top of page

Şeybe’nin Müslüman Olması 

Babaları Uhud savaşında Müslümanlar tarafından öldürülmüş olan Şeybe ve Safvan, Huneyn’de bir fırsatını bulup Hz.Peygamberi öldürerek intikamlarını almak konusunda anlaşmışlardı. Müslümanların bozguna uğradıkları ve büyük bir kargaşanın yaşandığı sırada Şeybe bekledikleri fırsatı ele geçirdiklerini düşündü.

 

Kılıcını kınıdan çıkardı ve sağ taraftan Hz.Peygambere yaklaşmaya başladı. Ama H.Abbas’ın ayakta dikildiğini görünce, “Amcası Onu yalnız ve yardımsız bırakmaz!” diyerek yaklaşmaktan vazgeçti. Sol taraftan yaklaşmayı denedi fakat orada da Ebu Süfyan’ı gördü. “Amcasının oğludur! O da Onu yardımsız bırakmaz ve yanından ayrılmaz” diye düşündü. Arka tarafından Hz.Peygambere yaklaşmaya başladı. Kılıcını Hz.Peygambere vurmaktan başka bir işi kalmamıştı ki aralarında birden yıldırım benzeri bir ateş parçası gördü. Gözlerini elleriyle kapatıp geri çekildi.

 

Şeybe der ki,

- İşte o zaman anladım ki, o benim saldırımdan muhakkak korunuyor.

 

Hz.Peygamber ona doğru başını çevirdi ve gülümsedi:

- Ey Şeybe! Anasız kalasıca! Yanıma gel!

 

Şeybe titremeye başladı. Yanına gelince, Hz.Peygamber, elini onun göğsüne koydu ve

- Ey Allah’ım! Bundan şeytanı def et!

 

diyerek dua etti. Hz.Peygamber,

- Şeybe! Haydi artık kafirlerle savaş!
- Ya Resulullah! Ben alaca atlı pek çok süvariler görüyorum?
- Ey Şeybe! Onları ancak kafir olanlar görür!

 

buyurdu ve göğsümü eliyle sıkarak

- Ey Allah’ım! Şeybe’ye doğru yolu göster!

 

diye dua etti. İkinci kere göğsümü sıkarak tekrar dua etti. Vallahi, üçüncüsünde daha elini kaldırmamıştı ki, Allah’ın yaratıklarından bana Ondan daha sevgilisi kalmamıştı. Resulullah’ın önünde kılıç vurup savaştım. Vallahi canımla ve her şeyimle Onu korumak istiyordum. O sırada babam sağ olsaydı da babamla karşılaşsaydım, kılıçla vurup onu da öldürürdüm. Hevazinler bozguna uğrayıp yurtlarına kaçtıkları zaman, Resulullah’ın huzuruna vardım:

- Hamd olsun O Allah’a ki, hakkımda dilediğin şeyden daha hayırlısını diledi.

 

buyurdu ve kendisine yapmayı düşündüğüm her şeyi, bana olduğu gibi haber verdi. Halbuki ben onları hiç kimseye söylememiştim. Hemen

- Şahadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve Sen de hiç şüphesiz Allah’ın peygamberisin!

 

diyerek Müslüman oldum. Benim için bağışlanma dilemesini istedim. Benim için dua etti. Halbuki, Araplardan ve Arap olmayanlardan Muhammed’e tabi olmadık hiç kimse kalmasa, ben yine de Ona tabi olmam!” diyordum.

 

bottom of page