Savaşta Şehid Olanların Ailelerine İlgi
Cafer bin Ebu Talib, Hz.Peygamberin amcasının oğluydu. Cafer’in hanımı Esma anlatıyor:
Cafer ve arkadaşları şehid olduğu zaman, Resulullah yanıma geldi. Ekmeklerimi yoğurduktan sonra çocuklarımın yüzünü yıkamış, saçlarını taramıştım. Resulullah,
- Ey Esma! Cafer’in oğulları nerede? Onları bana getir!
Onları yanına getirdim. Bağrına bastı, öptü ve kokladı. Gözlerinden yaşlar akmaya başladı.
- Ya Resulullah! Anam, babam sana feda olsun! Neden ağlıyorsun? Yoksa Cafer ve arkadaşlarından sana bir haber mi geldi?
- Evet, onlar bugün şehid oldular!
- Vah efendim! Vah Caferim!
- Ey Esma! Sakın ağzından uygunsuz bir söz kaçırma ve göğsünü döğme!
buyurdu.
Cafer’in oğlu Abdullah da o günü şöyle anlatıyor:
Resulullah, benim ve kardeşimin başını okşarken, ben Onun yüzüne bakıyordum. Gözlerinden süzülen yaşlar sakalına damlıyordu. Sonra geride kalanlar için dua etti ve evine gitti. Evdekilere,
- Cafer ailesi için yemek yapmayı ihmal etmeyin. Onlar bugün kaybettikleri büyüklerinin acısıyla uğraşıyorlar.
buyurdu. Cafer’in ailesine üç gün boyunca Hz.Peygamber’in evinden yemek götürüldü.
Şehid olanların birisi de Hz.Peygamber’in evlatlığı Zeyd bin Harise’ydi. Zeyd bin Harise’nin kızı, Hz.Peygamberin yüzüne ağlamaklı ağlamaklı bakınca, Hz.Peygamber de kendini tuamayarak ağlamaya başladı. Yanında bulunan Sa’d bin Ubade sordu:
- Ya Resulullah! Bu ne?
- Bu sevgilinin, sevgilisine özlemidir!