim” dedi. Geyikli Baba’yı arayıp buldular. Sultânın sözünü arzettiler. “Baba ilyâs mürîdiyim, Seyyid Ebü’l-Vefâ tarîkatındanım” diye cevap verdi. Bursa’ya da’vet ettiler, rızâ göstermedi. “Sakın Orhan da gelmesin. Dervişler gönül ehli olurlar, gözetirler. Öyle bir vakitte varırlar ki, vardıkları zamanda ettikleri duânın kabûl olmasını arzu ederler” buyurdu. “Bari Orhan Gâzî’ye duâ et!” dediklerinde; “Biz onu hatırımızdan çıkarmıyoruz. Her zaman devletine duâ ile meşgûlüz.” diye haber gönderdi. [i]

 

Aradan zaman geçti. Geyikli Baba, dergâhının yanından bir ağaç dalı keserek omuzuna alıp yola revân oldu. Doğru Bursa hisarına vardı. Pâdişâh sarayına girip, avlu kapısının iç tarafına, getirdiği dalı dikmeye başladı. Sultan Orhan Gâzî’ye haber verdiler. “Bir derviş gelmiş, saray avlusuna ağaç diker” dediler. Sultan çıkıp hâli gördü. Bu dervişin Geyikli Baba olduğunu bildi. Ağacı dikince doğrulup, Orhan Gâzî’ye: “Bu hatıramız burada kaldığı müddetçe, dervişlerin duâsı senin ve neslinin üzerinedir. Senin neslin ve devletin bu ağaç gibi kök salacak, dalları çok uzaklara ulaşacak.” dedi. [ii]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

[iii]

Bir zaman sonra Orhan Gazi, Geyikli Baba’ya iâde-i ziyârette bulundu. Ona; “İnegöl ve çevresi senin tasarrufunda olsun” dedi. “Mülk ve mal cenâb-ı Haktandır, ehline verir, biz O’nun ehli değiliz. Mal, mülk ve sebeplere meyletmek, emîr ve sultanlara gerektir. Bizim gibi fukara kısmına, Allah adamlarına “yakışmaz” diye cevap verdi. Pâdişâh ısrar edince, kendisine hibe edilen yerlere bedel olarak, dergâhının çevresinden az bir miktarını dervişlere odunluk olarak kabûl edip, Sultanın gönlünü aldı. Orhan Gâzî de kabûl etti, râzı olup, çok duâlar aldı. [iv]

 

Ebdal Murad’ın Kılıcı

Ebdal Murad, Orhan Gazi’nin Bursa'yı fethinde yanında bulunan mücahidlerden idi. Yanında daima bir tahta kılıç bulundurur, bu nasıl kılıç deyip alay edenlere; "Siz onun ne kadar keskin olduğunu bilmezsiniz" derdi. Ebdal Murad fetih esnasında Bursa kalesini gözetleme vazîfesi yaptı. Fetihde Sultan Orhan Gaziye yardımlarda bulundu. Dört arşın uzunluğundaki tahta kılıç ile şaşılacak kahramanlıklar gösterdi. Harp bitip Bursa feth olunduktan sonra Ebdal Murad'ın, Keşiş Dağı eteklerindeki tekkesine çekildiği ve Orhan Gazinin tekkeye binden fazla bakır kapkacak verdiği rivayet edilmektedir. [v]

 

Eskiden bu tekkede esnafa peştemal kuşatılır ve çeşitli eğlenceler yapılır, sonra da Ebdal Murad'ın türbesine gidilerek dua edilir ve "Destini destime vergil dest-i keremdir. Allah bir dedik, pervane geldik, yönümüz dergâha döndük. Gün kubbe altında, yeşil seccade üzerinde, erenler meydanında, sizler huzurunda peştemal kuşanıp bir murad almaya geldik." denirdi. Sonra tekbirler getirilir. Velîlere rahmet okunurdu. Kalfalar, çıraklar esnafın en yaşlısının ve ustasının elini öperlerdi. İhtiyar usta da; "Allah mübarek etsin oğlum, sanatına doğru ol." diyerek dua ederdi.[vi]

 

Orhan Gazi Han’ın oğlu Murad-ı Hüdavendigar’a sözleri

“Ey bağlarımın tatlı meyvesi olan Oğul! Saltanatına mağrur olma. Unutma ki dünya, Hazret-i Süleyman’a kalmamıştır. Unutma ki, dünya saltanatı geçicidir. Lakin büyük bir fırsattır. Allah yolunda hizmet ve Peygamberimizin aleyhisselam şefaatine mazhariyet için, bu fırsatı iyi değerlendir! Dünyaya ahiret ölçüsüyle bakarsan; ebedi saadeti feda etmeye değmediğini göreceksin. [vii]

 

Oğul! Gözün daima dini yüceltmede olsun. Resulullahın yolunu yoldaş edin. Rehberini Din-i islamiyet’i iyi bilenler ve uygulayanlardan seç. Gücünü kuvvetini cihat yolunda harca. Adını Gâzi Murad olarak yazdır. Dinin desteği olan sancağımı dalgalandır. [viii]

 

Kuran-ı kerimin hükmünden ayrılma! Adâletle hükmet! Gâzileri gözet! Dine hizmet edenlere hizmeti şeref say! Fakirleri doyur! Zalimleri cezalandırmakta tereddüt gösterme! Adâletin en kötüsü geç tecelli edenidir. Sonunda hüküm isabetli bile olsa, geciken adâlet zulümdür! [ix]

 

Oğul, biz yolun sonuna geldik. Sen daha başındasın. Cenab-ı Mevla saltanatını mübarek kılsın.” [x]

 

 

Kaynaklar

[i] http://www.ehlisunnetbuyukleri.com/Evliyalar-IslamAlimleri-Detay-GEYIKLI_BABA-2660.aspx

[ii] http://www.ehlisunnetbuyukleri.com/Evliyalar-IslamAlimleri-Detay-GEYIKLI_BABA-2660.aspx

[iii] http://www.sondevir.com/yurthaberler/140659/geyikli-baba-turbesine-ziyaretci-akini.html

[iv] http://www.ehlisunnetbuyukleri.com/Evliyalar-IslamAlimleri-Detay-GEYIKLI_BABA-2660.aspx

[v] http://www.ehlisunnetbuyukleri.com/Osmanli-Hikayeleri-Detay-EBDAL_MURADIN_KILICI-292.aspx

[vi] http://www.ehlisunnetbuyukleri.com/Osmanli-Hikayeleri-Detay-EBDAL_MURADIN_KILICI-292.aspx

[vii] http://www.ahmetsimsirgil.com/tarihveinsan/92.html

[viii] http://www.ahmetsimsirgil.com/tarihveinsan/92.html

[ix] http://www.ahmetsimsirgil.com/tarihveinsan/92.html

[x] http://www.ahmetsimsirgil.com/tarihveinsan/92.html

Orhan Gazi (1326-1359, 33 yıl)

Osmanlılar

bottom of page