top of page

Ebu Süfyan’ın Çabaları  

Ebu Süfyan yola çıktığı sırada, Hz.Peygamber sahabileri ile birlikte bulunuyordu. Onlara,

- Ebu Süfyan, anlaşmayı uzatmak üzere yanımıza gelmek için yola çıkmış bulunuyor. Ama istediğini elde edemeden dönüp gidecek!

 

buyurdu. Ebu Süfyan, Medine’ye ulaştığında ilk önce, Hz.Peygamberin de hanımı olan kızı Ümmü Habibe’nin evine girdi. Hz.Peygamberin minderine oturmak için yönelince Ümmü Habibe, minderi katlayıp kaldırdı ve babasının ona oturmasına engel oldu. Ebu Süfyan,

- Ey kızcağızım! Bu minderi mi benden esirgiyorsun, beni mi bu minderden esirgiyorsun, anlayamadım?
- Bu Resulullah’ın minderi! Bir müşrik onun üzerine oturamaz!
- Ey kızcağızım! Vallahi, evimden ayrıldıktan sonra sana kötülük gelmiş!
- Hayır, Allah bana bir kötülük değil, İslam’ı nasip etti. Sen ise hala taştan yontulmuş putlara tapıyorsun. Babacığım! Senin gibi Kureyş’in büyüğü olan birisi nasıl olur da İslam’dan uzak kalır?
- Yazıklar olsun sana! Senden bunu da mı işitecektim? Ben, atalarımın dinini bırakıp da Muhammed’e mi tabi olacağım?

 

Ümmü Habibe’nin evinden çıkıp doğruca mescitte bulunan Hz.Peygamberin yanına geldi:

- Ya Muhammed! Hudeybiye barışını sağlamlaştır ve süresini de uzat! Gel aramızdaki anlaşmayı bir yazı ile yenileyelim!
- Ey Ebu Süfyan! Sen bunun için mi geldin?
- Evet!

 

Hz.Peygamber, ona hiçbir cevap vermedi. Ebu Süfyan, aracı olmaları için Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali’nin yanlarına da gittiyse de onlardan hiç biri aracı olmaya yanaşmadılar. Sonunda Ebu Süfyan, Mescid’e girdi. Ayakta durarak,

- Ey insanlar! Haberiniz olsun ki, ben aramızdaki anlaşmayı yeniledim. Muhammed’in, bu anlaşmada bana vefasızlık edeceğini de hiç sanmıyorum.

 

diye seslendi. Ardından da Hz.Peygamberin yanına gitti:

- Ya Muhammed! Benim bu sözümü zannetmem ki reddedesin!
- Ey Ebu Süfyan! Bunu senin düşüncen!

 

Ebu Süfyan, Hz.Peygamberin bu sözü üzerine devesine binip Mekke’ye geri döndü.

 

bottom of page