Müslümanların Medine’ye gelmelerinin üzerinden 7 yıl geçmiş, Kureyş ile on yıllık barış yapılmıştı. Hz.Peygamber, çevre ülkelerdeki hükümdarlara ve kabile başkanlarına mektuplar yazarak onları İslam’a davet etmeye başladı.
Habeş Hükümdarı (Necaşi) Asham’ın İslam’a Çağırılması
Amr bin Ümeyye, bir mektupla birlikte Habeşistan’a gönderildi.
Habeş Hükümdarına Gönderilen Mektup
Hz.Peygamberin mektubu Necaşi’nin huzurunda okundu. Necaşi, hemen tahtından indi, tevazu ile yere oturdu ve şöyle dedi:
- Eğer, yanına kadar gitmeye imkan bulsaydım, muhakkak giderdim. Allah’ı şahit tutarak söylerim ki; O, kitap ehlinin geleceğini bekleyip durdukları peygamberdir. Gözle görmek, bu müjde haberinden daha tatmin edici değildir. Fakat ne yapayım ki, Habeşlilerden pek az yardımcım var. Yardımcılarımın çoğalmasını ve kalplerinin İslam’a ısınmasını bekliyorum.
Bir mektup yazarak bir çok hediye ile birlikte Hz.Peygambere gönderdi.
Habeş Hükümdarının Verdiği Cevap
Necaşi, Habeşistan’a sığınmış bulunan Müslümanların Medine’ye gidebilmeleri için yol hazırlıkları yapılmasını emretti. İki gemi hazırlandı. Gemilerden birisine Müslümanlar, diğerine de Necaşi’nin oğlu Erha ile birlikte aralarında din adamlarının da bulunduğu 70 kadar Hebeşli bindi. Fakat Habeşlilerin gemileri Medine'ye ulaşamadılar. Gemileri deniz yolculuğunda battı ve içindekiler boğularak can verdi.
Rum Hükümdarı (Kayser) Heraklius’un İslam’a Çağırılması
Dıhye bin Halife, bir mektupla birlikte Rum (Bizans) Kayseri Heraklius’a gönderilmişti. Dıhye, Bizans’a bağlı olan Gassan’ın yöneticisi Haris’e başvurdu, durumu anlattı. Adiy bin Hatim Dıhye’yi Heraklius’a götürmekle görevlendirildi. Bu sırada Heraklius, Kudüs’te bulunuyordu.
Dıhye, Hz.Peygamberin mektubunu, Kayserin oturup dinlendiği yere bıraktı. Kayser mektubu getirtti. Arapça olduğunu görünce, bir tercüman çağırttı. Mektup, “Allah’ın kulu ve peygamberi Muhammed’ten Rumların sahibi Heraklius’a” diye başlıyordu. Heraklius, odada bulunanları dışarı çıkardı. Bir Hristiyan olan danışmanını yanına çağırıp görüşünü aldı. Ardından, Dıhye’yi getirmekle görevlendirilen Adiy bin Hatim’i huzuruna çağırdı.
Adiy:
- Ey Hükümdar! Koyun ve deve sahibi Araplardan olan şu kişi, yurtlarında meydana gelen şaşılacak bir olaydan bahsediyor.
dedi. Heraklius, tercüman vasıtasıyla Dıhye ile konuşmaya başladı:
- Yurdunuzda meydana gelen olay nedir?
- Aramızda biri ortaya çıktı. Kendisinin peygamber olduğunu söylemektedir. Halkın bir kısmı Ona tabi oldu. Bir kısmı da karşı koymakta. Aralarında çarpışmalar oluyor.
Heraklius, Kudüs’ün emniyet amirini çağırdı.
- Peygamber olduğunu söyleyen şu kişinin soyundan, kabilesinden bir adam bulup bana getirin!
diye emir verdi. O sırada Ebu Süfyan, ticaret için Şam’da bulunuyordu.
Ebu Süfyan'ın Sorguya Çekilmesi
Heraklius, Ebu Süfyan’ı dinledikten sonra, bir süre Dıhye ile konuştu. Ona Hz.Peygambere iletilmek üzere bir mektup ve kıymetli hediyelerle verdi. Kayser Müslüman olmaya niyetlenmiş, fakat çevresindekilerin itirazları üzerine bundan vazgeçerek Müslüman olmamıştı.
İran Hükümdarı’nın (Kisra) İslam’a Çağırılması
Abdullah bin Huzafe, Kisra’ya elçi olarak gönderildi. Yanında Hz.Peygamberin mektubunu taşıyordu.
İran hükümdarına gönderilen mektup
Abdullah, Kisra’nın sarayının kapısına kadar geldi. Yanına girmek için izin istedi. Kisra önce kabul salonunun süslenmesini, ardından da devlet adamlarının içeri alınmasını emretti. Sonra elçi içeri alındı. Kisra, mektubun alınarak getirilmesini emrettiyse de, Abdullah bunu kabul etmedi:
- Onu, Resulullah’ın emrettiği şekilde, kendim vereceğim!
- Öğle ise hadi yanıma yaklaş!
