Hz.Peygamber bulundukları vadinin uzak bir bölgesine doğru gitmişti. Sağanak halinde yağmaya başlayan yağmura tutuldular. Hz.Peygamber ıslanan elbisesini çıkararak bir ağacın üzerine astı, kendisi de yanı üzerine uzandı. O sırada bir grup bedevi uzaktan Onu izliyorlardı. İçlerindeki en cesurları olan Du’sur’a,

- İşte elimize fırsat geçti. Muhammed tek başına. Arkadaşları gelip onu kurtarıncaya kadar biz onun işini bitiririz.

 

dediler. Du’sur, yavaş yavaş ilerleyerek Hz.Peygamberin yanına kadar sokuldu, başucuna dikildi. Kılıcını sıyırarak sordu:

- Ya Muhammed! Şimdi seni benim elimden kim kurtaracak?
- Allah!

 

Du’sur’un elinden kılıcı düştü. Hz.Peygamber, elbisesinin yanında duran kılıcını aldı ve sordu:

- Şimdi seni benden kim kurtarabilir?
- Kılıç tutanların hayırlısı ol!

 

Hz.Peygamber, Du’sur’u İslam’a davet etti ve sonra da serbest bıraktı. Du’sur arkadaşlarının yanına vardı:

- Ben halkın en hayırlısının yanından geliyorum!
- Hani, söylediklerin nerede kaldı? Eline fırsat geçmişti, kılıç da elindeydi. Seni onu öldürmekten ne alıkoydu?

 

Du’sur, olanları anlattı ve onları da İslam’a davet etti.