Hayber
Sehl bin Sa’d der ki:
- Sahabiler geceyi, sancağın kime verileceğini konuşarak geçirdiler. Hemen hepsi de sancağın kendisine verileceğini umdu.
Büreyde de o geceyi ve ertesi günü şöye anlatıyor:
- Yarın, Hayber’in fethi gerçekleşecek diye içimiz rahat bir şekilde geceyi geçirdik. Resulullah, sabah namazını kıldırdıktan sonra ayağa kalkıp sancağın getirilmesini istedi. Müslüman savaşçılar karşısında saf olmuşlardı.
Hz.Ömer o anki duygularını şöyle anlatıyor:
- Kumandanlığı o günkü kadar hiç arzulamadım.
Hz.Peygamber bir süre bekledikten sonra sordu:
- Ali nerede?
- Ya Resulallah! Onun gözü ağrıyor.
- Onu bana çağırın!
Ali’nin elini tutarak Hz.Peygamberin yanına getirdiler. Hz.Peygamber,
- İşte bununla fetih gerçekleşecek! Yanıma yaklaş!
- Ya Resulallah! Görüyorsun ki, ayaklarımın bastığı yeri bile göremeyecek haldeyim.
Hz.Peygamber, Hz.Alinin gözüne üfledi, eliyle de sıvazladı ve kendisi için dua etti.
Hz.Ali der ki:
Resulallah, haber gönderip beni getirttiği zaman,
- Ya Resulallah! Gözlerim ağrıyor!
dedim. Hz.Peygamber, ağrıyan gözüme üfledikten sonra,
- Ey Allah’ım sıcağın ve soğuğun sıkıntısını bundan gider!
diye dua buyurdu. O günden beri ne sıcaktan, ne de soğuktan rahatsız oldum.
Gerçekten de, Hz.Ali, en sıcak günde kalın elbise giyer ve sıcaktan bunalmazdı. En soğuk günlerde de en ince elbiseleri giyer fakat üşümezdi. Bunun sebebi sorulduğunda kendisi için Hayber’de yapılan duayı anlatırdı.