Mektubu okutmak için katibini çağırdı. Katip mektubu, “Allah’ın peygamberi Muhammed’den, İranlıların büyüğü Kisra’ya!” diye okumaya başlayınca, Kisra büyük bir öfkeye kapıldı. Hz.Peygamber kendi ismini Kisra’nın isminden önceye almıştı. Bağırdı, çağırdı, sonra da devamını bile okumadan mektubu yırttı.
- Şuna bak! Benim kölem olan kişi, kalkıp da bana mektup yazıyor! Mülk ve saltanat benimdir! Sizler, karınlarınızın doyduğunu, gözlerinizle inkar eden kimselersiniz!
dedi ve elçinin çıkarılmasını emretti.
Abdullah, Medine’ye gelip durumu Hz.Peygambere haber verdi. Bunun üzerine, Hz.Peygamber dua etti:
- O benim mektubumu parçaladı! Allah’ta onun mülk ve saltanatını parçalasın!
Kisra'nın Hz.Peygamber'in başının kesilip gönderilmesini istemesi
İskenderiye Hükümdarı’nın (Muvakıs) İslam’a Çağırılması
Hz.Peygamber,
- Ey İnsanlar! Karşılığını Allah ödemek üzere, şu mektubu Mısır Hükümdarına hanginiz götürür?
diye sordu. Hatib, sıçrayıp ayağa kalktı ve Hz.Peygamber’in yanına gitti:
- Ya Resulallah! Ben götürürüm!
- Ey Hatıb! Görevini, Allah, senin için mübarek kılsın!
Hatıb, mektubu Hz.Peygamberden aldı. Evine gidip hazırlığını yaptı. Ailesi ile vedalaşıp yola çıktı. Muvakıs’ı İskenderiye’de buldu. Sarayın kapısına varıp niçin geldiğini haber verdi. Kendisini hiç bekletmediler. Mektubu Muvakıs’a verdi.
İskenderiye hükümdarına gönderilen mektup
Hz.Peygamberin mektubu okununca Muvakıs, “Hayırlı olsun!” dedi. Aradan bir süre geçtikten sonra, Muvakıs, Hatib’i tekrar huzuruna çağırttı.
Hatib'in Muvakıs ile konuşması
Muvakıs, mektubu alıp fildişinden yapılmış bir kutunun içine koydu. Aradan bir süre geçtikten sonra da Arapça bir mektup yazdırarak Hatıb’a verdi ve Hz.Peygamberin yanına gönderdi.
İskenderiye hükümdarının cevabı
Muvakıs, bundan fazla ne bir şey yaptı ne de Müslüman oldu.
Hatıb, hediyelerle Medine’ye döndü, Muvakıs’ın sözlerini Ona anlattı. Hz.Peygamber, Muvakıs’ın gönderdiği hediyeleri kabul etti ve şöyle buyurdu:
- Kötü adam! Saltanatına kıyamadı. Esirgediği saltanatı ise kendisine kalmayacak!
Gassan (Şam Sınırı) Hükümdarı’nın İslam’a Çağırılması
Hz.Peygamberin gönderdiği altı elçiden birisi de Şuca bin Vehb’di. O da İslam’a davet için Şam sınırında yaşayan Hristiyan Arapların hükümdarı Haris bin Ebi Şimr’ül Gassani’ye gönderildi.
Gassan hükümdarına gönderilen mektup
Haris'in Gassan hükümdarı ile buluşması
Medine’ye dönüp Resulullah’ın yanına geldim. Haris’in sözlerini ve davranışlarını anlattım.
- Saltanatı yok olsun!
buyurdu. Kapıcı Mira’nın selamını ve söylediklerini de kendisine ilettim.
- Doğru söylemiş.
buyurdu. Haris bin Ebi Şemr, Mekke’nin feth edildiği yılda öldü. Yerine Cebel bin Eyle geçti ve ondan sonra da saltanat sona erdi.
Yemame Hükümdarı’nın İslam’a Çağırılması
Hz.Peygamber, Salit bin Amr’ı, Yemame hükümdarı Hevze bin Ali’yi İslam’a davet etmekle görevlendirdi.
Yemame hükümdarına gönderilen mektup
Salit, mektupla birlikte Hevze’nin yanı gittiği zaman Hevze onu ağırladı. Mektubu okuduktan sonra, kibarca red etti.
Yazdığı mektubunda şöyle cevap verdi:
Davet ettiğin şey, ne kadar güzel, ne kadar iyi!
Ben kavmimin şairi ve hatibiyim. Araplar benim kavmimden korkar ve titrerler.
Bana işinden bazı yetkiler ver de Sana tabi olayım.
Hevze, elçiye bahşişler ve iyi dokunmuş kumaştan elbiseler vererek mektupla birlikte geri gönderdi. Salit mektubu Hz.Peygambere getirdi ve okudu.
Hz.Peygamber:
- Yerdeki olmamış bir hurmayı bile istese ona vermem! Sahip olduğu her şeyi yok olsun!
diyerek dua etti. Mekke’nin feth edildiği yıl, Hevze’nin de ölüm haberi Hz.Peygamber’e ulaştı.
Hükümdarları Davet
İran, Bizans, Habeşistan...
Habeş hükümdarının Müslüman olması...
İran hükümdarı saltanatını neden kaybetti?